yirmi dokuzuncu bölüm.son

15.6K 910 303
                                    

yazdığım bu hikayeyi okuduğunuz, buralara kadar okumaya değer gördüğünüz için çok teşekkür ederim. bir sonraki hikayelerde buluşacağımızı umarak size burada veda ediyorum.

son bir kez oy isteyeyim o zaman. seviyom sizi ♡

iyi okumalar :*

"Pantolonumu çıkar." Gökhan buğulu sesiyle mırıldandığında Okan herhangi bir yanıt vermeden Gökhan'ın dudaklarını öpen dudaklarını onun boynuna kaydırmış, parmakları ise pantolonuna inmişti. Sırtı duvara yaslı olan esmerin elleri sarışının kalçasında arsızca gezinirken boynuna bırakılan ısırık dudaklarından küfür dolu bir inlemenin dökülmesine sebep olmuştu. 

Okan kafasını kaldırıp sevgilisinin öpüşmekten kızarmış ve şişmiş dudaklarına bakarak pantolonu indirdi. Bir eli çoktan sertleşmiş penise kayıp okşamaya başlarken diğer eliyle Gökhan'ın elini tutmuş, parmaklarını sıkıca sarmıştı. Yüzleri arasında santimler vardı, nefesleri birbirine karışıyordu. Gökhan'ın gözleri hissettiklerinin yoğunluğuyla kapanmış olsa da dudaklarına değen dudaklar onu yeniden gözlerini açmaya zorlamıştı. Okan dudaklarını çok fazla orada tutmadan köprücük kemiklerine indi. Dili arsızca orada gezinip yavaşça göğsüne kaydı ve meme ucuna gelene kadar durmadı. Ufak tomurcuğu diliyle ezip dişlerinin arasına aldığında Gökhan boştaki eliyle onun saçını sıkıca tuttu. Dudakları oradan da aşağıya kayıp erkekliğine ulaştığında bir anda ağız sıcaklığını onun etrafına sarmıştı. Gökhan'ı dudakları arasına aldığında yüzünün aldığı haz dolu ifadeyle birlikte duraksamadan kafasını ileri geri oynattı. Dilini penisinin ucunda gezdirip onun tadını aldığında hazla titremişti. "Tadın çok güzel," diye mırıldandığında Gökhan utanarak onu ayağa kaldırdı ve yeniden dudaklarına uzanıp öpmeye başladı. Okan'ı ittirerek yatağa götürdü ve vücudu usulca yatağa uzanırken bir an bile dudaklarını ayırmamıştı. 

Elleri çılgınca Okan'ın vücudunda gezinirken üzerindeki fazlalık olan pantolonundan kurtulup tamamen çıplak kalmasını sağlamıştı. "Sıra bende," diye mırıldanıp doğruca Okan'ın sızdıran penisine inmiş ve onu dudakları arasına almıştı. Her ne kadar bu işlerde yeni olsa da daha önce birbirlerine oral seks verdiklerinden o kadar da acemi sayılmazdı artık. Dudakları penisin köküne inerken boğazına değen o his hoşuna gitmişti ve art arda birkaç kez daha aynı hareketi tekrarlamıştı. Okan çılgınlar gibi altında inlerken daha da kontrolünü kaybettiğini hissediyordu. "Ahmm... Gökha- ah! Hgmhh...."

Okan daha fazla dayanamayarak bir anda onu altına alıp dizlerinin belinin iki yanına attı. Beyaz çarşafların üzerinde minik minik hareket ederek yüzüne yaklaşırken, "Ağzını sikmek istiyorum,"  diye mırıldandı. Gözleri, gözlerine bağlıydı ve iki taraf da asla çekmiyordu. Kalpleri gürültüyle atıyordu. 

"Tamamen senin."

Dizleri tam oğlanın kafasının iki yanına gelince penisini aralık olan dudaklardan içeri sokup yavaşça hareket etmeye başladı. Tamamen deliriyormuş gibi hissediyordu. Kalçasını usulca hareket ettirirken tam gözlerinin içine parıldayan, zevk dolu bakışlarıyla bakan sevgilisi karşısında tamamen delirmiş hissediyordu. 

Gökhan yastıkta biraz daha yükselip onu zevkle kabul ettiğinde ellerini yatak başlığına dayayıp hızlandı. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını geriye atarken dudaklarından boğuk mırıltılar dökülmüştü. 

"Bekle," diye mırıldandı, ayağa kalkarken. Yataktan atlayıp hızlıca sırt çantasına ilerledi. Ön gözündeki prezervatif ve kayganlaştırıcıyı çıkarıp Gökhan'a döndüğünde onu dirsekleri üzerinde, uzanır konumda buldu. 

"Bunları düşünmesi gereken kişi ben olmalıydım, değil mi?" diye sordu, hafif pişman bir ses tonuyla. Okan'sa ona gülümseyip, "Götüne penis girecek olan benim, tabii ki benim düşünmem gerekiyordu," diyerek şakaya vurdu. İkisi de buna gülerken yatağa yaklaştığında, "Nasıl yapmak istersin?" diye sordu, koyulaşmış kahvelere bakarken.

Gökhan yataktan doğrulup kenara kaydı ve Okan'a uzanması için alan yarattıktan sonra, "Ellerin ve dizlerin üzerinde dur," diye mırıldandı. Denileni yaparken Gökhan'ın arkasına geçtiğini görmüştü. Beklediğinin aksine şişe açılma sesi duymamıştı. Ve hatta hiç beklemediği bir şey yaşamış, Gökhan'ın kalçalarını ayıran ellerini ve deliğine değen dilini hissetmişti. 

"Siktir! Bunu yapmak zorunda değilsin," diyerek geri çekilmeye çalıştıysa da Gökhan ona izin vermeyip yaptığı işe devam etmişti. Nefes nefese bir şekilde kafasını yatağa indirirken orasında hissettiği ıslaklığın hoşuna gittiğini fark ederek yüzünü iyice yatağa bastırmıştı. Boğuk inlemeleri doğruca yatağa giderken arsızca hareket eden dilin altında bir baskı hissetmiş ve bununla kafasını geriye yatırmıştı. İlk parmağı içine alırken onu bir acının karşılayacağından korkarak tüm vücudunu kasmış olsa da oldukça nazik davranan Gökhan sayesinde hiç acı hissetmemişti. 

Bir süre sonra oradaki baskı azalmış ve Gökhan bu kez kayganlaştırıcıyı kullanarak onu genişletmeye başlamıştı. İkinci parmak biraz da olsa canını yaktığında çarşafı parmakları arasına alıp sertçe sıktı. "Yeter..." diye fısıldadı, nefes nefese. "İçime gir..."

Gökhan son kez onun kalçasına bir öpücük bırakıp doğruldu ve prezervatifi taktıktan sonra bolca kayganlaştırıcı sürdü kendine. "Sırtüstü dön," diye mırıldandı, boğuk sesiyle. "Yüzünü görmek istiyorum." 

Okan anında dediğini yaparken onun üzerine çıkıp kendini ona dayamış, dudaklarıyla da dudaklarını okşamıştı. Yavaşça kendini ittirirken Okan'ın bir eli ensesine tırmanmış ve oradaki saçlarına asılmıştı. Dudakları birbirlerine sarılırken Gökhan bir eliyle onu sakinleştirmek için belini okşamaya başladı. Kendini sonuna kadar ittirdiğinde Okan'ın alışması için bir süre beklerken onun dudaklarından, "Ebeni sikeyim Gökhan," küfrü çıkmıştı. "Bu kadar büyük olmak zorunda mıydın sanki?" 

Gökhan hafifçe güldü ve, "Üzgünüm," diye mırıldandı. Alnına düşmüş terden ıslanan sarı saçları okşayarak geriye atıp oraya dudaklarını bastırdı. 

Okan kafasını sallayarak devam etmesine izin verdiğinde kendini geri çekip yeniden ittirdi. Dar delik onu sıkıca sarıyordu. "Siktir," diye mırıldandı, hissettiği arzuyla. Yavaş ritmini hafifçe hızlandırırken Okan'ın zevk dolu inlemeleri kulaklarına ulaşmıştı. Bunun onun da hoşuna gittiğini hissettiğinde doğrulup ayak bileğini omzuna koydu. "Okan... Muhteşemsin. Mhmm..."

Okan kafasını geriye atıp gözleri kapalı bir şekilde inlerken saçları yatağın üzerine dağılmıştı. Bir eli penisine kayıp kendini okşamaya başlarken, "Gökhan," diye mırıldandı. O sırada içinde bir yerlere denk gelen vuruşla istemsiz bir çığlık dökülmüştü. "Siktir, oraya vur," diyerek elini hızlandırdı. Erkeklerin de zevk noktası olduğuna inandığı pek söylenemezdi ama tam şu an bundan emin olmuştu. "Ahh, sanırım geleceğim..." Gökhan onun içinden çıkıp prezervatifi bir köşeye fırlattı ve Okan'ın hemen üstünde kendini çekmeye başladı. İlk önce onun menileri Okan'ın karnına fırlarken sesini kontrol edememiş ve boğuk boğuk inlemişti yüksek sesle. 

Aşağı kayıp Okan'ın toplarına dudaklarını bastırdı. Elini onun elinin üzerine sarıp birlikte onu çekmeye başladılar ve birkaç saniye sonra Okan da inildeyerek kendi karnına gelmişti.

Dudakları yeniden birleşirken, "Okan," diye fısıldadı, Gökhan. "Bekle, seni temizleyelim," diyerek doğrulmaya çalışsa da Okan onu boynundan kavrayıp yatağa devirdi ve üzerine çıktı. Dudaklarını onunla birleştirmeden önce, "Bir kez daha yapalım," diye fısıldadı. "Ve birkaç kez daha."

"Ölene kadar mı?" 

"Ölene kadar."

SON

gossip ✘ gayWhere stories live. Discover now