GURONİ - 62

9.4K 564 114
                                    

İmran bugün ona gelecek davetsiz ama bir o kadar da haklı misafirlerden habersiz bir şekilde sanki onlar için yapıyormuşçasına evini temizliyordu. Kafası o kadar doluydu ki, nasıl ve ne şekilde kafasını rahatlatacağını bilmiyordu. Kendisinden ve beyninden oldukça yorulmuş ve bitap düşmüştü.  Derin bir nefes aldıktan sonra perdelerinin açık olduğunu fark etmiş ve içine yine o garip his düşmüştü. 

 Sürekli birisi tarafından izleniyormuş hissi üzerinizde olsaydı emin olun ki, psikolojik olarak fazlasıyla yıpranırdınız. Normal bir şey olmadığı gibi fazlasıyla gergin bir durumdu ve bu İmran'ı korkutmaktan daha çok yıpratıyordu ve yoruyordu. Bıkkın ve stresli olan adımlarını mutfağından bahçeye açılan kapıya yöneltti ve oranın güvenliğinden emin olarak kapıyı iki defa kilitledi. 

Perdeleri kapattıktan sonra artık rahatça temizliğine devam edebilirdi. Her tarafı çamaşır suyundan güzelce geçiren İmran, artık o ağır kokudan beyninin uyuştuğunu hissediyordu. Tekrar bir yeri açmak zorundaydı fakat bunu hiç istemiyordu. 

 Biraz bahçede hava almaktan zarar gelmeyeceğini düşünerek ayağına parmak arası terliklerini geçirdi ve evinin kapısını açık bırakarak bahçeye çıktı. Etrafı ve hiç zorlanmadan diğer evlerin çevrelerini hızlıca kolaçan etmişti. Birçok evin bahçesi kendisinin bahçesinden görünüyordu. Bu yüzden daha rahat hissetmek adına kontrol etme ihtiyacı hissetmişti. 

 Bahçede biraz yürüyüş yaptıktan sonra, konumlandırılmış olan ve uzun süredir orada mevcut olan bahçe koltuklarından birinin üzerine kendini atmış ve ortadaki ahşaptan kırma olan kısa boylu masanın üzerine ayaklarını uzatmıştı. Havada tuhaf bir şekilde sıcaklı vardı ve bu İmran'ı normalde rahatsız hissettirmesi gerekiyorken, kısa süreli olarak huzurlu hissetmişti. Tenine güneşin dokunması fazlasıyla rahatlatıcı ve sağlıklıydı. Kafasındaki düşünceler sadece bunlardan ibaret olsaydı eğer saatlerce burada rahatça oturabilirdi fakat gelin görün ki..

 Bahçe kapısından gelen o tıkırtı sesi İmran'ın gözlerini açıp, huzurunu yarımda kesmesine neden olmuştu. Rahatsızca yerinde kımıldanmış ve ayaklarını aşağı indirmiş ve normal bir şekilde oturmaya devam etmişti. Gözlerini kısıp uzağa daha iyi odaklanmak adına dikkatini o tarafa doğru vermişti. 

Gelenlerin babası ve onun ailesi olduğunu mu görüyordu yoksa gözlerinde görme bozukluğu mu oluşmaya başlamıştı. Şaşkınca hâlâ inanamaz bir şekilde bahçe kapısına bakmayı sürdürmüştü. Taksiden inen çekirdek aile, suratlarındaki o gülümseme ile bahçe kapısından içeri girmişlerdi. İmran ilk önce küçük çocuklara ardından babasına ve ardından kadına sırasıyla teker teker bakmıştı. Ciddi anlamda buraya geldiklerine inanamıyordu. Elleriyle diz kapaklarını kavramıştı. Vereceği tepkiyi bilemediğinden sadece diz kapaklarını sıkmaya başlamış ve o şekilde de durmaya devam etmişti. Babasının kucağındaki minik kız çocuğuna dikkatle bakmış ve ardından babasının suratına bakmıştı. İfadesini anlayamıyordu fakat rahat olduğu gayet aşikardı. Teknik olarak babasının eviydi fakat İmran'ın büyük bir ruh hali değişikliği ile tekrar kurduğu düzene ve büyük ölçüde İmran'ın emeği olan yere birkaç olayın üzerine hiçbir şey söylemeden gelmek, çok tuhaftı. İmran ne diyeceğini bilememiş ve o şekilde kalakalmaya devam etmişti. 

Çekirdek aile ona doğru yaklaştıkça inanma ve şaşırma seviyesi en üstlere çıkıyordu. Babasının elindeki sürüklediği valiz ve kucağındaki küçük kız ile zorlanabileceğini düşünmüş ve sanki hiçbir şey olmamışçasına ayağa kalkıp babasının elindeki valizi almış ve koltuklardan birinin kenarına yaslamıştı. 

Ayakta dikilip kalan İmran sadece babasına bakıyordu. Anlam veremiyor ve sinirleniyordu. Kendisinin gelmediği yetmediği gibi kendi ailesini de getirmişti. Nasıl bir tepki ile onları karşılayacaklarını bilemiyorken, bir de küçük aileye nasıl davranacağını düşünecekti. 

GURONİWhere stories live. Discover now