🌸

5.5K 426 172
                                    

İkinci gün.
Aşkını itiraf ettikten sonraki ikinci gün.
Tuvalette ağladığı ve aşık olduğu gencin bir kez daha kusması tam olarak dündü.
Emin bunu düşünüyordu. Şerefsizi.
Kalbinin kırıklığını yine bir kenara atmıştı. Hep böyle yapıyordu ya, kendi kırıklığını bir kez daha umursamıyordu. Kendi canının sıkkınlığını beyninin bir köşesine atıyordu.
Şu an tek düşündüğü sevdiğinin neden canının bu kadar sıkkın olduğuydu.
Hoca gelmiş bir şeyler anlatıyordu ama kimin umrundaydı.
Gerçi umrunda olması lazımdı, sınavda ne yapmayı planlıyordu orası bilinmez.
Sevdiğinin üzgün suratına bakıyordu. Kim onu üzmüştü? Neden böyle üzgündü? Sanki kendisi çok mutlu gibi onu umursuyordu. Kendisi paramparça olsa da onun çatlaklarını umursuyordu.
Bu kalbinin daha çok acımasına sebep oluyordu.
Mutsuz olması.
Yüzünün asık olması.
Yoksa kendisi mi üzmüştü onu. Onu sevmesi yoksa üzüyor muydu onu?
Ama kötü bir şey yapmamıştı ki, sadece seviyordu. Elinde olmadan. Eğer elinden gelen bir şey olsaydı emin olun ki, bundan vazgeçerdi. Unuturdu onu. Silip atardı.
Ama olmuyordu, kalbinden gitmiyordu. Aşk insanı çok garip şeyler yaptırıyordu, şu an kendi bütün kırgınlıklarını unutup, onun kırgınlığı ile ilgilenmek gibi. Onun canını sıkan ne olduğunu düşünmek gibi. Dersin bitmesini, ve onun yanına gitmek istiyordu. Ama ya daha fazla canı sıkılırsa. Belki de onu istemiyordur. Diye düşünerek ders bitiş zili çalmıştı.
Ama ne haraket etmişti ne de ağzını açmıştı.
Bütün ders boyunca yanına gitmeyi düşündüğü kişinin yanına gidemiyordu. Aslında engelleyen bir şey yoktu ama korkuyordu sanki.
Ya da korku değilde, istememesinin kırılışını bir daha yaşamam istemiyordur.
Duygularından kendisi emim değildi, orada öylece dururken sevdiğinin ayağa kalktığını gördü. Ama gerisi hayal falan olmalıydı, çünkü kendisine doğru geliyordu. Yok yok, bu hayalden başka bir şey değildi. Yoksa Selim neden kendisine bakarak yanına gelsin ki?

Geldi. İçinden geçirdi Emin.
Çok gülme ve samimi davranma.
Güldü.
"Emin?"
Cevap verme.
Verdi.
"Efendim?"
İçinden kendisi ile konuşuyordu ama ne fayda.
Kalbim çok fazla hızlı atma.
Onu dinleyen kim? Kalbi hız sınırını çoktan geçmişti.
"Ben normal tekrardan arkadaş olalım istiyorum. Sadece unutalım."
Neyi kastediyordu? Neyi unutalım diyordu? Emin'in aşkını mı unutacaktı? Yoksa aşkı yüzünden kustuğunu mu?
Sert mi davranmalıyım?
"Nasıl yani?"
"Sadece arkadaş olmak istiyorum. Gerisi yok."
Ne hissediyordu pek emin değildi. Artık o kadar çok kırılmıştı ki, şu an bu sözlerin onu mutlu mu ettiğini yoksa kırdığını mı anlayamamıştı.
Zaten hep arkadaşıydı ya, yine arkadaşı kalsa ne yazardı ki?

En azından görürdü onu, bakardı ona. İzlerdi koşarken. En azından bu yönleri vardı.
"Peki."
Kabul etmişti, onun aşkını görmezden gelmesini kabul etmişti. Ama belki de iyi bir şeydir. En azından yanında olacaktı. Her zamanki gibi.
"Sıfırdan."
"Sıfırdan."
Artık kusmazdı belkide, kendisinden tiksinmezdi. Ondan nefret etmezdi. Bu yüzden tebessüm etti. Belki de kendisinden istemeden tiksiniyordur. Bu yüzden bunu aşmak istiyor olabilir miydi? Beyni düşüne düşüne en sonunda patlayacaktı.

"Geçen hafta verilen Fen ödevini yaptın mı?"
"Hı?"
O kadar çok düşüncelerine dalmıştı ki, bir an ne dediğini anlamakta zorluk çekmişti.
"Fen ödevini yaptın mı? Hani araştırma falan yapacaktık."
"Yaptım mı? Yaptım mı?"
Bir süre düşünmesi gerekti. Çünkü bambaşka şeyler düşünüyordu.
"Ee hayır. Ne zamandı ki teslim tarihi?"
"Aslında yarın."

Selim hafif buruk bir tebessüm ile baktı.
"Hay."
"Bugün beraber yapıp bitirebiliriz."
Bir anlık düşündü Emin, kendisine neden böyle iyi davranıyordu ki. Belki de kendisine haksızlık yaptığını düşünmüştür diye geçirdi içinden. Belki de sadece vicdan azabını gidermek istiyordur. Kalbisinin onun için acıdığını bildiği için.
Emin değildi, adının "Emin" olması her şeyden emin olduğu anlamına gelmiyordu. Tam tersi hiçbir şeyden emin olamıyordu.
"Olur."
"Tamam. Benim evime gel bugün. Müsaitsen tabi."
"Müsaitim."

Selim küçük bir tebessüm etti. Her zaman olduğu gibi gözleri hafiften kısılmıştı. Emin ise arkasından baka kalmıştı, kendisine fazla iyiydi. Sanki kendisine yaklaştığında kusan biri gibi değildi. Sanki gerçekten her şeyi unutmuş gibi. Sanki aşkını hiç bilmiyormuş gibi. Görmezden geliyordu. Belki de sadece kendisi için görmezden geliyordu. Emin kafasını iki yana sallayıp düşüncelerini susturmaya çalıştı. Şimdi tek bir sorun vardı. Akşam ne giyecekti? Tabi sadece amaçları ödev olsa da düzgün olmalıydı.

*****

Yutkundu genç adam.
Onun evine gelmesi ilkti, onun odasında ilk defa bulunacaktı. Evet daha önce ödev yapmışlardı ama onun evinde değil. Bu onu heyecanlandırıyordu. Onun odasına girmek.
Üzerindeki kare çizgili gömleği bir kez daha düzeltip zili çaldı. Altı üstü onun evine gelmek sanki onu öldürüyordu. Kalp krizi geçiriyor gibi hissediyordu. Onu her görüşünde böyleydi ya.
Kapıyı annesi açtı. Sarıya boyanmış saçları ve tatlı gülümsemesi ile gence bakıyordu. Aslında baya genç görünüyordu. Onu Selim'in odasına getirdi. Ve kapıyı açıp arkadaşının geldiğini söyledi.
Emin odanın içine yavaş adımları ile girdi. Selim yatağın üzerine oturmuştu, elinde şimdi kapattığı kitabı vardı. Onu bir kenara bırakıp gülümsedi.
Emin odayı baştan aşağı süzdü. Odanın içi kitap doluydu. Çok fazla. Kitap okumayı sevdiğini biliyordu ama bu kadar olduğunu düşünmezdi. Köşede küçük bir piyano ve yerde duvara sabitlenmiş bir gitar vardı.
Bunlar gülümsemesine sebep oldu. Onu müzik aleti çalarken hiç görmemişti.

Gerçi onu bunları çalarken görmek biraz heyecanlandırıyordu.
"Hoş geldin."
"Hoş buldum. Nasılsın?"
"İyiyim sen?"
"Bende iyiyim."
"Hadi gel başlayalım."
Emin yatağın üzerine çıkıp tam karşısına oturup bağdaş kurdu. Başlayabilirlerdi.

*****

"Veee bitti!"
"Yeee. Sonunda, yazı yazmaktan elim felç geçirdi. Artık onu kullanabileceğimi sanmıyorum."
Elini havada savuruyor, sağa sola doğru hareket ettiriyordu.
"Ben yazmayı unutturum her halde."
İkisi de o güzel dişleri ile kahkahaya boğuldu.
Emin bir kez daha hayran kaldı sevdiğine. Gözlerinin kısılışına. Oradan öpmek isterdi onu. Kısılan gözlerinden.
Ama hayır.
Yapamazdı. Böyle bir şey asla olmayacaktı.
Bu onun kalbini bir kez daha kırdı. Ama umursamadan sordu.
"Cidden onları çalabiliyor musun?"
Piyano ve gitarı gösteriyordu.
"Eh az buçuk bir şeyler."
"Seni hiç görmedim."
"İstersen çalabilirim."
"O-o-olur. T-tamam çal."
Kalbi öylesine hızlı atıyordu ki, bu bir rekor olabilir mi diye düşündü.
Ama şu an eline gitarı almış bir şeyler çalmaya başlamıştı. E hayran olmasında ne yapsındı ki? Çok mükemmel gözüküyordu. Kusursuz.
Büyülenmişti. Müzik sesi kesildi bir süre sonra.
Selim kendisinin yakasından tutmuş kendisine yaklaştırıyordu. Bu titremesine sebep oldu. Ta ki bütün oyun ortaya çıkana kadar. Ellerini yakasından çekip banyoya koşana kadar. Ve bir kez daha kusana kadar.

"Ne?!"
Sinirliydi bu kez. Kendisi ile dalga geçtiği için. Selim ağzını o aynı haraketi ile silerek yanına geldi.
"Lanet olsun tamam mı? Sen pislik bir homofobiksin! Amacın sadece dalga geçmek değil mi?! İyi davranıp, bak senden ne kadar tiksiniyorum demek istiyorsun! Kalbimi daha çok acıtmak istiyorsun.
Neden bana yaklaşıyorsun ki?!
Tiksindiğini belli etmek için mi? Seni sevdim işte, keşke sevmeseydim. Kalbim bu kadar acı çekiyor olmazdı. Sen beni yakıp yıkıyorsun ama! Allah belasını verdiği bu kalp seni istiyor amk. İstemesin artık! İzin vermeyeceğim!
Beni kandırıp dalga geçmene izin vermeyeceğim!
Ya ben aşkımı temiz birer gül gibi hayal ederken senin bundan miden mi bulanıyor? He söyle bana?! Aşk ne kadar iğrenç olabilir ki?! Ama tek sorun erkek olmam değil mi?!
Kız olsaydım direk dudaklarıma mı yapışırdın?! Yatağa mı atardın?!
Ama kız değilim! Ama sana gene de aşığım. Ne kadar gözünde iğrenç bir şey olsa da öyle değil.
Aslında senin düşüncelerin iğrenç!"

Sinirden yüzü kıpkırmızıydı. Artık onu sevmek istemiyordu. Kalbinin acımasını istemiyordu. Kendisi ile dalga geçmesini istemiyordu. Hemen eşyalarını topladı.
"Emin."
Cevap vermedi. Daha da adını seslenmedi zaten. Tam çıkacağı sırada göz göze geldiler. Ama o kadar sinirliydi ki, yüzündeki ifadenin ne ifadesi olduğunu anlayamamıştı.

_____________
________

Eğleniyom ben bunu yazarken. Çok eğleniyorum.

~Seni görünce kusasım geliyor.~ •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin