Biraz kısa oldu affola, bu hafta okul falan derken pek yazamadım, ama telafisi gelecek önümüzdeki bölüm, BÜTÜN DENGELER DEĞİŞECEK.
ZEYNEP//
Çok güzel ya. Nerede yüzük? Nerede evlenme teklifi. Bu kadar romantik ortama. Birlikte yaşayalım mı diye bir teklif yakıştı mı? Çok yazık Kerem sana, benim dersimden kalıyorsun bu yıl!.
Yüzüm istemsiz olarak düşsede belli etmemeye çalışarak yapmacık yapmacık gülümsüyorum.
Kerem: Noldu hayatım yüzün düştü gibi?
Zeynep: Yok yok çok iyiyim.
Diyorum gülümseyerek.
Tabağımın hepsini bitirip, tekrar dolduruyorum. Gerçekten çok lezzetli.
Zeynep: Sen bunları ne ara yaptın?
Kerem: Sen giyinirken.
Yemeğimizi bitiriyoruz. Birer bardak daha şarap dolduruyor Kerem. Keyifle yudumlamaya başlıyoruz.
İki gün sonra.
İşten ayaklarımın dayanılmaz ağrısıyla çıkıp otoparka geçiyorum ve arabama binip yola koyuluyorum. Ben, bu topukluları niye giydim ya. En rahatsız eden ayakkabım bu. Ama bu kıyafete uyan tek ayakkabım da buydu. Hep bile bile yanlış olanı yapmak nasıl bir duygu merak ediyorsanız bana sorun. Çünkü ben tam bir bensadistim. Bunu da ben uydurdum. Kendi kendine acı çektirip bundan zevk alanlara bensadist denir. Bu bir Zeynep Yılmaz klasiği.
Neyse evime geldiğimde kapıyı açıp salona ilerliyorum. Kerem beyler bizden önce teşvik etmişler.
Kerem: Hayatım sen mi geldin?
Diyor gözünü televizyondan ayırmadan. Yok be Keroş başka bir kadın geldi. Sen hayatım diyorsun bende senin kafandaki bütün saçları tiftmiyorum. Bak sinirlendim yine.
He bir de size söylemedim Kerem aldı bavulunu geldi benim eve. Banyo dolabımı, en sevdiğim koltuğumu hatta en sevdiğim bardağımı bile onla paylaşıyorum. Azıcık insaf ama?
Zeynep: Evet hayatım ve gidiyorum.
Kerem: Aa nereye?
Zeynep: Sende benle geliyorsun. Alışverişe gidiyoruz.
Kerem: Ben gelmesem be Zeynep'im.
Zeynep: Yok yok geliyorsun. Otur hadi masaya liste çıkartıcaz.
Masaya geçiyoruz, beyaz bir kalem bir de kağıt koyuyorum önüme.
Zeynep: Şimdii. Önce bir bütçe belirleyelim.
Ne oldu Keroş. Benle yaşamak istiyordun öyle evi paylaşıyorsan maaşını da paylaşacaksın.
Kerem: Bence listeyi belirleyelim ona göre bütçe çıkar zaten.
Sen kendini zeki mi sandın şu anda? Evim şahaneden taktiklerle gelme bana.
Zeynep: Tamam olur başla.
Kerem: Tıraş kolonyam bitmişti, bir de diş fırçamı yenilemem lazım.
Zeynep: Ped, ruj, ah mavi ojem de bitmişti. Şampuanım da dibini çalkaladım.
Nee? Bir türk kızı şampuanının dibini çalkalamazsa içi rahat etmez. Gece uyuyamaz valla.
Hepsini yazıyorum.
Zeynep: Aa bak şeyi unuttum tuvalet kağıdı da yok. İçki stoğumuz da bitti. Benim nutellam da bitmiş. Kinder surprize yumurta stoğumun dibini gördüm en son bunları da yazıyım. A bak iyi hatırladım diş macunu da yok. Diş fırçamı da yenilemem lazım. Ayy az kalsın unutuyordum benim maşam bozulmuştu o olmadan asla yaşayamam. Saç şekillendirici kremim de bitti, onu da almalıyız.
आप पढ़ रहे हैं
SEN BANA AŞIKSIN
रोमांसÇırılçıplak bir ağacım ben, ruhum vücudum azalıyor. Günbegün tükeniyor. Hergün bir başka hücrem beni terkediyor. Ne var ki ağaçlar gibi sonsuza dek varolmayacağım, yeniden tomurcuklanacak bir ilkbahar yok artık benim için. Benden giden her ne varsa...
