16.bölüm

54.4K 3.3K 340
                                    

-Doruk'un Anlatımından-

Güvenmek..

Gerçekten güvenmek. Öyle laf olsun diye değil. Koşulsuz güvenmek. Zor. Çok zor.

Hele ki benim için.

Şimdiye kadar Ulaş hariç kimseye güvenmemiştim. Çünkü kimse bunu hakedecek bir şey yapmamıştı.

Ya sorun bendeydi ya da insanlar çok sahteydi.

Günce'ye gelecek olursak, evet ona güvenmeye başlamıştım ama o bunu engelleyecek bir hata yaptı.

Söz verdiği halde gidip Akın'la konuştu. Buna gerek var mıydı peki? Hayır, kesinlikle hayır.

Ben zaten Akın'dan mesajın hesabını sormuştum. Yumruklarımla.

Günce'nin gidipte -hem de benden habersiz- onunla konuşması gereksizdi.

Ve bana verdiği sözü tutmayışı ona olan güvenimi sarsmaya yetti.

"Hobbaaa. Lan daldın gittin. Hayırdır." diye sorup aynı zamanda beni dürten Ulaş'a ters bakışlarımı gönderdim.

"Dövecek gibi bakma lan. Sordum sadece."

"Sinirliyim zaten. Bulaşma bana." diye cevap verdim.

"Tamam dostum. Hadi dışarı çıkalım o zaman."

"İstemiyorum."

"Biraz kafa dağıtırız."

"İstemiyorum dedim. Uzatma."

"Bir şey söyleyeyim mi Doruk?" diye sordu. Bakışlarımı ona çevirdiğimde devam etti. "Sinirliyken hiç çekilmiyorsun."

"Siktir Ulaş."

"Aynen öyle yapacağım. Sakinleşince beni ara." dedi ve yerinden kalkıp kapıya doğru yöneldi.

"Hadi eyvallah." dedikten sonra dışarı çıkıp kapıyı ardından kapattı.

Çok geçmeden kapı çaldığında küfrederek yerimden kaltım. Kim bilir ne unutmuştu bu mal.

Kapıyı açarken küfretmeye devam ettim.

"Sen hala siktirip gitmedin mi?"

Karşımda Ulaş'ı değil de Günce'yi görünce şaşırmıştım.

"O cümle bana mıydı?" diye sordu endişeli bir şekilde.

"Söylemedim farz et." dedim ve tekrar salona doğru yürüdüm. Günce de içeri girip kapıyı kapattı ve peşimden salona geldi.

"Sinirli misin bana?" diye sordu.

"Bu neyi değiştirir ki?" dedim koltuğa yayılırken.

"Neden olaya benim açımdan bakmayı denemiyorsun?"

"Bak en iyisi bu konuyla ilgili konuşmayalım. Yoksa istemediğin şeyler duyarsın."

"Hayır Doruk, konuşalım ve halledelim."

"Ah böyle yapmak zorunda mısın?" dedim ayaklarımı ortadaki sehpaya uzatırken.

"Bir şey yapmıyorum."

"Yapıyorsun. Her neyse. Bu konuyla ilgili konuşmayacağım. Cidden."

"Ama ben konuşmak isti-"

"Sus ve otur." dediğimde gelip yanıma oturdu ama susmadı tabi ki.

"Neden bu kadar büyütüyorsun ki?" diye sordu. "Sadece konuştuk. Başka hiçbir şey olmadı."

"Anlamıyorsun Günce. Gerçekten anlamıyorsun."

Seni Unuttuğumu Hatırlamıyorum ϟ 2Where stories live. Discover now