9. Bölüm - Benim rüya kapanım sensin

1.2K 154 131
                                    

** Şarkıya da bakabilirsiniz, iyi gidiyor eheh ** 

Eve geldiğimde Sehun'a seslensem de onun henüz okuldan gelmediğini biliyordum. Dersi benden yaklaşık yarım saat sonra bitiyordu ve bunun bir de eve gelişi vardı. Haliyle ben ondan daha önce evde oluyordum. Ama bugün yolda oyalandığımı da hesaba katarsak gelmek üzere olmalıydı.

Sehun'un odasına geldiğimde amacım, o gelmeden hediyemi hızlı bir şekilde yerleştirmekti. Bunun için de yatağın üstüne çıkıp yatak başlığının tepesine, duvara, rüya kapanını özenle asmıştım. Hemen ardından yataktan inip Sehun'un masasına ilerledim. Not kâğıtları arasından bir parça bulup kalemle küçük bir not düşmüştüm.

** Sadece güzel şeyleri rüyana konuk edebilesin diye...** yazdığım nota uzaktan bir kez baktım. Güzel yazdığıma kanaat getirdiğimdeyse ağzımdaki kapakla kalemi kapatıp yerine koydum. Hemen ardından notu alıp rüya kapanının ucuna iğnelemiştim.

Yataktan inip hediyeme son bir kez baktığımda kalbimin hızlandığını hissediyordum. Heyecanlanmıştım. Üstelik tepkisini merak da ediyordum. Beğenecek miydi yoksa beğenmiş gibi mi yapacaktı? Mimikleri ve ifadeleri benim için çok önemliydi. Çünkü ona bunu içimden gelerek almıştım. Eğer beğenmezse büyük bir hayal kırıklığı yaşardım.

"Umarım seversin, Sehun." Elimi göğsüme koyarak son kez süzdükten sonra odadan çıktım. Şimdi Sehun'un gelip görmesini beklemekten başka yapabileceğim bir şey yoktu.

****

Tedirginlik içinde geçen 15 dakikanın ardından kapının açılma sesiyle dikkat kesildim. Gelenin kim olduğunu biliyordum çünkü ondan başkasında anahtar yoktu. Adım sesleri yaklaşırken tuttuğum nefesimi sertçe verip ona seslenmiştim.

"Sehun? Sen misin?" olduğum yerden kalkmadan seslendiğimde başını salonun kapısından uzattı.

"Evet. Başka birini mi bekliyordun yoksa?" gülümseyerek söylediğinde başımı sağa sola salladım.

"Şey... Hayır."

"Güzel. Üstümü değiştireyim gelirim bu tarafa." Başımı hızlı hızlı aşağı yukarı sallarken gerginliğim de aynı hızda artıyordu. Ya beğenmezse düşüncesi zihnimi kemirirken acaba koymasa mıydım diye bile düşünmüştüm.

"Ağh! Ne diyorum ben böyle? O nazik ve iyi biri. Basit bir kağıt bile versem hoşuna gidecektir." Kendi kendime mırıldandığım sırada Sehun'un odasından gelen sesle duraksadım.

"Luhan?"

"Efendim?" iki oda arasında bağırarak iletişim kurmaya çalışıyorduk resmen.

"Buraya gelebilir misin?" muhtemelen hediyeyi görmüştü ve beni bunun için yanına çağırıyordu. Bu da gerginliğime daha da gerginlik eklerken derin bir nefes alıp odasına gittim.

"Sorun ne?" odadan içeriye girdiğimde sesimi sabit tutmaya çalışıyordum.

"L-Luhan... Bu ne?"

"Şey... Yanlış bilmiyorsam eğer, ona rüya kapanı diyorlar." Ellerimi arkamda birleştirip sallanarak söylediğimde bana döndü.

"Onu sormadığımı biliyorsun. Bunu... Sen mi aldın?" sorusuna başımı sakince sallarken Sehun da elindekini daha yakından incelemeye başladı. O sırada ucuna taktığım notu da fark etmişti. "Sadece güzel şeyleri rüyana konuk edebilesin diye..." O, sesli bir şekilde notumu okurken yüzümün kızardığını hissediyordum. "Luhan..." Dudağımı ısırarak tepkilerine baktığımda bir anda yatağın üzerine oturuvermişti.

"Bir Kızılderili inanışına göre..." Yanına gidip oturdum ve bakışlarımı rüya kapanına dikerek devam ettim. "Bunu kendine yakın bir yere astığın zaman kötü rüyalardan korunurmuşsun. Kâbuslar ve diğer huzursuz edici tüm o şeyler kapanın ağına takılırmış. O ağlardan yalnızca iyi rüyalar geçer ve bu sayede iyi bir uyku geçirirmişsin." Başımı kapandan kaldırıp Sehun'a baktığımda gözleri dolu bir halde beni dinlediğini, izlediğini görmüştüm. "Sen de sık sık kabus görüyorsun ve ben düşündüm ki eğer... Eğer sana bundan bir tane alırsam daha az kabus görebilirsin." Dudaklarımı ısırarak ona bakarken devam etme ihtiyacı hissetmiştim çünkü Sehun, tek kelime dahi etmiyordu. "Yani, biliyorum bu bir batıl inanç ama... Kendini belki güvende hissedersin diye düşündüm." sonuna doğru sesim incelip yüzüm de düşmüştü. "Beğenmedin mi?"

Woori Doori // HUNHANWhere stories live. Discover now