Chapter: 17

1.1K 59 20
                                    




EVA;

Bedenimi zar zor ayakta tutmayı başarırken, arkamdan hızla gelen arabanın korna sesiyle son anda yana doğru kaymıştım. Etrafıma korkak bakışlar atarken sokaktan geçen bir kaç kişinin bakışlarını üzerimde hissetmemle başımı hemen önüme çevirip bacaklarıma kuvvet vererek bu sefer koşmaya başladım. Rüzgarın esintisi yüzümü sıyırıp geçerken saçlarım birbirine karışmıştı, hıçkırıklarım dahada artarken babamın söyledikleri bir kez daha yankılandı kulağımda...

Altı yıl boyunca yaşadığım bu cehenneme artık dayanamayacağımı fark ediyordum, artık ruhumdaki ölüyü daha fazla yaşatmaya çalışamazdım. Ölüden farkı olmayan bir insanın daha fazla yaşamasının ne anlamı vardı ki? Tüm bu yorgunluklar, tüm bu acılar, tüm bu korkular, endişeler, mutsuzluklar, çaresizlik...Bu kadar şeyi aynı anda aynı zamanlarda yaşayıp direnmek, bunlar beni en sonunda pes ettirmişti. En güçlü insan bile dayanabilir miydi, bunca şeyi aynı anda yaşamaya? Küçüklüğümden beri bütün bu suçlamalara dayanmak, başka bir adama olan sevgimi içimde tutmaya çalışmakta zorlanırken herkesten gizlemeye çalışmak çok fazla üzüyordu artık.

Düşüncelerim yeniden kafamı işgal etmişti, artık dur durak bilmiyorlardı. Yüzümü buruşturdum, tüm bu düşünceler başımın çatlamasını sağlarken karşıma çıkan marketle birlikte hızla oraya girmiştim. İhtiyacım olan şeyi alırken hızla yürümeye devam ettim, o sırada yeniden aklıma geldi Harry. Belkide onun yüzüne asla söyleyemeyecektim ona karşı hissettiğim tüm duygularımı, tüm acılarımı ve daha fazlasını. Bu yüzden bir kaldırımın üzerine oturdum ve cebimden telefonumu çıkartıp onun numarasına tıklayıp mesaj kısmına girdim. Bu onunla son kez iletişime girdiğim an olabilirdi.

Harry... Mutsuzluklarımı sana yansıtıp seni de üzdüğümü biliyorum ve bunun için kendimden nefret ediyorum. Çekmek zorunda olduğumuz bu sıkıntılardan nefret ediyorum, etrafımdaki insanlardan, her başımı çevirdiğim insanın sadece benim kötülüğümü istemesinden, güvenememekten, sahte yüzlerden nasıl da yoruldum.. Bu zamana kadar yazmakta hiç zorlandığım olmadı benim, çünkü sesimi kestiler benim ve bende bu yüzden yazılara aktardım içimde ki karanlık dolu düşüncelerimi. İçimdekiler hiçbir zaman aydınlığa kavuşmadı Harry, sadece...Sadece sana beslediğim, sana ayırdığım tarafım aydınlık. Daha fazla nasıl anlatabilirim bilmiyorum Harry, çünkü inan bana seni kelimlere dökemeyecek kadar çok seviyorum.
En çok istediğim şeylerden biri de neydi biliyor musun? Seni ne kadar sevdiğimi birine doyasıya anlatmaktı, ama benim bu hayatta konuşacak kimsem yok Harry, Sen hariç. Belki seni sana bir gün doyasıya anlatabilirim. O kadar garip bir duygu ki bu, tüm benliğimi sarmış tek varlıksın.

Bana iyi geliyorsun, bana çok fazla iyi geliyorsun. Senin sımsıkı sarılmalarınla bazen bir öpücüğünle ya da tek bir bakışınla sıyrılıyorum bu bıktığım dünyadan. Benim bir yerde huzur bulmam o kadar zordu ki Harry, ama sen geldin ve benim yıllardır aradığım huzuru verdin bana. Tüm dünyayı unutup  sadece seninle yaşadığım anları seviyorum. Sana bizimle ilgili herhangi bir söz veremem, bir ömür boyu seninle olabileceğimin sözünüde veremem, çünkü neler olacağını bilemiyorum. Ama sanırım, çok kötü şeyler olacak. Fakat sana tek bir şeyin sözünü verebilirim Harry, seni sonsuza denk seveceğime söz veriyorum.

Şimdiyse gidiyorum, yaşadığım bu cehennemden artık kurtulmaya...



Yolladığım mesaja baktım uzunca, bulanık gördüğüm telefon ekranına gözlerimden bir kaç damla yaş düştüğünde hızla elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim ve telefonumu geri cebime koyarak ayağı kalktım yalpalayarak. Yürümeye devam ettim, gideceğim yere az kalmıştı. Aklıma Steve'in şuan nasıl bir durumda olacağı geldi, yada Harry'nin mesajı okuduktan sonra ki hali...Ve babamın benim hakkımda ki iğrenç düşünceleri, kardeşime bile veda edememiştim. En çokta, onu bırakacağım için nefret ediyordum kendimden. Özür dilerim Colin, ablan daha fazla dayanamıyor.

Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin