bölüm; 23

55.1K 3.8K 4.9K
                                    

Merhaba kelebeklerimmmm, keyifler nasıl??🐞🐞

Uzun bir bölüm oldu bu yüzden bolllcaa bosbollcaa yorum istiyorum benden demesi🙊💘

Keyifli okumalar😚

-

"Ah, gerek yoktu gerçekten, ne kadar da emek vermişsiniz."

Yüzündeki hoş tebessümü koruyarak teyzesinin elleriyle yaptığı bebek patiklerine ve hırkalarına hayranlıkla baktı. Hepsi el emeğiyle yapılmış, yumuşacıklardı.

"Ne demek gerek yoktu? Yeğenime neler yapacağım daha neler!" sevinç ve biraz da heyecanla güldüğünde annesi ve kendisi de gülmüştü.

Öğlen saatlerinde Jeongguk annesini ziyarete gideceğini söylemiş, böylelikle Taehyung kasabaya gitmeden önce onu annesinin yanına bırakmıştı. Jeongguk sadece annesini görmeyi beklerken uzun zamandır görüşmedikleri teyzesini görünce şaşırmıştı.

Taehyung içeriye girmediğinden onu görmemişti fakat akşama doğru geldiğinde tanışacaklarını biliyordu.

"Güzel Jeongguk'um benim, görmeyeli ne kadar güzelleşmişsin, olgunlaşmışsın. Yuva kurmana ne kadar sevindiğimi anlatamam."

Jeongguk utanarak güldü. Teyzesini küçüklüğünden beri çok severdi fakat neredeyse birkaç yıldır hiç görüşmemişlerdi. Bunun sebebini hala bilmiyordu yine de şimdi burada olmasına çok mutlu olmuştu.

"Babam nerede?" diye sorduğunda annesi upuzun ve gür saçlarını arkaya atıp iç çekmişti. "Bir süre burada olmayacak, yeni bitkiler bulmak için gitti. Ayrıca son zamanlarda salgın varmış ve onun ilacı burada olmadığından başka yerden getireceğini söyledi." dediğinde Jeongguk dudaklarını büzdü.

Babası her yıl mutlaka birkaç haftalığına başka yerlere giderdi şifalı bitkileri bulmak ve almak için. Eşlenmeden önce babası gittiği zaman rahatlardı çünkü o zamanlar araları pek iyi sayılmazdı. Fakat şimdi üzülmüştü. Babasıyla o akşamdan sonra daha sık görüşmek istemişti.

"Taehyung gelecek mi akşama?" annesi ayaklandığında onaylayan mırıltılar çıkardı. Annesi gülümsedi ve "O zaman akşam yemeği için şu meşhur tavuğumdan yapayım da Taehyung parmaklarını yesin." dediğinde teyzesiyle birlikte gülmüştü.

Onu şimdiden özlemişti. Jeongguk tüm gün onun sıcak kollarında uyumak istiyordu çünkü Taehyung'un heybetli bedeni öyle sıcak ve güven vericiydi ki, bir de kendisini sarmaladığında her şey anlamını yitirip bir tek o ve kucağı kalıyordu.

Uzun parmakları teninde yavaşça gezinirken ve o kalın sesiyle kulağına güzel şeyler fısıldadığında içinin kıpır kıpır olmasını engelleyemiyordu. Kızaran yanaklarıyla kafasını göğsüne saklıyor, deltanın kıkırdamasına neden oluyordu.

İç çekti ve ayaklandı. Aklına ne zaman Taehyung gelse aklını dağıtacak bir şeyler arıyordu. Yoksa tüm gün özlemden hiçbir şey yapası gelmiyordu.

"Ben de yardım edeyim mi?" diye mırıldandı anne ve teyzesine bakıp. Annesi beline dek uzanan siyah saçlarını toplamış, yemeği hazırlamak için malzelemeleri çıkarmaya başlamıştı.

"Olmaz. Git ve otur, Taehyung hiçbir şey yapmaman için binbir tembih verdi."

"Ama-"

"Olmaz dedim, hadi git içeriye." annesi başından savar gibi konuştuğunda teyzesi de gülüyordu. Jeongguk omuzlarını düşürüp bir süre annesini izledi. "Hadi Jeongguk,daha duruyor musun?" iri gözlerini açıp kendisine bakarken Jeongguk'un görünüşünü kimden aldığı oldukça belliydi.

You're Mine ღ TaeKook ✔Where stories live. Discover now