37.BÖLÜM

1.8K 82 44
                                    

5 GÜN SONRA




Hastaneye girince, doktorun odasına doğru ilerledik. Umarım bacağım düzelmiştir yoksa bir bu kadar daha bekleyemeyeceğim. Bana kalırsa düzelmiş hissediyorum. Odada da hasta olmadığını görünce biz girdik.






- " Defne Hanım ?" dedi doktor beni hatırlayarak.

- " Evet." dedim gülerek.

- " İyisiniz." dedi şaşkınlıkla bana bakarak.






Adamın beni unutması mümkün değil çünkü ağlayıp, bağırarak hastaneyi ayağa kaldırmıştım.






- " Çünkü Emre yaşıyor." dediğimde büyük bir şaşkınlıkla baktı.

- " Siz misiniz ? " dedi Emre ye dönerek.

- " Evet. "

- " Gerçekten bende çok sevindim." dedi adam gülümseyerek.

- " Bu arada bende sizi baya zor durumda bırakmıştım kusura bakmayın."

- " Yok olur mu öyle şey. Sonuçta eşinizin öldüğünü sanıyordunuz."

- " Evet. Çok kötüydü." dedim bir elimle yüzümü kapatarak.

- " Yalnız Emre bey, karınız sizi öyle çok seviyor ki. Sizin olmamanız onun hiç kendini bile düşünmeden bu dünyadan gitmek istemesine sebep oldu. Böyle seven zor bulunur."

- " Bende aynı şekilde onun için öyleyim. " dedi elimi tutarak.

- " Ne güzel aşkınız. " dedi bize bakarak.

- " Teşekkür ederiz. " dedim gülümseyerek.

- " Artık muaneye geçsek mi ? " dedi Emre ciddi bir şekilde.







Adam fazladan birkaç cümle kurup sohbet etti ya hemen gıcık olmuştur. İnsanlarla işi dışında hiç bir şeyi konuşmak istemiyor. Tamam bende gereksiz ve boş konuşmayı sevmem ama sonuçta insanlar soru sorunca mecbur konuşur muhabbet ederim ama Emre sinirlendiğini, sıkıldığını direkt belli ediyor.






- " Tabi doğru. Lafa daldım gittim kusura bakmayın. Şöyle gelin Defne Hanım." dediğinde hasta yatağına oturup, incilen bacağımı yatağın üzerine koyarak uzattım.

- " Şöyle yaptığımda acıyor mu ?" dedi diz kapağımla oynayarak.

- " Hayır."

- " Şöyle iken bir batma hissi var mı ?"

- " Hayır. "

- " Peki. Böyle acıdı mı ? " dedi ayağımın altına eliyle baskı uygulayarak.

- " Hayır."

- " Şimdi rica etsem ayağa kalkıp yürür müsünüz. " dediğinde kalktım ve birkaç adım attım.

- " Çok rahat yürüyorum. Hiç bir yerimde ağrı veya acı yok."

- " Güzel. İyileşmişsiniz zaten. Siz yine yediğiniz besinlere dikkat edin. Lifli gıdalar tüketmeye çalışın ki tam olarak vitaminlerden güç toplamış olun."

- " Tamam, sağolun."

- " İyi günler. " dedi doktor gülümseyerek.

- " İyi günler. "







Odadan çıktığımızda kendimi kuş kadar hafif hissettim. O neydi ya öyle ? Mutfağa gideceğim oradan buradan tutunarak, banyo yapacağım işkence çekerek, yemek yapacağım ama onu da yapamam. Sürekli de Emre ye bir şey diyemem... Sonunda özgürlüğüme kavuştum.





TUTKULU AŞK 2 Where stories live. Discover now