13.BÖLÜM - İNTİKAM NAMUSLA ALINMAZ

9.3K 987 121
                                    

medyadaki şarkıyı çok severim, umarım sizde seversiniz =)

Her şeyin bir yolu, bir yordamı vardır.
Böyle intikam alınmaz.
Sen beni adın gibi küle çevirdin,
Bundan sonra bizden bir aşk olmaz!

***
B: “Hazar Ulusoy...
Yağmur Koroğlu’nu beyaz bir zehirle öldürdü.
Ben Baran Ari Koroğlu...
Seni de aynı şekilde, beyaz bir ölüme terk ediyorum.
Hoşçakal...”

Fırat okuduğu mesajla telefonu duvara fırlattı ve Murat’a bağırdı, “Sen misafirleri bir şekilde gönder!” yerde Dicle’nin kollarında yatan kardeşini kucağına alarak arka kapıya yöneldi. Dicle de geride kalan eşyaları toplayıp, koşarak yetişti adama.

“Dicle arkaya!” diye bağırdı.
Kız kardeşini Dicle’nin kucağına bırakıp, ön tarafa geçip, gaza bastı.
“Seni öldüreceğim Baran! Seni ellerimle öldüreceğim!” diye sayıklayıp, direksiyona vurmaya başladı.
“Sakin ol Fırat. Ben olanları anlamadım. Neden gelmedi, ne oldu? O mesajda ne yazıyordu.”
“Anlayacağız. Sabret!”

***

Baran’ın omzuna gelen kurşunla, bakışlarına hayal kırıklığı çöktü. “Abi...” derken acıyla yüzünü buruşturup, dizlerinin üstüne çöktü.
“Bu seni bir süre durdurur,” derken şifonyerdeki telefonu eline aldı.

“Yapma! Ne olur yapma!” dedi sinirle. “Ona dokunursan, canını acıtırsan canını alırım! Allah şahidim olsun yaparım!” canı yanıyordu Baran’ın. En çok da sevdiğinin canını yakacak olması acıtıyordu kalbini. “O masum neden anlamıyorsun!” kanaması durmuyordu ama şuan için düşüncesinde sadece Heja vardı. “Beni öldür!” dedi tüm öfkesiyle. Sonra da yarasına bakıp, elini omzuna bastırdı. Konuşmak bile sanki canını yakıyordu. “Öldür beni dedim sana! En azından öldüm diye gele-gelemediğimi düşü-düşünür!” son cümlesi bu oldu ve baygın bir şekilde yere yığıldı.

“Ölüm nedir be kardeşim? O aile yakında diri diri toprağa nasıl girilir görecek!” kapıyı açtığında annesi ve diğerlerinin kapıya geldiğini gördü. “Oğlum ne oldu?”

“Biri doktor çağırsın! Ben diyene kadar da Baran odasından çıkmayacak!”
Annesi odada kanlar içinde yatan oğlunu görünce “Baran!” diye bağırarak içeri girdi. “Doktoru arayın çabuk!” diye gürledi oğlunu kollarına alarak.

***

Günler şüphesiz ki herkes için zor geçiyordu. Dicle sürekli Heja’nın yanında kalıyor, onu yalnız bırakmamaya çalışıyordu.
Fırat kapıyı çalıp, içeri girdiğinde Dicle dönüp, “Şişş, yeni uyudu,” diye fısıldadı.

Fırat onu dışarı çağırıp, odadan çıktı ve avluda karanlık şehrin manzarasına bakarken bekledi kızı. Dicle de Heja’nın üstünü örtüp, kapıyı yavaşça kapattı. Üzerindeki şalı sıkıca sardı üstüne ve adamın yanına gitti.
“Nasıldı bugün?”

“Daha kötü. Günden güne kötüleşiyor Fırat. Bir şey yemiyor. Resmen intihar ediyor.” Elini korkuluklara koydu, “Sen bir şeyler bulabildin mi?”
“Çok garip Dicle. Kıyılan nikah gerçek ama adam sırra kadem bastı. Anlamıyorum, bir şeyler yerine oturmuyor. Bir intikam bu kadar acımasız olamaz! Başka bir şey var bu işte.”

“Ne gibi?”
“Bilmiyorum ama çözeceğim.” Bir süre sessizce manzarayı izlediler. “Bizim düğünde ertelendi ha,” dedi ona sevgi ile bakarken.
“Kardeşin iyi olsun bakarız sonra. O bu durumdayken biz nasıl karşısında mutlu olabiliriz ki Fırat?”

KALBİM DÖKÜLÜYOR SANA - Doğu Serisi II -FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin