Bölüm 5: "Mor Leylak Çiçeği"

58.2K 7K 9.8K
                                    

Umarım mor leylak çiçeklerini bu hikaye ile hatırlarsınız :") Güzel yorumlar bekliyorum sizlerden.

Keyifli okumalar *sonsuz kalpler*

-------

-JIMIN-

Annem valizimdeki eşyaları dolabıma yerleştirmeye çalışıyordu. Ben de onun işini zorlaştırmak adına astığı kıyafetleri askıdan çıkarıp valize atıyordum. Annemin sabrı taşınca, "Jimin dur artık!" diye bağırdı.

"Ben bu evde bir gün bile kalmam."

"Jimin, seninle ne konuşmuştuk? Mutluluğuma saygı duyacaktın."

"Bak, o adamla evlenmen umrumda değil. Ne yaptığın da umrumda değil. Sadece beni de peşinden sürükleme."

"Anneni yalnız mı bıracaksın?"

"Yeni eşinle ve yeni çocuğunla yalnız kalmazsın bence."

"Jimin, saçmalıyorsun. Derdin ne senin?"

"Benim derdim--" kapının çalmasıyla cümlem yarım kalmıştı. Annem gelmesi için seslendiğinde içeri giren kişi tam olarak derdim olan kişiydi. Min Yoongi. Elinde sarı bir hediye paketiyle içeri girmişti.

"Rahatsız ediyorum sanırım. Sonra gelebilirim."

Annem benden önce davrandı ve "Gelebilirsin Yoongi." dedi. Gözlerimi devirdim. Benim odama girip girmeyeceğine ben karar verebilseydim keşke.

"Jimin için hoşgeldin hediyesi aldım."

Annem hemen yumuşamıştı. "Yaa! Ne zahmet ettin oğlum. Hiç gerek yoktu. Çok ince düşüncelisin."

Bana döndü ve ters bir bakış attı. Hediyeyi kabul etmem için beni zorluyordu. Boş bakışlarla anneme baktım yalnızca. Annem, "Sen hediyeni ver. Ben aşağıdayım." deyip odadan çıktığında Yoongi de kapıyı kapattı. Şimdi odada yalnız kalmıştık.

Kollarımı göğsümde birleştirdim. Çenemle elindeki sarı paketi işaret ettim. "Ne bu?" dedim dümdüz bir sesle.

"Çok hoşuna gidecek bir hediye. Bu hediyeyi alabilmek için birkaç kez okuluna gelmek zorunda kaldım."

Açıkcası ne aldığını tahmin edemiyordum. Min Yoongi'ydi bu, her şey olabilirdi.

"Hediyeyi bırak ve dışarı çık." dediğimde kıkırdadı. Karşı geleceğini düşünmüştüm fakat usulca yatağıma yaklaştı ve sarı paketi yatağımın üzerine bıraktı. Ardından bana döndü. Bir süre suratımı inceledikten sonra, "Bence iki kardeş olarak daha yakın olmalıyız." dedi.

"Seni ağabeyim olarak görmüyorum. Mezun olunca bu evden defolup gideceğim. Bu yüzden ben yokmuşum gibi davran."

"Kalbimi kırıyorsun Jimin. Ben hep senin gibi bir erkek kardeşim olsun istemiştim." yavaş yavaş bana doğru yaklaşmaya başladı. Geri geri gidersem ondan çekindiğimi anlayıp daha fazla üzerime gelir diye korktum. Bu yüzden olduğum yerde sabit kaldım.

"Sana söyledim, mezun olunca evden gideceğim. Boşuna benimle yakınlık kurmaya çalışma. Üzülen sen olursun."

Aramızda bir adımlık mesafe vardı ki durdu. Gözlerimin içine bakıyordu. Bu şekilde bakışmamız beni iyice tedirgin ediyordu fakat kendimi bozmamaya ve ondan çekindiğimi belli etmemeye kararlıydım.

"Fakat ben seninle yakınlık kurmak istiyorum. Kardeşlerin yaptığı şeyleri yapalım. Örneğin," bakışları yatağıma kaydı, "birlikte uyumak gibi."

"Kalsın."

"Birlikte yıkanmak gibi."

"Asla böyle bir şey olmayacak."

Soredemo | Taekook Where stories live. Discover now