XVII.

9.6K 763 300
                                    

Gözlerimi zorlukla açıp yattığım yerde hafif kıpırdanarak mırıldanmıştım. Bana ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Aşırı derecede yorgun ve bitkin hissediyordum.

Biraz daha etrafa baktıktan sonra hastane odasında olduğumu anlamıştım. Sonra yan taraftaki koltukta uyuyan Jungkook gözüme ilişince ona seslenmiştim.

"Jungkook?"

Sesimi duyar duymaz sıçrayıp uyanmıştı. Hemen yanıma gelip yatağın kenarına oturduktan sonra ellerimi tutup üzerini öpmüştü.

"Bebeğim? Daha iyi misin?"

Başımı iki yana salladım.

"Çok yorgunum."

Yaklaşıp dudaklarını alnıma bastırdığında gözlerimi kapatmıştım.

"Ne oldu bana?"

"İki saattir baygınsın. Sen uyurken kan aldılar. Şimdi ise sonucunu bekliyoruz."

Burukça gülümseyip gözlerimi açtım. Bana böyle endişeyle bakması hoşuma gitmediği için ellerimle yüzünü tutup yanaklarını okşadım.

"Ben iyiyim tamam mı? Gülümse lütfen."

Cevap vermeyip gülümsediğinde bana birden sarılmıştı. Bu hareketine gözlerim dolarken ona karşılık verip kokusunu içime çekmiştim.

Sonunda hastane odasından çıkıp sonuçlarımı almıştık. Doktor kendisi söylemeyip gözümüzle görmemizi istemişti. Jungkook aldığı dosyaya korkuyla bakarken endişe etmemesi için onu kendime çekip dudaklarına ufak bir öpücük bırakmıştım. Sonra elindeki dosyayı alıp derin bir nefes alarak açmıştım.

Bir bir kâğıtta yazanları okurken gözlerim yavaştan büyümeye başlamıştı. Jungkook sakin halinden çıkarak tekrar telâş yapıp konuşmuştu.

"Jimin.. ne yazıyor?"

Gözyaşlarım çoktan firar ederken olayın şokunda olduğum için cevap veremiyordum. Bunun üzerine elimdeki kağıdı çekip alarak kendisi bakmıştı.

Şaka gibiydi ama hamileydim.

Gözlerini kağıttan çekip bana baktığında bir hıçkırık bırakıp ona gülümsemiştim.

"İyi de nasıl... şaka mı bu?"

Omuz silktim.

"B-bilmiyorum."

İkinci kez hıçkırdığımda onunda gözleri dolmuştu. Elindeki kağıdı bir köşeye bırakıp beni kendine çekerek sıkıca sarılmıştı.

"G-gerçekten hamile misin Jimin?"

"Öyle g-görünüyor."

Sakinleştikten sonra çevredeki insanlara aldırmadan aniden beni kucaklayıp döndürmeye başlamıştı.

"İŞTE BU BE! BABA OLUYORUZ!"

"Yah! Jungkook ah dur!"

Ben gülerken o hâlâ devam ediyordu. Sonunda durduğunda beni yere bırakıp yine çevreye aldırmadan dudaklarıma yapışmıştı.

Hastaneden çıktıktan sonra Jungkook yürümeme izin vermeyip kucağında arabaya kadar taşımıştı. Arada birde öpmeyi ihmâl etmiyordu tabi ki.

Beni arabaya bindirip kemerimi sıkıca bağladıktan sonra yine dudaklarımı öpüp şoför koltuğuna geçmişti. Ardından eve doğru sürmeye başlamıştı.

Eve geldiğimizde artık kucaklamalarına alışmıştım. Göz devirip gülmüştüm.

"Daha dokuz aylık olmadım Jungkook ah."

Anlamamış bir ifadeyle bana baktığında başımı boynuna gömüp gülmeye devam ettim.

"Nasıl bir baba olacağını az çok görebiliyorum Jungkook."

"Size kendimden bile iyi bakacağıma emin olabilirsin bebeğim."

"Şüphem yok."

Eve girip beni indirmeden kapıyı kapatıp yatak odamıza ilerlediğinde aklıma aylarca sevişemeyeceğimiz gelmişti. Jungkook kesinlikle kafayı yiyecekti.

Düşüncelerimle kıkırdarken o beni çoktan yatağa bırakmıştı bile.

"Neye gülüyorsun sen?"

Masumca gülümsedim.

"Hiç."

Üzerime eğildiğinde gülümsemem büyümüştü. Burnunu burnuma sürtüp eliyle karnımı okşadığında gözlerimi kapatmıştım.

"Onu görmek için sabırsızlanıyorum."

Fısıltıyla söylediği cümlenin ardından burnumu öpmüştü.

"Ben de."

Daha başka ne isteyebilirdim ki? Eşim yanımdaydı ve bir bebeğimiz olacaktı. Bunun için tanrıya bir kez daha şükretmiştim.

Japanese Darling • Jikook • MpregWhere stories live. Discover now