iii | korku, kanlı canlı gözlerimin önünde

809 88 7
                                    

iii.

Evine nefes nefese varmıştı, nasıl geldiğini bile anlamamıştı. Kalbi yaşadığı adrenalin ve korku hissi yüzünden deli gibi atıyordu. Gözlerinde birikmiş yaşlar durmak bilmiyordu.

Restorandan çıktığı andan eve gelene kadar telefonu bir kere bile susmamıştı, Taehyung'dan gelen yüzlerce arama vardı. Jeongguk odasının güvenliğine kavuşunca öncelikle derince bir nefes aldı. Sakinleşmesi gerekiyordu ve düzgün bir kafayla düşünmeliydi.

Üstünde ki gömleği bir hışımla çıkarmıştı, boy aynasına dönmüştü ve onu görmüştü. O iğrenç, köklerini uzatıp en derinden yaralamayı bekleyen o iz oradaydı. Jeongguk kırık bir nefes verdi, ağlamaktan gözleri acıyordu ve başı dönüyordu.

Yatağının ucuna oturdu, telefonunu eline aldı ve Taehyung'u aradı. Böyle bir durumda arkadaşına kısa da olsa bir açıklama yapmak istiyordu, onun için endişelenmesini istemiyordu.

Telefon ilk çalışında açıldı, büyük ihtimal Jeongguk'dan sabırsızca bir haber bekliyordu. Jeongguk bu şehirde onu tek umursayan kişiyi bu kadar endişelendirdiği için kendine kızdı.

"Jeongguk? İyi misin? Nede--"

Jeongguk gözlerini kapadı ve telefonu sıkıca tuttu, "Hyung o, o kişi."

"Ne demek istiyorsun Jeongguk? Ne o--"

Gencin gözünden bir damla yaş aktı, o hiç bitmek bilmeyen yaşlardan. "Yoongi hyung, ruh eşim o."

Taehyung'un bir an nefessiz kaldığını fark etti, "Emin misin Jeongguk? Belki--"

"Eminim hyung, beni bir süre arama lütfen. Yalnız kalmam lazım." Ve telefonu kapattı.

Telefonunu kapattıktan sonra yatağında bir yere fırlattı, kendini sırt üstü yatağına attı ve tavanı izlemeye başladı.

Çoğu insanın korkamadığı, hatta sevindiği bir durumdu ruh eşi ile karşılaşmak. Jeongguk ise bu durumdan neden bu kadar aşırı korktuğunu bilmiyordu. Sanırım en büyük sebebi hayatı boyunca içlerinde iyi bir şey bulduğu insanların her zaman onu incitmesi idi.

Ruh eşi gibi önemli biriyle aralarının kötü gitmesi ve en kötüsü olan acı çekerek ölmek istemiyordu.

Şimdi ruh eşiyle tanışmak ve göğsünde o izi taşımak asla akıl sağlığına iyi gelmiyordu. En kötüsü ise ruh eşi olması gereken kişinin çoktan bir ilişkisi olmasıydı.

Jeongguk eskiden bencil bir insandı, daha küçükken. En iyi şeylerin onun olmasını isterdi. Ama hayatı boyunca aldığı darbelerden dolayı ve karakterinin değişmesinde rol oynayan insanların katkısıyla, bencilliğinden tamamen sıyrılmıştı.

Yani kısacası, daha yeni tanıştığı birine gidip ruh eşleri oldukları için ve sırf Jeongguk'un kendi korkuları için çoktan var olan bir ilişkiyi bitirmelerini isteyemezdi.

O yüzden şuanda göğüs kafesi inanılmaz derecede onu boğarken, kırmızı gözlerle tavanı izliyordu, ta ki telefonu tekrar çalana dek.

İlk başta açmadı, yine Taehyung dur diye düşündü. Ama telefon bir kaç defa daha çalınca elinde alıp kim olduğuna baktı.

Yabancı bir numaraydı, bildirim ekranına baktığında çoğu kez aradığını gördü bu numaranın. Normalde olsa numarayı bloklar ve hayatına devam ederdi. Ama içinde ki bir ses ona diyip duruyordu.

Ve içinde ki sesi dinledi, telefonu açtı ve kulağına götürdü. İlk başta sesi çıkmadı o yüzden öksürdü bir kere ve tekrar denedi, "Kimsiniz?"

when your heart stings, yoonkook ✓Where stories live. Discover now