Buz Kırağı |13

1.8K 117 76
                                    

Multi : Afra


Bölüm geciktiği için üzgünüm :(  

Umarım beklediğinize değer... Keyifli okumaları...



---


''Kumsal... Kaçırmışlar!'' dediğimde dehşetle yüzüme baktılar.

Bir saniye sonra telefonuma bir mesaj geldi. Konum... Ha! Bir de klasik yalnız gel lakırtıları...

Yedik, içtik, eğlendik derken; hayat bize her güzel anın bir bedeli olduğunu hatırlattı...


***


Elbette ki, onlara istediğini vermeyecektik. Söylediklerini yalandan onayladıktan sonra hızlı ve atik bir şekilde toparlanıp, karakola doğru yol aldık. Kumsal'a zarar vereceklerini sanmıyordum. Ona zarar vermek hiçbir işlerine yaramazdı. Ama yine de arkadaşım için endişeleniyordum.

Karakola geldiğimizde hızlıca binaya giriş yaptık. İfademizi verdikten sonra bize gönderilen konumu incelediler. Neden olduğunu bilmesem de bizi bir süre beklettiler. Ardından komiser odasına çağırıp bize ne yapmamız gerektiğini söyledi:

''Siz her şey onların lehineymiş gibi hareket edin. Verilen adrese gidin. Ben sizin peşinizden bir ekip göndereceğim.'' dedi. Her şey çocuk oyuncağıymış gibi konuşuyordu. Ne olursa olsun bir can tehlike de olabilirdi. Ama onlar günde kaç tane böyle olaylarla uğraşıyorlardır kim bilir? Bu ona sıradan geliyordur herhalde...


Gönderilen adrese ulaşmak üzereydik. Gerginlikten mideme ağrılar girmeye başlamıştı. Kader'in tek başına böyle bir işe kalkışmayacağını, küçücük bir çocuk bile tahmin ederdi! Nasıl bir ortamda, kimlerle muhatap olacağımızı bilmiyorduk. Hepsi Kumsal için... Başına bir iş gelmemesi, tek dileğimizdi... 

Ellerimle yüzümü kapatmış, dirseklerimi dizlerime koymuş bir şekilde yolun bitmesini bekliyordum. Omzumda bir el hissettiğimde kafamı kaldırıp, bana gülümseyen yüze baktım. 

''İyi misin? Su iç istersen...'' diyen Aras'a başımı olumsuz anlamda sallayarak:

''Gerek yok. İyiyim...'' diye karşılık verdim. 

Kafamı çevirip peşimizden gelen polislere baktım. Açığa çıkmamak için sivil halde takip ediyorlardı bizi. Diğerlerine baktığımda, hepsi en az benim kadar endişeli görünüyorlardı. 

Sessizce yolun bitmesini bekliyorduk. Kimse konuşmuyordu. Fakat bu sessizliği bir bildirim sesi bozdu. Telefonuma gelen mesaj sesini duyan herkes bana odaklanmıştı. 

''Sakin olun, açıyorum.'' öyle bir surat ifadesiyle bakıyorlardı ki, bunu söyleme gereği duymuştum.

''Bu saatten sonraki geç kaldığın her dakika için arkadaşının vücuduna bir çizik...'' 

Mesajın sonlarına doğru gözlerimi pörtletmiştim. Gönderdiği fotoğrafta Kumsal'ın kolunda bir çizik vardı ve daha yenice kanamaya başlamıştı. 

''Ne oldu?'' dediklerinde öfkeli ama bir o kadar da kaygılı bir şekilde önce fotoğrafı gösterip, sonra mesajı okudum. Hepsi öfkeden kudurmuştu. Havada uçuşan küfürleri saymıyorum...

''Bu kızı senin evine geldiğinde elinden aldığımız için özür diliyorum Afra. Az bile yapmışsın!'' diyen Burçak'a diğer kızlar da destek verdi. 

BUZ KIRAĞI 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin