96.BÖLÜM

1.4K 83 31
                                    

DEFNE


Meraktan ve stresten öleceğim. Ne olurdu sanki burada konuşsaydı ne söyleyecekse. Ne olursa olsun hep bir yere kadar kendini açıyor. Bu kişi ben olsam bile. Biliyorum ki evden çıkma sebebi, benim yanımda kendini fazla açmak istememesi. Hep tanık oluyorum zaten, her şeyi birlikte yaşadık ama bu sefer ki çok farklıydı. Neyse sonuçta onun huylarını biliyorum ve böyle olmasına da kızmıyorum. Duygularını saklamak onun bir nevi koruma kalkanı. Onu bu hale getiren de acımasız hayatı olmuş. Telefona gelen mesaj sesini duyunca koşarak yanına gidip elime aldım.





Gelen : Denegesiz Egoist

Ben biraz gecikebilirim. Yalnız kalmaya ihtiyacım var. Merak etme.






Ben ve merak etmemek... Bu mümkün değil. Hele ki bu mesaj beni rahatlatacağına tam tersi daha da kuşkuya düşürdü. Acaba ne oldu ki yalnız kalmak ihtiyacı duyacak kadar. Biliyorum ne zaman moralini bozan bir şey olsa hemen kaçıyor ve kendi kabuğuna çekiliyor ama bu sefer daha farklı ilerledi her şey. Hem annesi ile sonuçta bir iletişimi vardı illa ki bu kadar şeyden sonra onu hayatından birden çıkartması kötü hissettirmiştir. O, fark etmese de. Neyse en azından mesaj atıp haber vermeyi düşünmüş nasıl olduysa hayret ettim.




Bende bir oturup, kendime geleyim en iyisi. Şu son bir saatte yaşadığım stres beni mahvetti. Birden bire her şey çok hızlı gelişti ne oldu anlamadım. Kadın beni bir yandan sinir etti diğer yandan da... İşte her zaman ki gibi üzülüyorum. Ben onu anlamaya çalışıyorum ve elimden geldiği kadar saygıyı elden bırakmamak için çabalıyorum ama o bir tuhaf. Bir öyle bir böyle. Emre'nin dengesizliğini aldığı kişi belli zaten. Of, Emreyi düşününce yine bir eksik hissettim. Ne olacak böyle ? Keşke eve gelseydi. Onun yalnız kalmaya ihtiyacı var ama benim de ona.





***********
3 Saat sonra

Gözlerimi yavaşça açtığımda, yatak odasında olduğumu görünce şaşırdım. Ben en son koltukta uzanıyordum, uyuyakalmışım ama buraya nasıl geldim ki ? Yavaşça arkaya döndüm ve Emre'nin karşımda beni izlediğini görünce birden irkildim. Onu görmeyi beklemiyordum.






- " Ne zaman geldin sen ?"

- " Yarım saat önce."

- " Seni beklerken uyuyakalmışım." diyerek yatakta oturur pozisyona geçtim.

- " Evet. Bende o yüzden buraya getirdim."

Bu halimle nasıl taşıdı acaba beni ? Sonuçta artık giderek ağırlaşmaya başlıyorum.

- " İyi misin ?" diyerek tereddütlü bir şekilde sordum.





'Evet' anlamında başını salladıktan sonra kalkıp yanım geldi. Yüzüme uzun uzun baktıktan sonra belime kolunu sardı ve yatmak ister gibi eğilince bende yattım. Bir kolunu, başımın altına aldıktan sonra diğer eliyle yanağımı yavaşça okşadı.






- " Nereden bilebilirdim." dedi hafif gülüşle.

- " Neyi ?"

- " Bundan bir 4 sene önce, hayatıma giren tuhaf kızın, hayatım olacağını."

- " Tuhaf kız ?"

- " Evet. Sen benim için çok tuhaftın. Hala öylesin."

- " Neyim tuhaf mış acaba ?"

- " Gördüğüm hiç bir şeye benzemiyordun. O kadar çok kızla takıldım ki sayısız ama bir tanesi bile senin gibi değildi. Sen hayatımda gördüğüm en değişik kızdın. Utanan, kızaran, sakar, çok konuşan, şaşkın, iyi niyetli, komik ve daha bir sürü farklı şey."

TUTKULU AŞK 2 Where stories live. Discover now