"Kitaplarınızı açın"
"Hoseok, sence de bu hoca bizim okul için fazla yaşlı değil mi?"
Jimin'in dediğine gülmüştüm.
Bahsettiği kişi, tarih hocası Lee Hyun Joongtu.
Kimse onu gram sevmezdi.
Nedeni aslında açık, kendisi çok disiplinliydi.
Bizde klasik öğrencilerdik işte, disiplini sevmezdik, disiplinli hocaları da.
"Hocam anlattığınız konuyu geçen hafta anlatmıştınız. Tekrar mı ediyoruz?"
Bu sınıfımızın zekisi Jungkook.
"Bu çocuğa bayılıyorum"
"Senden zeki olduğu için, değil mi?"
"Hayır, yakışıklı olduğu için"
"O zaman onun tipini seveyim"
"Ben de.. Imhhh"
Jimin'in dediği şeye sesli gülmemek için kendimi zorlamıştım..
"Ah öyle mi olmuş, farkında değilim.. Hatırlattığın için teşekkürler Jungkook"
Farkettiğiniz gibi Jungkook, tarih hocası hyun joong'un gözde öğrencisiydi. Diğer öğretmenlerin de olduğu gibi..
Sıkıcı geçen tarih dersinden sonra öğle arasına girmiştik
Jimin ile yemek yedikten sonra bir banka oturmaya karar verdik.
Fakat bir süre sonra Jimin yanımdan ayrıldı..
Nedeni belliydi aslında, nedeni karşımızdaki bankta oturan, ders çalışan Jungkooktu. Zeki çocuk işte..
Jimin yine her zamanki gibiydi..
Birini sever, daha sonra ondan vazgeçerdi.
Klasik jimindi işte..
Birine çabuk aşık olur, hemencecik vazgeçerdi. Yani anlayacağınız Jimin birini sevmezdi, sevdiğini sanardı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher || Sope
Fanfiction"Ben bir öğretmen olarak sana öğretemedim ama sen bir öğrenci olarak aşkı çok güzel öğrettin Hoseok" ©daisyoonora
