4

7.4K 944 771
                                    

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

TW: ölüm, ölü beden, detaylı ve rahatsız edici anlatımlar, rahatsız edici ve tetikleyici içerik, yas süreci,kendi kendine zarar verme düşünceleri, uyuşturucu kullanımı

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!




O saçma ve kendimden nefret ettiğim gecenin akşamı güzel bir yemek yedik. Jimin internetten baka baka bana özel bir yemek hazırladı, ben de pilavı ve çorbayı hazırladım. Evimde bu kadar çok çeşit yemeğin olması bir mucizeydi. Bu düşüncemi ona da söyledim. Keyifli keyifli güldü. "Jimin ve mucizeleri işte." dedi. Kalçamla onu ittirdim.

Masaya geçtiğimizde Kobra'ya da bir sandalye çektik. Mama kabını masaya koyduk. Bizim gibi sakince ve keyif alarak yemeğini yedi o da. İkisini de iştahlı iştahlı yemek yerken görünce bu küçük aile tablosu o kadar hoşuma gitti ki yemeğim buz gibi olana kadar onları izledim. Jimin yemeğime dokunmadığımı fark edince huzursuzlandı ve Berikadan olduğunu sandı, ondan mı olup olmadığını sordu. İkisine daldığımı sansürlemeden söyleyince de gözleri parlayarak gülümsedi ve Kobra'nın kafasını şefkatle okşadı.

"Taehyung üniversiteden mi arkadaşın?" diye sordum. Bir önceki günü hatırlayınca hafiften pembeleşti yanakları, unutmamı umuyordu biliyordum.

"Hayır. Liseden. Bilerek aynı üniversiteyi yazdık."

"Çok renkli birine benziyor." dedim renkliyi özellikle vurgulayarak. Saçından bahsettiğimi anlayınca gülümsedi. Jimin'in saçları da daha önce boyanmıştı, açtırdığı belli oluyordu. Açık, küllü kumraldı saçları.

"Yemek yediğin günlerde daha çok konuşuyorsun." dedi rastgele bir anda. Yemeklerimiz bitmek üzereydi.

"Konuşmaya enerjim oluyor da ondan."

Bana soru sormak istediğinin farkındaydım. Biten yemeğimi bahane edip tabaklarımı topladım ve lavabonun önüne geçtim. "Kahvaltıda özel bir yazıyla uğraştığını söylemiştin. Bu gece devam mı edeceksin?"

"Evet."

"Çok geç yatma tamam mı? Bugün gözlerinin altı torba torba olmuş." Kötü niyetle söylemesem de elleri hemen gözlerine gitti ve dokunarak kontrol etmeye çalıştı. "Kafam dolu son günlerde." dedi sessizce. Umarım beni kast etmemiştir dedim içimden. Umarım benim aptal uyuşturucu problemlerimle kendi güzel kafasını yormuyordur. Surat ifadesinden anlayacağımı bildiğimden dönüp bakmadım. Bir iki dakika sonra o da tabaklarıyla geldi. Yıkamak için musluğa uzandı. Ellerinden alıp "Ben hallederim." dedim. "Bu akşam bendensin."

Ben sofrayı yavaş yavaş toplarken bir türlü kalkmadığını fark ettim. Bir şey yüzünden kıvrandığını biliyordum. Konuşmaya cesaretlensin diye karşısında durup yüzüne baktım.

"Günde kaç doz alman gerekiyor?" diye sordu. Sesi o kadar kısıktı ki duymak için eğilmem gerekti.

"Üçten dörde kadar, ihtiyacıma göre değişebiliyor."

Sanki kafasında matematik hesabı yaptı, bir süre yüzüme baktıktan sonra,

"İkinci karşılaşmamızdaki gibi bir kaza olursa... Ne yapmam gerekiyor?"

Biraz düşündüm. Doktor, hastane, başka bir insan kesinlikle yasaktı. Berika hemen kendini belli eden bir kimyasal maddeydi bu yüzden asla ama asla riske atamazdım.

berika  || yoonminWhere stories live. Discover now