3. Bölüm

4.9K 185 68
                                    

 "Öyle kolay aşık olmam
Ama senin ayrı bir havan var
Seni gördüğümde beynim oyunlar oynar
Yine görüşürüz
Hiç sanmam, yaşıyoruz çok farklı hayatlar
Benim olmazsan burada bir dakika durmam

Bu şarkıyı çok sevdiğini biliyorum... şarkının sözleri beni anlatıyor bir bakıma. Öyle kolay kimseye aşık olmazdım ta ki seni görene kadar. Hayatıma bir anda girdin, ben de senin hayatına öyle girdim. Ödeştik Anemon... Biliyor musun, bugün sana çok yakındım. Ama ne sen beni gördün, ne de ben sana dokunabildim. Sadece sana uzaktan bakabildim ve sonunda kaçtım. Hep yaptığım gibi... Yakında karşına çıkacağım Anemon, sadece sabret ve beni bekle.

Seni seviyorum, şimdilik hoşçakal.

Adonis'den sevgilerle..."

Mektubu bitirdiğimde yatağa sessizce oturdum. Hala bana çok garip geliyordu, yani birinin bana bu kadar çok aşık olması. Mektuba baktım ve tebessüm ettim. Güzel seviyordu... 

Mektubu ve çiçeği tekrar kutuya koydum, yatağa da geri döndüm. O beni böyle güzel severken, benim onu tanımamam üzücüydü. Sıkıntıyla nefesimi verdim. Onun için üzülüyor, korkuyordum. Ya onun gibi sevemezsem? 

İlerleyen saatlerde oturup kızların gelmesini bekledim. Onlara her şeyi anlatacaktım, ne olursa olsun artık! Kimseye anlatmasam içimde kalacaktı yoksa...

Kapı çalınınca koşup açmaya gittim. Kapıda Mehir ve Miray'ı görmemle rahatlamıştım, tam kapıyı kapatacakken bir ses duymamla durdum.

"Bensiz dedikodu yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz siz?"

"Ya da bizsiz?"

Kapıda Caner, Tuğrul ve geldiğinden hiç memnun olmayan Turgut vardı. Ağzım şaşkınlıkla açılırken Tuğrul ve Caner beni iterek içeri girdi. Caner içeri girerken söyleniyordu...

"Umarım atıştırmalık bir şeylerin vardır yoksa dedikodunun tadı tuzu kalmaz."

Mehir fısıldayarak konuştu.

"Nasıl geldiler anlamadım, özür dilerim kuşum. Ama böyle olması daha iyi oldu sanki? Hiçbirimiz birbirimizden bir şey saklamamalıyız."

Konuyu öğrendiğinde aynı düşüneceğini sanmıyordum fakat onu üzmemek için kafamı salladım. Turgut kendini bir anda yere atarak çığlık atmaya başladı. Onun çığlığıyla annem koşarak mutfaktan gelmişti.

"Oğlum hoş geldiniz, de iyi misin?"

"Aysu teyze sınava az kaldı ve çalışacak güçte hissetmiyorum kendimi."

Turgut ağlamaklı bir sesle konuşmuştu. Sınavı gözünde çok büyütüyordu, sonucunda ölüm yoktu.

"Aysu teyze sen onu dert etme, Turgut sen de kalk yerden! Utandırıyorsun beni."

Tuğrul'un dediklerine hepimiz gülmüştük. Turgut sonunda yerden kalktığında hepsini odama götürdüm. Ayağa kalkarak odanın içinde volta atmaya başladım.

"Sevda aklını falan mı kaçırdın? Ne söyleyeceksen söyle, meraktan ölüyorum."

Caner'in dediklerine gülümsedim ve "Tamam ama kızmak ve saçma sapan hareketler yapmak yok. Söz mü? Caner özellikle sana söylüyorum." dedim.

"Hah! Allah'ın delisi özellikle bana söylüyormuş..."

Caner'in dediklerini takmadan kutuyu yerinden çıkardım. Ortalarına oturup açıklama yapmaya başladım. Korkuyordum...

"Şimdi... Bu gördüğünüz kutunun içindekiler benim özel eşyalarım. Kimseye göstermedim, size gösteriyorum..." durup derin bir nefes aldım ve gözlerimi bizimkilere çevirdim. Hepsi bana çok dikkatli bakıyordu. 

Anemon| TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin