-Bölüm Altı-

183 7 0
                                    

Odunları kasıp kavuran ateş tüm gücüyle yukarıya doğru uzanıyordu. Ateşin yukarıya doğru hareketi çatırdama sesine yol açıyordu; odunu sıkıyor, sarmalıyor ve çıt çıt sesler bırakıyordu. Ateşin sarısı, kızılı ve mavisi bir birine mükemmel bir şekilde karışmıyordu. Sanki aralarında bir çeşit camdan sınır vardı. Ateşin sıcaklığı tenimi  şefkatle okşuyordu adeta.

İkimizi sarmalayan pamuktan battaniye yere düşmüştü.  Dışarıda dakikalar öncesine kadar dinmiş olan yağmur ise tekrar yağmaya başlamıştı. Yağmur bu sefer o kadar şiddetli yağıyordu ki camı kıracağını zannetmiştim. Cama çarpan damlalar, bir şeyler kırmak veya çatlatmak üzere gelmiş fakat başarılı olamayıp öylece şeritler halinde süzülüyordu. Yağmurun sesine birde rüzgarın uğultusu eşlik etti. Yağmur damlaların hızı kalbimin atış hızıyla yarışır haldeydi. İnce dudakları dudaklarımla sevdalı iki insanın bir biriyle buluşması gibi buluşmuştu. Özlem ve aşk dolu bir buluşmaydı bu.  Kalbim adeta göğe çıkmış tüm oksijeni içine çekmişti.

Dudaklarımda ona ait izler hissetmek o kadar harikaydı ki bundan böyle başka hiç bir şey bu mutluluğu veremezdi. Aceleci değildi, sevgi doluydu, değerliydi. Her ikimizde anı yaşamak istiyorduk çünkü anı yaşamak için en iyi zaman dilimine sahiptik.

Gözlerim kapalı olmasına rağmen salonun loş ışığını hissedebiliyordum. Şöminenin yaydığı sıcaklık da etrafa dalgalar halinde yayılmıştı artık.  Kapalı gözlerimle üçüncü bir duyunun adım atmasına izin verdim; uzaktan gelen piyano sesi. Evin her yeri sessizdi fakat duyabiliyordum; ünlü piyanistin sessizlik parçasıydı.

Beni yönlendirmesine izin verdim. Sadece ondaki hisleri daha yakından hissetmek istiyordum, sadece aşkımızı birleştirmek istiyordum. Herkes arzulanmak, herkes istenmek isterdi fakat aşık olduğun kişinin seni istemesi daha güzel ve özel bir şeydi. Herkes aşık olduğu kişiyi öpmek ve sarılmak isterdi yalnızca kimse ölüme bir gün kalmış ve mutluluğunu o gün yaşıyormuş gibi hissedemezdi. Niall kalbimin her yerini kuşatmıştı.


 O tanınmaya değer bir insandı. Kim ki onunla tanıştığında gülümsemeden edemezdi. Niall'ın saf iyiliği tüm çevresini kuşatacak türdendi. Kibar, kimseye zarar veremeyen, merhametli bir insandı o. Her kim onu tanıdıysa yanında gülmeden duramazdı; kaldı ki kendisi de güleç bir insandı. Tüm özelliklerinin yanı sıra o güzel kalbi beni seviyordu. Beni.

Bana olan sevgisini her an hissettiriyordu; bakışlarıyla, gözleriyle, dokunuşlarıyla. Sevgisini maddi her hangi bir şey ile karşılamak adetinden değildi. Şu an ise buram buram kokan sevgisini dokunuşlarıyla hissettiriyordu. Dokunuşları yumuşaktı, nazikti, değerli hissettiren türdendi. Sanki daha fazlasını istiyormuş gibi ama bir yandan ileriye gitmekten korkuyordu. Eli belimde idi lakin zar zor orada odluğunu hissetmiştim. Belki de dokunuşunun tüy gibi oluşundan değil uyuşmuş olmamdan kaynaklanan bir durumdu. Aceleci değildi. Bu andan pek ala memnundu ama her anı hatırlamamı istiyordu. O, saçıma dokunduğu anı, elini belimde gezdirdiği anı, dudaklarıma bıraktığı yumuşak öpücükleri, boynumu nazik bir şekilde öpüşünü hatırlamamı istiyordu. Bizim için unutulmaz olmalıydı.

Bedenime çok yakındı. Kalp atışlarını hissetmiştim. Soğuk veya sakin değildi; heyecanlıydı Dudaklarını, dudaklarımdan ayırdığında gözlerimi açtım. Gözleri ışıl ışıldı. Okyanus kadar derindi bakışları. Bir süre vakit geçene kadar gözlerimize öylece baktık. Daha sonra boynumda sıcacık nefesini hissettim. Tenimi  şefkatle okşayan nefesi tüylerimi diken diken etmişti. Tenimde küçük bir öpücük hissedince yüzümde minik bir tebessüm yayıldı. Gerçekten aşk dedikleri böyle bir şey miydi? İlk defa yaşadığımı böylesine hissetmiştim. İlk defa gerçek bir nefes almıştım. Saniyeler bana dost olduğu vakit etkilenmediğimi söylemek yalan olurdu. Sevdiğim adamın dokunuşları beni oldukça heyecanlandırırken aynı zamanda güvenmemi sağlıyordu. Her öpüşüne içimde oluşan arzuyu durdurmak imkansızdı. Elimi saçına geçirdim ve kafamı geriye attım. Pencereyi, arkamdaki pencereyi görebiliyordum. Rüzgarın şiddeti ile ağaç sağa doğru savruluyordu. Yağmur hala dinmemişti.

Mutlu Yıllar (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now