°10.Bölüm°

23.6K 506 45
                                    


Balkonun en ucuna ışıksız tarafına ilerleyip etrafa göz gezdirdim. Çokta yüksek sayılmazdı. Bir kat yukarıdaydım zaten derin bir nefes almış kendime içten içe teselli cümleleri kuruyordum. Hatta bir ara abartıp el kol hareketleriyle de renklendirmiştim zihnimi.

Daha dikkatli sağıma soluma bakarken gördüğüm şey ile tereddüte düştüm. Yapabilecek miydim?

Elbette yapacaktım! Yoksa nasıl buradan kaçabilirdim ki? O bunak adamın ellerine kalamazdım. Ben hayat kadını falan da değildim zaten! Her önüne gelenle yatan biri hiç değildim! Hayatımda bir kez biriyle yatmıştım o da zaten ş*refsizin teki çıkmıştı. Eskiyi hatırlamak iyice güç vermişti bana. Öfkemi cesarete çevirerek yanımdaki ağacın dalına asıldım.

Orta yaşlı ağaç korkunç bir şekilde eğildi. Bir anlıkta olsa düşeceğimi sandım. Fakat düşmedim. Ağaçtan topuklu ayakkabıların topuğu kırılarak inebilmiştim. Ayağım çimene bastığında içimde büyük bir heyecan var olmuştu. Kurtulmuş muydum şimdi? Hemen sevinmemem gerektiğini vurgulayan iç sesime uymayıp 30 saniyelik sevinç dansımı yaptım. Kalçamı sağa sola sallayıp, kollarımı 'imdat yangın var' dercesine sallayarak yaptığım bir danstı bu.

-Ya sen nasıl bir mantık hatasısın kızım! Kaç kurtar kendini

Diyen iç sesime en sonunda hak verip ayaklarımı kıçıma vura vura kaçmaya başladım. Bir süre ilerledikten sonra bu koca ormanda duyduğum silah sesleri ile afalladım önümdeki ağaçtan destek alarak kalbimin sesini susturmaya çalışıyordum. Bulunduğum ağacın dibine biraz soluklanmak için oturdum. Nefes nefese kalmıştım. Hem ben koşmaktan da nefret ederdim. Biraz da olsa nefesim düzene girince tekrar koşacaktım. Gözlerimi kapayıp sakinleşmeye çalışıyordum. Kısa süre içinde nefesim düzene girmişti ama bu seferde duyduğum çalıya basan ayak sesleriyle sakinliğimi kaybediyordum.

Ne zaman kurtulacaktım bu aksiyon sahnelerinden be! Cidden sıkılmaya başladım ama ya...

Ayak seslerinin yanında şimdi de fısıltılı bir takım ses geliyordu. Kimin geldiğini aşırı merak etmiştim. Kafamı ağacın kenarından uzatmak istemiştim dengemi kaybedip düşeceğimi nereden bilebilirdim ki!?

Benim düşmem ile ormanda ses seda kesilmişti bir kaç saniye kendi çıkardığım sesin şokunda kalmıştım neydim ben kar topu falan mı? Hayvan gibi yere kapaklanan ben nasıl o kadar büyük ses çıkarabilmiştim şimdi!?

-Adı üstünde zeki kız hayvan gibi yere kapaklandığından'dır o.

Kesilen sesler yeniden artmış bu sefer daha netti konuşmaları sanki... Adımı söylüyorlardı?

Dibimden gelen ses ile sıçradım, deve kuşu misali temiz olmayan yaprak yığınına kafamı gömdüm. Belki beni farketmeden giderdi? He olmaz mıydı?

"Talia? Güzelim sen misin?"

Ama bu sesi tanıyordum. O kişi değildi...

Yavaşça yapraklardan kafamı kaldırıp yanımdaki adama çevirdim. Oydu. İyiydi. Karanlık orman sanki bir anda aydınlanmıştı. Hızlı bir atakla ona sarıldım.

"Mete!" demiş ve sarılmama o da eşlik etmişti. Sıcacık iri kollarını belime dolayıp benim ona yaptığım gibi boynuma kafasını yaslamıştı. Onun muhteşem parfümünü tekrar soluya bileceği mi hiç düşünememiştim. Çok mutluydum. Aklıma gelen şeyle hızla ondan ayrıldım.

"Ne oldu güzelim?" bana sorduğu soruyu görmezden gelerek ona sorularımı sıraladım.

"Yaran ne oldu? İyi misin? Sen bu halinle nasıl buraya kadar geldin? Neden geldin? Elfin iyi mi? Ona bir şey yapmış-" daha devam edecektim ki dudaklarımdaki ısı ile dumura uğradım. Bilincim yine zorlukla olayları kavramaya başlamıştı.

DOKUN BANAWhere stories live. Discover now