25. Bölüm

2.2K 83 10
                                    

Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Annemi cinnet geçirirken görmek beni şoke etmişti. Tabanlarıma güç verip bedenimi harekete geçirdim. Koşmaya, annemi durdurmaya çalıştım. "Anne!"

Sesim onlara gelirken birkaç kişinin odağı olmuştum. Ağabeyim ve babam annemi ayırmaya çalışıyordu fakat annem çileden çıkmıştı. Annemin yanına gidip belinden tuttum. "Anne dur! Tamam, sakin ol!" 

Annem nefes nefese kalmış bir halde Bilge'nin saçlarını kıskacına takmıştı. "Sana dediklerini duysaydın!" Etrafımızdaki insanlar da annemi sakinleştirmeye çalışıyorlardı. "Aysun, yeter artık!" Sevil teyze, Caner'in annesi, annemin omzuna elini koyup geri çekmeye çalıştı. "Almıştır dersini, hadi gel."

Annem yavaşça Bilge'nin saçlarını bıraktı. "Bir daha senin ağzından oğlum veya kızım hakkında bir şey duymayacağım, anlaşıldı mı?" Eliyle üstünü düzeltip tekrar Bilge'ye döndü. "Eğer bir dedikodu çıkarırsan Bilge, bu sefer bununla kalmam. Az edepli ol be!"

Annem arkasına döndü ve gözleri ilk beni buldu. "Hadi eve geçelim kızım." Başımı salladım ve ağabeyimin yanına geçmiş, şaşkınlıkla bizi izleyen Cengiz'e döndüm. Omzumu silkip kaşlarımı kaldırdım. İfadem ve duygularım karmakarışıktı. Elini dudaklarına doğru kaldırdı ve avuç içini öpüp bana doğru üfledi.

Tuttum ve kalbime götürdüm, onu orada sakladım.

Annemlerin arkalarına takıldım ve babamın yanına yaklaştım, ağabeyim arkamızdan geliyordu. "Olayı biliyorum, şey... Bana sinirli misiniz?" Babam elini omzuma götürdü. "Neden olayım? Sadece Cengiz'le birlikte olduğunu bana söylemediğine kırıldım." 

Sarıldım. "Söyleyecektim, sadece zamanı bekliyordum. Yine de özür dilerim."

Gülerek bana baktı. "Bu duruma sevindim, yalan yok ama derslerini etkilerse gerçekten çok kızarım Sevda."

Derin bir nefes aldım. "Merak etme, derslerim şu an eskisinden daha iyi." 

Annem kapıyı açtı ve merdivenleri çıkmaya başladık. Babamla beraber çıkıyorduk, son birkaç merdiven kalmıştı ki babam elini kalbine götürüp durdu. Nefes alış-verişleri sıklaşmış, bakışları donuklaşmıştı. "Baba..." Gözlerim büyürken babamı tutmaya çalıştım, ağırlı tamamen benim üzerimdeydi. "Baba! İyi misin?" Cevap vermeyişi beni daha fazla korkuturken tüm gücümle bağırdım. "Anne! B-babam iyi değil!" 

Bağırışlarım tüm apartmanda yankılanırken ağabeyimin yanıma geldiğini, babamı tuttuğunu yeni görüyordum, dona kalmış korkulu bir suratla olanları izliyordum. Daha şimdi iyiydi!

Daireye taşırken annem ilaçlarını getirmiş, telefonu eline almış ambulansı arayacaktı. Babam elini kalbinden çekti ve "Aysun iyiyim ben," dedi. Yavaş yavaş kendine geliyordu. 

Babamı kaybetme korkum kendini gösterirdi ve gözlerimin yaşarmasına sebep oldu. Babamın iyi olduğuna kanaat getirip odama kaçtım ve kapıya yaslandım, çökerek ağlamaya başladım.

Bugün bir sürü şey yaşamış üstümdeki duygu karmaşasını gözyaşlarım sayesinde atmıştım. Annem, babam, Bilge ve Cengiz, gelecek kaygım... Hepsi toplanıvermişti. Sakinleşmeye çalıştım. Babamın ne sıkıntısı varsa geçecekti, annem iyiydi, Bilge hayatımızdan çekip gidecekti. Eh, gelecek kaygım da yakında durulacaktı.

Yaşlarımı elimin tersiyle sildim, burnumu çektim ve ayağa kalktım. Odamdan çıktım ve doğruca banyoya girdim. Aynadaki yansımama baktım, korkutucuydu. Gözlerim, burnum ağlamaktan kızarmış saçlarım birbirine girmişti. Berbat bir haldeydim...

Musluğu açtım ve akan suyu yüzüme çarptım. Kendime gelene kadar devam ettim. Musluğu kapayıp havluyla yüzümü silerken sakindim, yüzüme yapmacık olduğu belli olmayan bir gülücük kondurarak salona geçtim. "Babacığım, iyisin değil mi?"

Anemon| TamamlandıWhere stories live. Discover now