95.BÖLÜM

1.4K 87 38
                                    

Fulya hanım, ne olduğunu anlamaya çalışırcasına gözlerime bakmaya başladı. Biliyorum, az önceki olanlar ona garip geldi birden bire beni o halde görmek tuhafına gitti ve hiç bu halimi görmedi ama sebebini bilse...





-  " İyi misin ?" dedi sorgulayıcı bakışlarla.

-  " İyiyim. Bir anlık duygu patlaması oldu."

-  " Sen bile artık bu kadar etkileniyorsun birde beni düşün. Her seferinde sürekli bunları yaşamak beni çok üzüyor."

-  " Anlıyorum." dedim gözlerimi yere sabitleyerek, kısık bir ses tonuyla.

-  " Sürekli bunları yaşamak istemiyorsan yapma, gelme, bakma, konuşma. Bırak beni. " dedi Emre araya girerek.

- " Bırak deyince bırakılmıyor !"

- " Öyle mi ? Sen bu işte tecrübelisin, yapma lütfen !  Sen bırakmayacaksın da kim bırakacak ?"

-  " Ben seni hiç bir zaman bırakmadım Emre."

- " Bana yine aynı masalları okuma. Cidden acayip sıkıldım bu muhabbetlerden. Neyi zorluyoruz ki ? Bizden bir bok olmaz. Ben bugüne kadar bir başıma geldim şimdi de böyle devam ederim. Bunu anla artık, sana ihtiyaç duymuyorum. İnsan varlığını bilmediği bir insanın eksikliğini çekmez ki. Sen yok iken, ben daha çok mutlu oluyorum ama seni gördüğüm an da pis geçmişim aklıma geliyor. Her bir zerresine kadar her şeyi hatırlıyorum. İnan unutmayı çok denedim ama yok işte olmuyor !  Yorma artık beni. " dediğinde birbirlerine uzun uzun baktılar.





Fulya hanım, zorla yutkundu. İki taraf da kendi içinde büyük bir şeyle savaşıyor bunu gözlerinde görüyorum ikisininde ama Emre... O gerçekten çok yorgun. Bu hayat, Fulya hanımın tercihiydi  ama Emre'nin değil. O hiç bir şeyden habersiz bir çocuk iken, annesinin yanlış tercihi yüzünden hayatı mahvoldu.





-  " Fulya hanım, en başından beridir Emre'nin size bir şans vermesini ve denemesini çok istedim. Hep bunun için uğraştım ve bu yüzden o kadar çok kavgalarımız oldu ki... Emre, 'anne' kelimesi geçtiği an da sinirlenmeye başlardı ama buna rağmen ben hep bu konunun üzerine gittim. Bu hale gelip, birbirinizle bu kadar şey yaşamanız ve aynı ortamda bulunmanız bile çok büyük bir şey. Bunu bile hayal edemezdim ama artık başka türlü düşünüyorum. Siz, Emreye iyi gelmiyorsunuz. Çok üzgünüm bunu söylediğim için lütfen beni yanlış anlamayın ama ben onun o yorgunluğunu görüyorum. O kadar zor ve imkansız bir şey için çaba veriyor ki. Sizin yıktığınız yerin altında kalarak büyümüş. Şimdi çok zor... Yani belki de biraz zamana bırakmanız lazımdır ?"

- " Zamana bırakmak ?  Zaten yeterince zaman kaybı oldu. Ölünce mi kavuşacağım oğluma ?  Onun açısından ne kadar zor olduğunu biliyorum ama bu böyle zamana bırakmak ile düzelecek bir şey değil ki. Tam tersi benden daha da kopacak. Ayrıca ben onun annesiyim, o beni istediği kadar geri çevirsin benden başka kimse ona iyi gelemez bu hayatta. Ben başka kimse onu bu kadar sevemez." dedi iddialı bakışlarla gözlerini açarak.

- " Seven insan bırakmaz ama özellikle de bir anne." dedim kendimi tutamayarak.

- " Sen ne anlayacaksın ki ? Benim yaşadığımı yaşaman lazım anlaman için. Emre gibi bir kocan var iken bunu anlaman zor."

- " Biliyor musunuz ? Benim annem de beni çok zor şartlarda büyüttü. Hatta aile olmayı becerememiş bir aile de büyüdüm. Annemi aldatan bir babam vardı. Boşandıklarında babamı uzun bir süre görmedim. Aramadı, gelmedi... Annem ile çok zor günler geçirdik ama bir an bile beni bırakmayı düşünmedi. Hep benim için güldü, benim için yaşadı, benim için eğlendi. Babam ise tıpkı sizin yaptığınız gibi durup durup birden hayatımın orta yerinden çıkıp geldi. Bütün düzenimi mahvetti. Ben o yokken bir şekilde yaşayıp gidiyordum, alışmıştım ama o gelince her şey bozuldu. Yani ben sizin bu yaptığınız şeye yabancı değilim ve nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyorum. Sizin açınızdan da zor ama sonuçta istediğiniz hayat uğruna kaçıp gitmeyi düşünecek kadar bencilsiniz. Size bağlı bir çocuk varmış, şöyleymiş böyleymiş umurunuzda değil ama bizim açımızdan her şey daha başlamadan bitiyor. Bir yanın hep eksik kalarak büyüyorsun. Yaşıtların normal, sıradan bir aile hayatı yaşarken onlara öyle bir özeniyorsun ki, keşke benim de böyle sıradan bir hayatım olsaydı diyorsun. Yani emin olun bu tarafta olmayı hiç istemezdiniz."

TUTKULU AŞK 2 Where stories live. Discover now