fin | ve ben kanlar içinde yatarken, sen geldin

1K 97 52
                                    

vi.

Taehyung'un kan kusma olayını öğrendiğinden beri Jeongguk'u asla yalnız bırakmıyordu. Mutlaka her gün bir kere evine uğruyor ve durumunu kontrol ediyordu.

Jeongguk için normalden daha da yorucu bir süreçti, hyungunu kendi korkaklığı yüzünden endişelendirmek istemiyordu, ona ayırdığı zaman yerine sevgilisiyle beraber olabilirdi. Jeongguk istemeden kendini suçlu hissediyordu.

Yoongi ile buluşmaları devam ederken, her geçen gün daha da yakınlaşırken ve Jeongguk daha çok acırken Taehyung onu yalnız bırakmamak da ısrar ediyordu. Bazen dörtlü buluşmalar düzenliyordular ve Taehyung her zaman ikisinin üzerinde bir göz bulunduruyordu.

Bugünde dördü Jeongguk'un apartmanında zaman geçirmişlerdi. Çoğu zaman Taehyung ve Jimin öpüşüp, koklaşıyorlardı. Jeongguk ve Yoongi de onları takmadan kendi aralarında takılıyorlardı.

Saat geç olduğunda Taehyung ve Jimin ikilisi artık kalkmaları gerektiğini söylemişlerdi. Taehyunglar kapıdan giderken Jeongguk bir anda Yoongi'nin gitmek istemediğini fark etmişti. O an içine ne girmişti bilmiyordu ama yavaşça Yoongi'nin elini tutmuş ve "Saat geç oldu, istersen bu gece burada kalabilirsin." Demişti.

Kapının önünden Taehyung'un ona nasıl baktığını görebiliyordu. Ne yaptığını sanıyorsun sen? Diyordu o bakış. Jeongguk da ne yaptığını bilmiyordu.

Yoongi önce elinde ki ele bakmış, sonrada Jeongguk'a bakmıştı, yüzünde o sevgi dolu bakış oluşunca, Jeongguk'un kalbi öyle bir hal almıştı ki bayılacağını sanmıştı.

Ona gülümseyerek, "Senin içinde sorun değilse, kalırım tabii." Demişti.

Taehyung Jeongguk'a son kez uyarıcı bir bakış attıktan sonra Jimin ile ayrılmışlardı. Jeongguk şimdi kendi evinde Yoongi ile yalnızdı ve biraz panik yapmaya başlamıştı.

Yoongi ellerini ayırmamış ve onları koltuğa yönlendirmişti. Önce kendi yumuşak yere oturmuş, sonra Jeongguk'u elinden çekerek koltuğa oturmasını sağlamıştı. Vücudunun yarısı Yoongi'nin üstündeydi, bir bakıma kucağında gibiydi, ağırlık yapıp Yoongi'yi rahatsız edecek diye korktu bir an.

Ama durum hiç de öyle değildi, aksine Yoongi onu kendisine daha çok çekmişti koltukta, sonra büyük kemikli elini küçüğün beline atıp ona sıkıca sarılmıştı. Jeongguk'un kalbi her an ağzından fırlayabilirdi. Biraz çekinerek oda kollarını kendinden cüssece biraz daha küçük olan bedene sarmıştı.

Şuanda kendini en mutlu olduğu yerde hissediyordu. Tam Yoongi'nin kolları arasında, sıkıca sımsıkı sarılmış, uzuvlar birbirine yapboz parçaları geçmiş bir şekilde. Öylece oturmak.

Emindi şuanda, hayatında en huzurlu ve mutlu hissettiği yer burasıydı.

Bir süre sonra Yoongi televizyonda bir film açmıştı, bir süre birbirlerine sarılarak filmi izlemişlerdi ama Jeongguk Yoongi'nin vücudunun sıcaklığı ve televizyondan gelen alçak seslerle o kadar mayışmıştı ki, her geçen saniye kendi vücudunun daha da yerinde dindiğini hissediyordu.

Gözleri yavaş, yavaş kapanırken aklına gelen bir soruyu sordu, sesi çok kısık ve uykulu çıkmıştı, "Hoseok ile aranız nasıl hyung..?" Demişti.

Yoongi derince bir iç çekmiş ve boştaki elini Jeongguk'un saçlarına daldırmıştı, bir süre susmuş ve sadece saçını okşamıştı. "iyi değil, gguk. İyi değil."

Jeongguk saçlarında ki el ile iyice mayışmış, gözlerini kapamıştı, "Üzüldüm, hyung..."

Yoongi kısıkça gülmüş ve Jeongguk'un saçlarına bir öpücük bırakmıştı. "Sen bunları düşünme, tavşanım."

when your heart stings, yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin