23. Bölüm

3.1K 103 59
                                    

Hayat tahmin edemeyeceğimiz kadar sürprizlerle doludur. Kötü veya iyi sürprizler hayatımızı bambaşka yollara sokabilir. Kim derdi ki bana Cengiz'in benden hoşlanacağını, aşık olacağını. Benim de ona karşı boş kalamayacağımı...

Şimdi durmuş, onun bana anlatacaklarını büyük bir merak ve sükunetle bekliyordum. Dananın kuyruğu burada kopacaktı artık. Ya bir olacaktık ya da iki parçaya bölünüp başka yönlere savrulacaktık.

Beni saklanma yerime götürmüştü. Cengiz aylar önce gittiğinde kafamı dinlemek için burası uğrak yerim olmuştu. Şimdi ise, burada onunlaydım. Bundan daha güzel ne olabilir ki?

"Ben..." diyerek söze başlamasıyla, ona güven vermek amacıyla tebessüm ettim. "Her şey çok karışık, nasıl anlatacağım?"

Kendi kendine konuşuyor, bir yol arayışına giriyordu. Elinin bir tanesiyle kravatını gevşetmek için yakasına attı. "Sıkıntı yapma Cengiz. Buradayım ve seni dinliyorum, kaçıp gitmek yok."

Kafasını salladı ve beni tekrar etti. "Kaçıp gitmek yok, güzel."

Genzini temizledi, gözlerini gözlerime sabitledi. Oradaki duyguların hepsini en ince ayrıntısına kadar görebiliyordum. Birbirlerine karışmışlardı. Onu anlamaya çalışıyordum, sonuçta bu ikimiz için de zordu. Ayların birikmişliği, birbirimizi kaybetmemek için yaptığımız panik gözle görülüyordu.

"Sana... Mektupları göndermeden önce işte başıma bir sürü şey açıldı. Biliyorsun, kendime ait bir bürom var. Özel avukat olduğum için her davayı kabul etmek, suçlu veya suçsuzu savunmak zorunda değilim. Önüme uyuşturucu işleriyle uğraşan, aynı zamanda çocuk tacizlerine kadar suça bulaşan bir adam geldi. Eh, ben de kabul etmedim."

Bir süre durdu, sanırım kafasındaki düşünceleri sıraya koyuyordu. "Kabul etmediğim için adam ve yandaşları baya sinirlendiler. Beni ve ailemi tehdit ettiler, buna rağmen geri adım atmadım. Adama başka bir avukat bulundu, ben de kurtuldum sandım."

Zorlanıyordu, bu kadar olayla nasıl boğuşuyordu? Elimi elinin üstüne koydum, ilk gerçek temasımızı ben yarattım. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Sevda.."

"Anlatmaya devam et," diyerek lafını kestim, gülümsüyordum. Benden aldığı güven ve sıcacık şefkatle konuşmasını sürdürdü. "Sonra sen geldin. Onlardan kurtulduğum için sana yavaş yavaş açılabilirdim, en azından planım bu yöndeydi. Kafam karışıktı, çünkü sen bana o gözle bakmıyordun. Bunun benim için ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsin. Bu yüzden yeni bir kimlik yarattım. Adonis bu şekilde bizim içimizde hayat buldu. Efsanelerle ilgileniyordum ve hikayesi de çok hoşuma gidiyordu, ayrıca çiçek de çok güzeldi. Senin gibi kokuyordu, senin aşkından leyla olmuştum desek daha doğru olur aslında."

Aramızda küçük bir sessizlik yaşandı fakat benim kıkırtımla bu sessizlik de sona erdi. Çok tatlıydı ve ona sahip olduğum için çok şanslıydım.

"Başta her şey çok güzeldi, rüyada gibiydim. Daha sonra sen beni farklı kişilerde aradın. Cem, Rüzgar... Aklına hiç Cengiz gelmedi."

Kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım ama suçlu olmamalıydım. Sonuçta bana bir ağabey tavrıyla yaklaşıyordu, içinden geçenleri bilmediğim için onu Adonis yerine koyamıyor ve bana aşık olmasını konduramıyordum. Tabii bu aylar önceki Sevda'nın düşünceleriydi.

"Bana hiç öyle hissettirmedin ki, sen benim için ağabey gibiydin. Kız kardeşin yerine koyduğunu düşünüyordum. Küçükken sana hayranlık duyardım ben, o mektubun kahramanı nasıl sen olabilirdin ki?"

Gerçi şu an ondan hoşlanıyordum, orası bambaşka bir konuydu.

Yerdeki bakışlarımı gözüne iliştirdim. Gözlerindeki acıyı iliklerime kadar hissedince içimde bir yerlerde, kalbimin derinliklerinde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Kalbimin ağladığına yemin edebilirdim. Özür dilerim her şey için Cengiz.

Anemon| TamamlandıWhere stories live. Discover now