1

528 88 122
                                    

Kaldırıp başımı etrafa baktığımda herkes kesintisiz işiyle ilgiliydi.Ee tabi saygıdeğer şirketimiz büyük bir ihale almak üzereyse çalışanları karınca gibi olmalıydı.

Burada 3 yıldır tercüman olarak çalışıyordum; yani yabancı metinleri düzenleyip toplantılarda çevirilik falan filan gibi sıkıcı işlerden ibaretti.Sıkıcı dediğime bakmayın benim hayatım buradan ibaretti.Mutlu olduğum yer veya olmam gereken yer burasıydı.
Ailemin yanından kaçıp saklanmam gereken yerdi burası.

Birtakım hareketlenmeler olduğuna göre öğle saati gelmişti ve birde Bora kendi masasından kalkmış bana doğru geliyordu. Bu öğle yemeğini beraber yiyelim teklifi edecek demektir.Tabi cesaret edebilirse!

"Bora" şirkete başladığımdan beri hafif hafif benle ilgilenen ama bir türlü bana söyleyemeyen biri.Hoş çocuk aslında ama cesaretsiz insanlar bana göre değil.Aslında kim bana göre bilmiyorum,daha önce böyle birşey yaşamadığım için.Ama kesinlikle Bora değil.

Bora'nın gelmesiyle Banu ve birkaç arkadaş toparlanıp gidiyoruz yemeğe.Bora bozuluyor belki ama onunla baş başa kalacak değilim.Daha ne istediğini bilmeyen,kendini açıkça ifade edemeyen birine yapacağım hiçbir şey yok.Ha tabi arkadaşlığına da laf ettirmem.Şimdiye kadar hiç yalnız bırakmadı beni.

Öğle saatinin bitmesine 12 dakika kala şirkete çıkıyoruz,herkes masasında yarım kalan işlerine devam ederken ben telefonun çalmasıyla son anda terasa yöneliyorum.

"Anne" yazıyor.Rehberimde bile annem yazamıyorum,daha telefonu açmadan bir kırgınlık kalbimden ayaklarıma kadar yayılıyor.Kim bilir ne söyleyip de sinirlendirecek,bir kez daha ailem olmadıklarını hissettirecek diye
düşünürken telefonu açıyorum.Açmayı ne kadar ertelersem  annemden önce kendi kafamda kurduklarım beni yaralıyor çünkü.

"Alo en yakın zamanda arabanı sat babana karttan yolla.Abin evlenecek para lazım,seninde bir katkın olsun."

Abim mi evleniyordu gerçekten.Ve ben bunu yabancı bir şehirde onlardan uzak ve dışlanmış şekilde öğreniyordum.

"Arabamla ne ilgisi var zaten külüstür, çok para etmez.En azından beni getirip götürüyor."

"Bana bak! O arabayı abin aldı.Sen oralarda oğlanlarla fingirde diyede gitmedin.Bize hiçbir yararında yok.Şimdiye kadar olmadı da zaten.Seni büyüten ailene böyle mi borcunu ödeyeceksin? Kim bilir ne haltlar yiyorsun?Orospu mu olacaksın başıma."

Bu işte benim hayatım bundan ibaretti.Arabayı satmam dedim diye orospuda olurdum annemin gözünde yolluda.Onun için sadece abim vardı.Babam zaten annem ne derse o.

Tek çareyi üniversiteye gitmekte ve yaşadığım yerden uzaklaşmakta buldum.Balıkesir'den Ankara'ya serüvenim böyle başladı.Okul bittikten sonra iş bulduğumdaysa düşünmeden girdim.Eve dönmek artık bana çok yabancıydı.Tabi annem o zamanda hakkımda olmadık şeyler söyledi ama kabullendi.Zaten beni yanında istemiyordu ki!

Daha sonra beni ziyarete geldiklerindeyse babaannemden kalan arsayı satıp kendilerine güzel bir ev almışlar.Geri kalan parayla da abim bana bu külüstürü layık gördü.Böyle bir iyiliği nasıl yaptığını ve annemin radarından nasıl kaçtığını merak etsemde bu bana abimin ilk hediyesiydi.Bana kalsa ömrümün sonuna kadarda satmazdım ama evleniyormuş işte.Belkide ailemle ilgili hiçbirşey bende kalmamalıydı.

"Tamam.İlk fırsatta elimden çıkaracağım."

Telefon kapandı.Sadece abim için aramıştı.Sadece onun için.Gözümden dudaklarıma kadar süzülen yaşı nefretle sildim.Artık onun yüzünden  ağlamak istemiyordum,güçsüz olmak istemiyordum.

Mesai bittiğinde saat 10'a geliyordu.Araba işini halletmeliydim.Aklıma sadece Bora geliyordu,başka kimden yardım isteyebilirdim ki?

"Bora,benim arabayı satmak istiyorum,senin çevren vardır ayarlayabilir misin?"

"Paraya ihtiyacın varsa hallederim."

"Paraya ihtiyacım yok sadece satmak istiyorum,yardım edecek misin?"

"Tamam ayarlarım.Haber veririm sana."

"Teşekkür ederim."

Şirketten çıkıp belkide son anlarını yaşadığım arabama bindim.Daha 1 yıl olmuştu ama ona alışmıştım,onu sevmiştim işte.Evime gidip yatmak istiyordum,çok yorgundum ve hiçbirşey düşünmek istemiyordum.Yarın birsürü iş vardı ve daha sonra iş yerinden birinin doğum günü için bir gece klübüne davetliydik.Aslında böyle insanların çok olduğu yerler beni rahatsız ederdi,sosyal bir insan değildim.Ama şuan düşündümde aslında gitmek iyi fikirdi.Anneminde dediği gibi kötü kız olmak en iyisiydi.

Kötü kız olmak istiyordum.Kazandığım parayı kimseyi düşünmeden sadece kendi eğlencem için,sadece kendim için harcamak istiyordum ve her ay maaşımın bir kısmını gönderdiğim aileme arabayı sattıktan sonra göndereceğim para son para olacaktı.Nevra ben.Nevra Yılmaz.

Herkese merhaba.Yeni kurgumla karşınızdayım.Yorumlarda buluşalım🤍🧚‍♀️

İnstagram kahlofridaxx

Bir Yaz Gecesi RüyasıOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz