Yol

34.6K 997 1K
                                    


Baria

Kanal frekansı bozulunca radyodan rahatsız edici cızırtılar yükseldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kanal frekansı bozulunca radyodan rahatsız edici cızırtılar yükseldi. Baria gözünü yoldan ayırmadan radyonun tuşuna bastı ve bir anda arabanın içine mutlak sessizlik hakim oldu.

Pıt pıt pıt.

Kalbi kendine has ritmiyle Baria'nın vücudunda yankılanmaya başlamıştı. Virajsız ve geniş yol önünde uzayıp giderken batan güneşe sıkıntılı bir bakış attı. Karşı şeritten birkaç aracın geçtiğini görmüştü ancak kendi şeridinde ortaya çıkan en son araç yaklaşık on dakika önce Baria'yı sollamıştı. Derin bir nefes aldı.

Direksiyonu sabit tutan elleri terlemeye başlamışken tepelerin ardında kaybolmaya yüz tutan güneşe bakarken buldu yine kendini. Pembeye boyanan sema görsel bir şölene dönüşmüştü. Boğulmamak için direnen turuncu, heybetli bir görüntü sergiliyordu. Renklerin savaşı Baria'nın nefesini kesmişti. Dikkati dağılmadan yola tekrar odaklanarak eskimiş bir benzin istasyonunu geride bıraktı. İstasyonun yanındaki restoran, tüm bu ıssızlığa rağmen yeterince işlekmiş gibi görünüyordu. Tek katlı, geniş yapının önündeki otoparkta altı araç gözüne çarpmıştı. Yan aynalardan istasyona son bir bakış atıp gaza biraz daha yüklendi.

Sol taraftaki ormanlık alandan yükselen kuş seslerinin hemen ardından küçük bir sürü, ağaçlardan havalandı. Gökyüzünü kanatlarıyla henüz doldurmuşlardı ki güneş tepelerin ardında son ışığını da yitirdi. Karanlık, hava küreyi hızla sardı. Kuşlar da uzaklaştığında Baria nihayet Yeşil Koru Evleri tabelasını gördü. Ağaçların arasından yükselen yapıların yola yakın olanlarını görmek Baria'nın göğsündeki sıkışmayı azaltmıştı. Issızlığı hiç bu denli yoğun hissetmemişti. Uzun sayılabilecek bir an, aldığı kararı sorguladı. Böylesi bir yere taşınmak ona iyi gelecek miydi? Gelmeliydi.

Koru evlerini geride bıraktığı beş dakika sonunda nihayet gölün çevresini mesken tutan evlere gelebilmişti. Merkeze yirmi dakika uzaklıktaki bu müstakil evler zenginliğin ufak bir nişanesiydi. Evler arasındaki mesafe mahremiyet sağlıyordu ve Baria şu aralar en çok yalnızlığı arzuluyordu. Tedirgin hissettiği zamanlarda ise beş dakikalık bir yürümeyle en yakınındaki komşusunun kapısını çalabilirdi. Radyonun tuşuna tekrar bastı. Evine giden dönemece geldiğinde parmakları direksiyonda ritim tutmaya başladı. Radyodan yayılan hareketli melodi gerginliğini biraz olsun kırabilmişti. Göl evine gidiş yolunu dolduran taşlar tekerlerin baskısıyla etrafa saçılırken ıssızlığı düşünmemeye çalıştı.

Aracı garaj yolunda durdurup dikkatli adımlarla araçtan indi. Hafif esen rüzgar siyah elbisesinin eteğini havalandırdığında bunu önemsemedi. Görebilecek herhangi biri yoktu. Saçını kulak arkası yaparak çantasını eline aldı ve kapıyı kapatıp anahtarın düğmesine bastı. Klik. Araç kilitlenmişti. Saçı uçuşup esmer yüzünü yalarken müstakil evini seyre daldı. İki katlı, beyaz yapının girişinde ince bir veranda başlıyor ve arkaya doğru genişliyordu. Arka bahçeye doğrudan geçiş sağlayan bu kısım aynı zamanda gölü doğrudan izleme fırsatı sunuyordu. Demra, gölün ismi buydu. Geceleri nefes kesici bir manzaraya bürünüyordu. Göl evlerinde yaşayan bir dostuna yaptığı ziyaretler sonrası buraya aşık olmuş ve işleri evden yürütecek şekilde kendini ayarladıktan sonra buraya taşınma kararı almıştı.

Yirmilerinin sonunda olmasına rağmen Baria iyi bir birikime sahipti. Art arda aldığı ciddi davaları başarıyla sonuçlandırarak genç yaşında nam salmış ve para kesesi bir hayli dolmuştu. Yaşadığı şehirde ismi öne çıkan bir avukat olduğu için de müşteri çekme kaygısı yoktu. Ona ulaşmak isteyenler iş için kullandığı cep telefonunun numarasını biliyordu ve zaten sekreteri, şehir merkezindeki ofiste yardıma hazır bir şekilde bekliyor olacaktı.

Rüzgar şiddetlendiği esnada telefonu çaldı. Rüya arıyordu. Çantasını koluna takar ve evin girişine doğru yürürken "Girişteyim," diyerek telefonu açtı. "Hava buz gibi ve hemen eve giriyorum." Eylül ayına henüz geçmiş olmalarına rağmen bu göl kesiminde sonbaharın keskin bir soğuğu vardı; özellikle de geceleri. Dişleri takırdarken dış kapıyı arkasından kapattı ve şıngırdayan anahtarı yeniden çantasına attı.

"Yerleşebildin mi merak ettim." Rüya'nın sesine karışan çatal bıçak sesleri sofra hazırlıklarını işaret ediyordu.

Antreden karanlık evine göz atan Baria'nın yüzüne buruk bir tebessüm yerleşti. "Mobilyalar yerleşti işte, diğer eşyalar kolilerde. Onları yerleştirmeye henüz fırsat bulamadım. Yarın hallederim diye umuyorum." Ensesini kaşıyarak ışığı yaktı ve çantasını beyaz koltuğun üzerine bıraktı.

"Yarın sendeyim o zaman, Ömer seraya uğrayacak ben de tüm gün boşum." Tabak sesleri kesilince Rüya soluklandı. "Burası sana iyi gelecek Ria."

"Ben de öyle umuyorum Rüya, ben de." Telefonu kapatarak ruhsuz bir şekilde kanepeye çöktü. Dakikalarca boşluğa bakarak oturdu ve en nihayetinde bacaklarına sürtünen Foxi'nin yumuşak tüyleriyle içindeki donukluk çözülüverdi.

Gözünden akan yaşı hızla yok ederek kedisini kucakladı. Foxi'nin kızıl tüyleri yumuşacıktı. "Acıktı mı benim kızım?" derken mama kabının yanındaki rengi solmuş pembe tasma dikkatini çekti. Tasma Foxi'ye ait değildi, kedisi bu yeni oyuncağını dışarıdan getirmiş olmalıydı. Tasmayı eline alıp çevirdi.

Kırmızı değil, pembe.

Cümle sarsıcı bir hızla zihnine düştü. O an ne de güzel gülümsemişlerdi. Yüreği mengene içindeymiş gibi sıkışırken tasmanın iç kısmı dikkatini çekti. Sert yüzeyde harfleri yer yer silinmiş kısa bir cümle yazılıydı. 'Onu çok özlüyorum.'

Tasmayı sıkıca tutarken Baria hıçkırarak ağlamaya başladı. Bu eskimiş tasmaya kazınan hissi çok iyi biliyordu. Özlemek... Son beş yılını özetleyen sözcük en nihayetinde sadece buydu.


Merhaba sevgili okurlar. Yeni bir kurgu bana ve size göz kırptı. Romantik hislerle bezeli bir gerilim romanı olacak sanırım bu kurgu. Şu anki ruh durumum ve hislerim yazıya dökülmek için en uygun tabirle yırtındı. Ben de bunu daha fazla göz ardı edemedim. Doğaçlama bir şekilde başlamış bulunmaktayım ancak ilk bölümü yazarken kurgu kaba taslak bir şekilde kafamda oluştu. Birkaç ufak araştırma yapmam gerekiyor ama bu husus ilk bölümleri etkilemeyecek gibi.

İlk bölümü okuduysanız nasıl bir gidişat görmek istersiniz lütfen belirtin belki kurgum daha net şekillenir. Umarım sever ve bu yolculukta beni yalnız bırakmazsınız.

Seviliyorsunuz ^^

Göldeki Ev (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin