26. Bölüm - Bende bıraktığı izler

1.3K 119 210
                                    

** Şarkı tam da bölüme adanmış gibi buraya çok uydu. Chanyeol ve Punch ikilisinin bu şarkısıyla okuyabilirseniz güzel olur derim çünkü sonraki bölüm hakkında da bir şeyler anlatıyor vnkjvnkf

İyi okumalar, yorumlarınızı bekliyorum eheh **

**** (2 gün sonra) (SEHUN)

Kolumdaki saate baktığımda çoktan 5'i geçtiğini görmüştüm. Ama Luhan hala gelmemişti. Son 3 gündür olduğu gibi bugün de yoktu. Bazen sabaha karşı geliyordu, bazen ise çok daha geç. Ama her seferinde şaşmayan tek şey yoğun alkol kokusu oluyordu.

Neden içtiği konusunda tam olarak yorum yapamazdım ama sebebinin ben olduğumu az çok anlayabilirdim. Ona son 1 aydır üzüntüden başka bir şey verebilmiş değildim çünkü. Her seferinde soğuk davranıyor, onu üzüyor, ondan adeta kaçıyordum. O ne kadar yaklaşmaya çalışırsa ben de bir o kadar uzak durmaya çalışıyordum. Ve o da bunların hepsinin bilincindeydi. Ama yine de benden hala tam olarak vazgeçmişti, bu da tutunduğum tek daldı. Aslında o dalı da kaybediyordum. Birkaç gün öncesine kadar hala yanımda olmak istediğini açıkça gösterirken şimdi ondan da vazgeçmiş gibiydi. Son dayanağım da yok oluyordu, hissediyordum. Ama elimden gelen bir şey yoktu.

O günden, onu öptüğüm andan, beri kalbim de aklım da ondan ayrı bir yerde değildi. O zaman ne hissediyorsam hala aynıydım. Hatta gün geçtikçe daha da çok seviyordum. Ama bazı şeyler vardı ve onlar bizim için büyük bir engeldi. Ondan uzak durmama sebep olacak kadar büyüktü. Elbette onun, bu engelleri bilmediği için her şeyi yanlış anladığının da farkındaydım. O, son derece masum bir halde tüm olayı öpücüğe bağlıyordu. Sebebin o olduğuna... Nereden bilebilirdi ki aslında o öpücükten güç aldığımı? Onu da düşünmesem kafayı yiyebilecek halde olduğumu...

Benim için ondan uzakta olmak çok, çok zordu. Yokken bile her zaman yanı başımdaydı. Evde olmasam da kokusu kıyafetlerime dahi işlemişti. Yatağımdayken yalnızca bir kol mesafesi uzağımda kalıyordu. Konuşmak istesem birkaç kelimem yeterliydi. Hepsini biliyordum. Ama ne konuşabiliyor ne kokusunu ona sarılarak hissedebiliyor ne de uyurken başını boynumda bulabiliyordum. Sadece arkadaş gibi davranarak yaşadığımız tüm özel şeyler de o öpücükle bozulmuştu. Çünkü bizden olmazdı artık. Çok farklı, çok zor şartlar altındaydık. Aklımda dönüp duran o tek gerçek bile koca bir dağ yaratmama sebep oluyordu.

Derin bir nefes alıp başımı arkaya atarken hala nerede olduğunu düşünüyordum. Onun iyi olduğunu görmeden uyuyabildiğim tek bir gün bile olmamıştı. Şimdi de aynı şekilde gözüme uyku girmiyordu. Onu görmem lazımdı. Zaten tüm günüm onu özlemekle geçiyordu. Bir de böyle merakta kalmak iyi gelmiyordu.

Saatin epey geç olmasından dolayı onu arayıp aramamak arasında gidip geliyordum. Evet, uzak durmam ve aramızdaki şeyi engellemem gerekiyordu ama nasıl endişelenmeden durabilirdim ki? Ona aşıktım. Aşık olmasam bile o benim hala en iyi arkadaşımdı. Kendime verdiğim tüm sözlere rağmen endişelenmeden de edemiyordum. Çünkü o benim için dünya üzerindeki en değerli kişiydi.

Elimdeki telefona bakıp Luhan'ın adının üzerine geldiğimde çalan zil ile koltuğa bıraktım. Gelmiş olabilirdi. Koşar adımlarla gidip kapıyı açtığımdaysa karşımdaki manzaraya gözlerimi büyütmüştüm. Çünkü karşımda Chanyeol'e yaslanmış, gözleri kapalı bir adet Luhan vardı.

"Chanyeol?" ben ikisinin halini süzerken o, sesli bir nefes verdi.

"Luhan'ı mı taşıdım bir fili mi belli değil! Sarhoşken ayrı zor biri oluyor resmen."

"Ne?" gözlerimi Luhan'ın dağılmış saçlarından, şişmiş yüzünden ayıramazken öylesine sordum.

"Geri zekalı ev arkadaşın fil gibi içti. Durmak bilmedi. Bu ayki ev kiranızı kesin bu gece alkole yatırdı, benden demesi." Bakışlarımı nihayet Luhan'dan çektiğimde onun kaşlarını çatarak konuştuğunu görmüştüm.

Woori Doori // HUNHANWhere stories live. Discover now