- 35 -

3.2K 159 40
                                    

Gelen sesler sabah olduğunu belirtirken gözlerimi aralamaya çalıştım. Belimi kavrayan bu kolun sahibinin Cenk olduğunu düşünerek gülümsedim. O idi zaten. Aklıma gelen şeyle sırıtmama engel olmaya çalışıyordum. Ellerimi yüzüme koyarak sessizce güldüm.

Biz Cenk ile uyumuştuk.

Bu anı hayal bile edemezdim. "Neden bu saatte uyanıp deli gibi sırıtıyorsun?" gelen tanıdık sese bakmadan ona arkamı döndüm. "Cenk biz birlikte uyuduk sen ne diyorsun..."

"Sen bi' bana dönsene."

"Hayır domates gibiyim şu an görsen uzaylı dersin." hayvan gibi sırıtıyordum hala, "zaten uzaylı değil misin?" ona kızgın bakışlarımı yollamak için döndüğümde belimden çekerek duvar kenarına itmişti. "Bana dönmen için demiştim hem ben asla duvar kenarında yatamam."

Cenk'in koluna hızlıca vurduğumda kolunu kendine çekerek yüzünü buruşturdu. "Tamam valla şaka yaptım gel." arkamı tekrar dönmüştüm, o ise beni kendine doğru döndürmeye çalışıyordu.

"yav gel barışak işte amk"

"tm olr" o bana şaşkınlıkla bakarken gülüp kalktım. Aynanın karşısına geçip yüzümü ve saçımı inceledim. Saçlarımın hepsi birbirinden bağımsız bir şekilde duruyordu. Cenk beni bu halde gördü birde. Saçlarımı düzlemeye çalışırken arkamda beliren Cenk'e bakarak gülümsedim. Cenk ellerimi saçlarımdan uzaklaştırarak kendisi saçlarımı düzlemeye başladı. Saçımı açtıktan sonra elleriyle sakince taradı ve şu an saçımda ne yaptığından habersizdim.

"Tokan var mı?" başımı evet anlamında sallayarak elimde ki tokayı ona uzattım. Alıp saçımın ucunu bağladı. Saçımı sağ omzuma koyarak kollarını boynuma sardı.

Cenk.

Saçımı.

Örmüştü.

Valla hayvan gibi kral hareket aslanım ne diyeyim ki... düşmemek elde değil.

Gülümseyip hemen arkamı döndüm ve Cenk'e sıkıca sarıldım. "Sen örmeyi nereden biliyorsun?"

"Küçükken Ebrar kendi saçını öremezdi, annemin evde olmadığı zamanlar oluyordu ve bu yüzden annem evden gitmeden önce bana örmeyi öğretmişti 'kardeşinin saçını ör' falan diyordu. Bu şekilde yani, " o kadar mutluydum ki, Allah'ım sen nasıl nasip ettin bana bu malı aklım almıyor ama yerim be.

"Neden Ebrar'a öğretmemiş?"

"Ebrar'ın hiçbir şey de el becerisi yoktur çünkü." deyip kıkırdadı. Kollarımı daha sıkılaştırdım. "Benim de el becerim yoktur o yüzden benim de saçımı öreceksin." dedim. Gülerek geri çekildi. "Peki, "

Kapı tıklatıldığı sırada ayrıldık ve Cenk seslendi, "kapının ardındaki kişi her kimsen neden geldin?"

"La benim Atlas. Kalkın bir işe yarayın ben çok acıktım." Uğur'un da sesi gelmişti. "Bende çok acıktım." kapıyı açıp onlara düz suratımla konuştum. "Sizin eliniz yok mu?"

"Var ama biz yapamıyoruz." oflayarak mutfağa doğru ilerledim. "Ebrar'ı da kaldırın." dedim.

"Ebraaaar, kalksana ya tüm gün uyudun yelloz seni." Ebrar'ın memnuniyetsiz sesi geliyordu. "Ya çıkın odamdan!" gülüp dolaptan kahvaltı için yumurtaları çıkardım. Ebrar mutfağa sinirle bir giriş yapınca direk dolaba doğru gidip suyu aldı. Ben onu izlerken bana bakıp, "bardaklar nerde ya?" dedi. Ona anlamsız bakışlarımı yollayıp, "şurada galiba." dedim.

Sinirli olduğu için anlık unutmuş olabilir, diye geçirdim içimden. Bardağa suyu döktükten sonra dudaklarına götürüp içti. "Bir insanı uyandırmak için üstüne WWE oynar gibi atlanılır mı? Delilik." diye mırıldandı. Kahkahamı tutamayarak güldüm.

Beni bir sal || TextingWhere stories live. Discover now