bölüm; 28

44.6K 3.9K 6.2K
                                    

En önemli bölümlerden birine gelmiş bulunmaktayız. Lütfen bol bol yorum yapın. Sizi bekletmemek için çizim yapmadan bölüm yazıyorum, sadece yorum yapmanızı istiyorum karşılığında çünkü o kadar zaman verip yazdıktan sonra oturup yorumları okumak benim ödülümmüş gibi geliyor.

Bölüm şarkısı: İçimdeki yaralar.

Dinlemenizi tavsiye ediyorum, sözsüz ama okurken daha rahat ettirecek sizi. Ya da size duygusal gelen bir şarkı da açabilirsiniz.

Keyifli okumalar :') 💔

-

Taehyung, Kai ve Hoseok ile birlikte dönüşmüş, kuzey bölgesine koşarlarken oldukça hızlılardı. Bir an önce gitmeyi, sorgulamayı ve geri dönmeyi istiyorlardı. Huzursuzluk çıkmaması için ikisini uyarmıştı. Çıkacak olan gerginlik, kimse için iyi olmazdı ve burada daha fazla durmak demekti bu.

Saatlerdir dinlenmeden koşan üçlü, güneşin yeni doğmasıyla aydınlanan kasabaya yukarıdan baktılar.

Uçurumda duran üçlü, küçük kuzey kasabasını bir süre izlemişti. Taehyung heybetli vücudunu onlara döndürdü. İkisiyle de göz göze geldi. Aşağıya, kasabaya indiklerinde giyinecekleri kıyafet torbasını Hoseok dişleri arasında tutuyordu.

Delta kafasını hafifçe aşağı eğdi ve onayı alan ikili aşağıya inen patikaya yöneldiler. Taehyung geldikleri yola baktı bir süre. Esinti gür ve siyah kürkünü havalandırırken kafasını çevirdi ve iki alfanın arkasından koşmaya başladı.

Uzun ağaçların çevrelediği dar patikada hissettiği huzursuzlukla aniden durdu. Büyük patileri ve pençeleri toprakta izi bırakırken Hoseok ve Kai de durdu. Liderlerine döndüler anlamsızca.

Taehyung derin nefesler alırken kalbi huzursuzluk içinde atmaya başladı. Tekrar arkasını döndü. Geldikleri yola baktı. İki alfa da birbirine bakış attıktan hemen sonra Kai lideriyle iletişim kurdu.

"Neyi bekliyorsun Taehyung? Gitmemiz gerek."

Delta sanki kasları işlevini kaybetmiş gibi yerinde durmaya devam etti. Kurdu geri dönmesini istiyordu fakat bu çok yanlıştı. Beyni tam tersini söylüyor, kuruntu ettiğini düşünüyordu.

O an aklından Jeongguk ve bebekleri geçti. Bir adım geriye gitti. Bir gece boyunca koşarak geldikleri bu yerden hiçbir şey yapmadan geri dönerse babasına ne hesap verecekti? Liderlerin kasabalarını koruması ve ellerinden geleni yapması gerekiyordu. Bu onlara doğdukları anda verilen bir görevdi.

"Taehyung!"

Kai hırladı. Delta hipnoz olmuş gibi yerinde mıhlanmıştı. Kafasını iki yana salladı. Jeongguk ve bebekleri iyiydi. Henüz gece onları evlerinde, güvenli bir şekilde bırakmıştı.

"Yeterince vakit kaybettik, gitmemiz gerekiyor." Hoseok arkasını dönüp kasabaya inerken Kai'de Taehyung'a bir bakış atmış, ardından Hoseok'u takip etmişti.

Taehyung da birkaç saniye sonra onları.

**

Jeongguk sertçe yutkundu. Karşısında duran alfaya korkusunu gösterememeye çalışarak baktı.

Jennie donuk bakışlarla onun karnını süzdü. Gözleri orada yatan bebeklerde oyalandı.

Henüz hiçbir şeyden habersiz, minik bebeklerde.

Taehyung'un parçası olan bebeklerde.

Birden kendine geldi ve gözlerini birkaç kez hızla kırpıştırdı. Ardından Jeongguk'a baktı. Son gördüğünden bu yana kilo alan ve güzelleşen omegaya. Kıskançlığı kabul etmek istemeyen benliği zorla gülümsedi.

You're Mine ღ TaeKook ✔Where stories live. Discover now