14. Bölüm ŞİMDİ OTURUP HAYATIMIN GERİ KALANINI PLANLAYACAĞIZ.

1.1K 34 6
                                    

DİKKAT! HİKAYENİN BURDAN SONRASI AĞIR DRAM İÇERMEKTEDİR, BİLGİNİZE :*

ZEYNEP/

Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavanla karşılaşıyorum. Kımıldanmadan bakıyorum, başımdaki dayanılmaz ağrı yetmezmiş gibi kafamın içinde fren sesleri, tekerlek sesleri, Kerem'in "Zeyneeep" diye bağırması yankılanıyor. Sahi! Kerem? Kerem nerede?..

Kafamı hafif kımıldatmaya çalışıyorum. Yutkunup, kurumuş dudaklarımı aralıyorum;

Zeynep: Kereem?

Diyorum kendimin bile duyamayacağı kadar kısık bir sesle. Kahretsin! Canım acıyor! Bir kaç denemeden sonra ağlamaya başlıyorum, doğrulmaya çalışıyorum ama yerimden kımıldayamıyorum bile! Kerem! Ya Kerem'e bişey olduysa? Adeta beynime bir ok saplanıyor, kalbime kramp giriyor böyle düşününce.  Bir müddet kendime gelmemi iyice ayılmamı bekliyorum.

Bütün gücümü toplayıp, oturur pozisyonda doğruluyorum sonunda.

KEREM/

Kerem: Sikiyim! Ha, sen ne dediğini sanıyorsun gerizekalı?

Doktorun söylediklerinden sonra kalbime bir şeyler oluyor. Tüylerim ürperiyor diken diken oluyor hatta. Kanım çekiliyor. Başım dönüyor!

Doktor: Kerem Bey şuan bulunduğunuz durumu anlıyorum fakat terbiyenizi takının bir doktorla konuşuyorsunuz.

Kerem: Sikiyim doktoru da bu hastaneyi de tamam mı, sikiyim? Kanser diyorsun! Sikiyim lan ne kanseri!

Doktor: Kerem Bey güvenlik çağırmak zorunda kalacağım! Lütfen sakin olun. Kanser demiyorum, Akciğer tomografisi çektik sonuçları bekliyoruz, ben sadece şüpheleniyorum diyorum.

Zeynep benim cantanem ya birtanem. Ne demek kanser! Hayır hayır ben yaşayamam. Ben Zeynep'in tek bir saç telinin kopmasına, tek bir hücresinin ölmesine dayanamıyorum. Yanımda Zeynep olmayınca üşüyorum sanki, dokunmayınca tüm günüm lanetli geçiyor, burnum sadece onun saçlarını koklamak istiyor! Sen neyden bahsediyorsun ya sikiyim. Kanser diyorsun ben uyurken bile Zeynep'i özlüyorum, işteyken, mutfağa bile gitse özlüyorum, aynı evin içinde bile olsak özlüyorum, Ya yanımdayken bile özlüyorum. Sen neyden bahsediyorsun allah aşkına! Zeynep'i Görmediğim saniyeleri sayıyorum ben, sen kanser olabilir diyorsun! Ne demek o ya? Zeynep ölürse ben nasıl yaşarım. Ciğerlerim olmadan nasıl nefes alabilirim? Kalbim olmadan nasıl yaşayabilirim? Midem olmadan nasıl yemek yiyebilirim? Beynim olmadan nasıl düşünebilirim? Zeynep hepsi işte, bütün organlarım benim hatta ruhum! Bu siktiğimin dünyasında bizim mutlu olmaya hakkımız yok mu ya?

Önümdeki masaya bir tekme fırlatıp odadan çıkıyorum.

Zeynep\

Etrafa bakıyorum. Yanımdaki serum'u da sürükleyerek koridora çıkıyorum. O sırada odanın birinden Kerem çıkıyor bi hışımla.

Beni görür görmez yanıma koşuyor.

Kerem: Aşkım, sen napıyorsun burda? Yürü yat hemen.

Zeynep: Bana bak bakiyim. Kerem, yüzüme bak?

Yeşil gözleri gözlerime sabitleniyor hemen.

Zeynep: Niye ağlıyorsun sen? Noldu? Neden burdayız?

Kerem: Aşkım gel yatağına gidelim anlatacağım.

Koluma giriyor birlikte yatağıma dönüyoruz

Alçının içinde kolum o kadar kaşınıyor ki, ve başım çatlıyor! Neyse ki ufak sıyrıklarla kurtulmuşuz. Şükürler olsun ki Kerem'in burnu bile kanamamış..

SEN BANA AŞIKSINWhere stories live. Discover now