bölüm;4

81.6K 6.2K 5.2K
                                    

Mehabaa, bölüme geçmeden önce bir şeyler söylemek istiyorum. Önceki bölümde tecavüzden bahsedenler olmuş ve buna açıklık getirmek istiyorum. Ortada herhangi bir tecavüz yok. Jeongguk başından beri istemese ve buna rağmen Taehyung zorla ona dokunsa, tamam diyeceğim. Olay Jeongguk'un korkması ve ne yapacağını bilememesiydi, tecavüz değil. Böyle olmasının sebebi de ficin gidişatı için gerekliydi arkadaşlar. Klişe bir şeyler yazmak ve daha üçüncü bölümden bir şeyleri netleştirmek istemiyorum, bunu sadece birkaç kişi anlamış sanırsam. 

Her neyse, iyi okumalar, yorumlarınızı bekliyorum.

-

Jeongguk mühürlendiği gecenin üzerinden geçen üç günün sonunda, çaresiz hissediyordu. Üç gündür Taehyung eve gelmemiş, kendisini yalnız bırakmıştı. Eşlendikleri için kurdu huzursuzdu ve eşini yanında istiyordu fakat Jeongguk emin değildi. Her şeyi berbat etmiş gibi hissetmesi bir yana içini yiyip bitiren pişmanlıklar gün geçtikçe artıyordu. Öyle hissediyordu çünkü babası Taehyung'u uygun görmüştü. Her halükarda biriyle eşlenecekti ve olumlu yaklaşması gerekirdi. Biliyordu ki Taehyung'un ve kurdunun gururunu kırmıştı, o bir deltaydı ve reddedilme duygusu onlar için berbat bir şeydi.

"Ne yapmalıyım?" kendine kendine mırıldanıp saatlerdir uzandığı yataktan kalkıp banyoya girmiş, hızlıca yıkanıp temiz kıyafetlerini üzerine geçirmişti ki, çalan kapıyla birlikte heyecanlanarak birkaç saniye beklemişti. Ardından hızlı adımlarla aşağı inmiş ve kapıyı açmıştı.

"Yugyeom?!" karşısında gördüğü arkadaşı ile sevinçle gülümserken sıkıca birbirlerine sarılmışlar, ardından içeriye geçmişlerdi.

"Jeongguk, sen.." Yugyeom inanamıyormuşcasına gözlerini onda gezdirmişti. Boynundaki mühür izi yerini korurken yutkunarak gözlerine çıkarmıştı bakışlarını.

"Evet, üzgünüm haber veremedim çünkü her şey çok hızlı oldu." diyerek mırıldandığında Yugyeom kafasını salladı sadece. Ardından gözleri büyük ve görkemli evde gezinmişti bir süre.

"Delta ha?" diye sorduğunda ufak bir onaylama mırıltıları çıkmıştı beyaz tenliden. "Nasıl peki? Yani aranız.." 

Jeongguk'un omuzları düşerken Yugyeom kaşlarını çatarak arkadaşına yaklaşmış, elini omzuna koymuştu. "Hey, sorun ne?"

Jeongguk oldukça utanıyordu çünkü böyle bir şeyi arkadaşına anlatmak..Bilmiyordu ama ona söylerse belki de rahatlayacaktı, birilerine anlatmaya ihtiyacı vardı.

"Sanırım berbat ettim." diye mırıldandığında gözleri hemen dolmuş, büzülen dudaklarıyla arkadaşına bakmıştı. Yugyeom'un yüzü şefkata bürünürken küçük arkadaşını kolları arasına almıştı bile. "Hadi, anlat bana."

Jeongguk anlatmıştı. O gece korktuğunu, deltayı memnun etmek istese de heyecandan ne yapacağını bilmediğini, Taehyung'un kendisini yanlış anladığını..Her şeyi anlatmıştı. En sonunda iç çekerek arkadaşının bir şeyler söylemesini bekledi.

"Jeongguk, bak güzelim. Bizim düşüncelerimizle alfaların ki o bir delta, yani onların düşünceleri çok farklı. Onlar ırkımızın en baskın, en güçlüleri. Bu yüzden de bilirsin, hepsinin bir egosu ve ezdirmedikleri gururları var." dediğinde Jeongguk hafifçe kaşlarını çatarak dinlemeye devam etmişti.

"İlk gecenin önemini bilirsin, o gece eşin olacak kişiyi memnun etmezsen, diğer birlikteliklerinizde de öyle olacağını düşünürler. Karşındaki bir delta Jeongguk, kim bilir ne düşünmüştür? Eninde sonunda bir yuva kuracaksın, hazır olmadığını biliyorum lakin yapacağın başka bir şey var mı, hm?" dediğinde kafasını iki yana sallamıştı. Haklıydı, Taehyung olmasa başka biri olacaktı ve alışması gerekiyordu.

You're Mine ღ TaeKook ✔Where stories live. Discover now