Tanışma

6.1K 486 571
                                    


"Baria."

Ses alt kattan geliyordu; Kayla ya da Rüya, titreşimin kaynağı ikisi de olabilirdi. Baria'nın zihni dün geceyle o kadar dolmuştu ki odaklanmakta zorluk çekiyordu. Odasına geçerken hemen geleceğini belirten baştan savma bir cevap verdi.

İlerledi.

Silüeti düşündüğü dakikanın hemen akabinde onu gördüğü yere girmek tedirgin hissetmesine sebep olmuştu. Foxi, tasma, silüet... Bunların hepsi çok fazla düşünce demekti. Hareketlerine sirayet eden telaşla gardırobu yokladı, uygun giysileri bulduğunda ise aynayı es geçerek odadan çıktı. Kapıyı kapattı. Tak. Sırtı sert yüzeyle kesişirken durup düşündü. Banyolardan ve odasından kaçtığı sürece burasını evi olarak düşünemezdi. Bu kendine has dokusu olan göl evini benimsemek istiyorsa eğer önce ondan korkmamayı öğrenecekti.

Derin nefesler al, düşüncelerini sadece bu telkine odakladı. Hava zerreleri burun deliklerinden içeri doldu; kılların milimetrik hareketlerini, havanın etten çepere sürtünüşünü hissetti. İçinde ısınan hava, varlığını belli edercesine üst dudağına süzüldü. Nefesleri derinlik kazandı ve kapalı gözlerini açtı.

Hazırdı.

Şimdi açılması gereken şey ise krem rengi kapıydı. Tahta yüzey aradan çekilince odasını yeni bir gözle inceledi; sakince. İşe pencerelerden başladı, perdeler kenara çekilmişti ve parlak gün ışığı cilalı ahşap yüzeye çarparak zemini parlatıyordu. Banyo kapısı aralıktı, küçük pencereden sızan gün ışığı beyaz fayansları da aydınlığa boğmuştu. Yumuşak yatağı davetkar bir duruşla bekliyordu; gündüz vakti her şey olması gerektiği gibiydi. Karanlık köşesine çekilirken korkuyu da küçük bir çocuk gibi peşinden sürüklüyordu. Baria nihayet gülümsedi; Foxi'deki gariplik yüzünden bu hale gelmişti, belki de kedisi kızgınlıktaydı. Belki de bu dönemde bulduğu tasmayı fazlaca sahiplenmişti ve Baria'nın onu elinden alacağını düşünerek bu denli agresifleşmişti. Öyle olmalıydı.

Çıplak ayakları yüzeyle sessizce kesişti ve Baria yatağın hemen yanındaki makyaj masasının önünde durdu. Aynada küçük bir leke vardı; belki de korku anında bu lekeyi gözünde fazlaca büyütmüş ve renkli hayallerle süslü zihni onu bir silüet haline getirmişti. Tekrar gülümsedi. Mantığı devreye girdiği için minnettardı; bu açıklamalar yüreğini kuş gibi hafifletmişti.

"Nerede kaldın?"

Baria sıçrayarak arkasına döndü; Kayla kapıdaydı ve merak dolu gözlerle kendisine bakıyordu. "Aynada ufak bir leke gördüm de," diye cılız bir açıklamaya girişti. "Onun ne olduğunu anlamaya çalışıyordum."

Kayla kaşlarını havalandırarak başını yana eğdi. "Yerleşmenin neden bu kadar uzun sürdüğü anlaşıldı. Olaya ben el atıyorum ve şimdiden uyarayım yaptığım iş bölümüne uymadığınız takdirde korkun benden."

Otoriter Kayi, diye düşündü Baria burun kıvırarak; bunu onun yüzüne karşı asla söyleyemezdi. Ne var ki onun bu otoritesinin çoğu zaman işe yaradığını da itiraf etmeliydi. "İtici bir güce hayır demem. O zaman sen burada rahatça giyin, ben gidiyorum." Ellerini havaya kaldıran Baria teslim oldum der gibiydi.

Kayla ses çıkarmadan kahve gözleriyle kapıyı işaret etti; eli belindeydi ve gözlüğü ikinci bir organizma gibi onun duruşuna eşlik ediyordu. Cevap duymayı değil icraat istiyoruz, diyordu sanki. Masum bakışlarla gözlerini kırpıştıran Baria dışarı çıktı ve merdivenlerden inerken "O gözlük sanki dördüncümüz," diye mırıldandı.

"Saçımı da beşincimiz olarak ekleyelim o halde." Gür saçını tokadan kurtaran Rüya sırıtıyordu. "Beni de kitap kolilerinin başında bıraktı, sana söylüyorum Ria bugün pestilimiz çıkacak." Eline yeni bir kitap alırken sesini kısık bir düzeye getirdi. "Acaba onu bir şekilde evine mi yollasak? Yorgunluktan ölmek için henüz çok gencim."

Göldeki Ev (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin