9♆

1.2K 104 61
                                    

"Cause the drinks bring back all the memories
And the memories bring back you."

—————

Bir saniye. Teypi geri alalım, az önce ne yapmıştı Kim Jongin? Yaptığı şeyin farkına vardığı andan beri, kapalı telefon ekranına bakarak kaldırımda oturuyordu. Zaman kavramı kesinlikle umrunda değildi, unutmuştu bile ne kadardır burada oturduğunu. Mesajı silmeye kalkıştığında, bunun için geç kaldığını görmüş ve başını sağa sola sallamıştı. Belki de Sehun'a "Yanlış kişiye attım." demeliydi. Ancak bir şekilde sıyrılması gerektiğini düşünüyordu.

Derin bir nefes alarak ayağa kalktı ve kısa bir süreliğine çevresine bakındı. Babasının evinden çok uzaklaşmamıştı. Evden hararetle çıktığında, elinde telefonuyla gitmesi gereken yönün tersine gitmişti hatta. Bu duruma daha da sinir olmuş ve kendine kızarak geriye dönmüştü. Ve farkına varmıştı, Sehun'a mesaj atmıştı.

Başını sağa ve sola salladı. Böyle bir hata tekrardan olmayacaktı, mesajı yanlışlıkla attığını söyleyecekti. Telefonunu cebine attı ve yürümeye başladı. Talihsiz bir geceydi.

——————

Oh Sehun, Kim Jongin'den gelen mesajı gördüğünde evinde kardeşiyle playstation oynamaktaydı. Ve hayatında ilk defa o an, kardeşine karşı kaybetmişti. Her şeyin bir ilk vardır derler, bilirsiniz. Ve bu ilk, asla unutulmayacak bir ilkti. Çünkü Kim Jongin, ona teklifinin geçerliliğini sormuştu.

Bir süre için boş bir şekilde bakındı etrafına, televizyona ve kardeşine. Kardeşi, abisini ilk defa yendiği için çok mutluydu. Ancak bu pek Oh Sehun'un ilgisini çekmemişti. Şu an ilgisini çeken tek şey, hoşlandığı kadar nefret ettiği çocuğun ona mesaj atmasıydı.

"Gidiyorum ben." diyerek oturduğu yerden kalktı ve eline telefonunu aldı. Kardeşi pek umrunda olmamıştı, dalgın adımlarla odadan çıktı ve kendi odasına ilerledi. 24 yaşına gelmiş olimpik sporcu elbette ailesi ile yaşamıyordu, onları özlediği için ziyarete gelmişti. Bu gece burada kalacak ve ertesi gün kendi evine geçecekti.

Odasındaki geniş yatağına uzandı ve telefonunun ekranını açtı. Gelen mesaja görüldü atmıştı bile, pek umrunda değil ama.

"Teklifimi çoktan reddettiğini düşünüyordum, bu yüzden geçerliliği kalmadı." yazdı hemen. Sehun gururlu bir çocuktu. Gördüğü her fırsata, gururunu ayaklarının altına alarak koşacak değildi. Seviyesi ve bir çizgisi vardı. Bunu geçmeyecekti.

Sadece kendisinin değil, Jongin'in de onun kadar çabalamasını istiyordu. Pekala, onun kadar çabalamasına gerek yoktu belki de. Ama en azından bir atakta bulunabilirdi, Sehun'u tanımaya çalışabilirdi. Böyle bir şeyi denemediği sürece, Sehun adım atmaya devam etmeyecekti. Boşa uğraştığını hissediyordu çünkü.

Aslında olay tam tersiydi, belki de biraz daha uğraşmalıydı Jongin ile. Çünkü çoktan ona işlemişti, bunun farkında değildi. Kim Jongin, istemsiz ve anlamsız anlarda Oh Sehun'u düşünürken buluyordu kendini. Oh Sehun istediğine ulaşmıştı aslında, bundan sonra Kim Jongin ona biraz daha yakın olmak isteyebilirdi. Tabi, ilk önce o "rakip" muamelesini bırakmalıydı.

Oh Sehun'un attığı mesaj, görüldü olarak kalmış ve cevap göndermemiş Kim Jongin. Çünkü nasıl cevaplayacağını bilmiyordu, ne demesi gerektiğini de. İkisi de telefonlarını sessiz moda almıştı. Biri bir kenara bıraktı ve diğeri cebine koydu.

Kim Jongin için uzun bir yürüyüş olmuştu ve neyseki evine dönmüştü. Esmer çocuk neredeyse iki saat kadar yürümüştü, pek farkında değildi bunun. Dalgındı, çeşitli düşüncelerle savaşıyordu. Evine vardığı an, binanın girişinde bekleyen üçgen silüet ona fazlasıyla tanıdık gelmişti. Gözlerini kısarak o yöne baktı, doğru mu görüyordu? Oh Sehun, evinin önünde mi bekliyordu?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 19, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

𝘁𝗿𝗮𝗶𝗻𝗶𝗻𝗴 𝗳𝗿𝗶𝗲𝗻𝗱𝘀|sekaiWhere stories live. Discover now