26.BÖLÜM: SİREN

196K 6.1K 1.9K
                                    

Güzel okumalar.

Oy ve yorumları eksik etmezseniz beni epey mutlu edersiniz ❤️

Özellikle yorumlarınız benim için değerli çünkü fikrilerinizi çok önemsiyorum



26.BÖLÜM: SİREN

Her gök gürlediğinde Tanrı'nın öfkesi üzerimize düşer... Geleceği görenler geçmişi kazanmıştır.

İrislerim siyah kirpiklerimin arasında kısıldı. "Beni teselli etmek sana mı kaldı?"

Korkma, yenisi gelene kadar yalnızlık sancısı. Nefes alamıyor musun? Et parçası, uyan artık. Bana neden öyle bakıyorsun? Aradığını mı buldun, sahip olduğunu mu kaybettin?

"Çevrende bunu yapan bir başkasını göremiyorum? Sanırım bana kaldı."

Hemen yalanladım. "Senin görmüyor olman, olmadığı anlamına gelmez."

"Eğer seni teselli eden biri olsaydı şu anda bu durumda olmazdın."

Suratıma yumruk yemiş gibi hissettim. Sanki elini kaburgamın içine sokup kalbimi avuçları içinde parçalamıştı. Aslında konu teselli değildi, konu yalnızlığımdı. Canımı yakan şeyi gördüm, görür görmezde üzerini çarşafla örttüm. Bu onu saklamaya yetemese de görmeme engel olacaktı. "Görünüşe göre asıl senin teselli edenin yok. Şu anda bu durumda olduğuna göre..."

"Benim gibi insanları genelde teselli etmezler, ihbar ederler."

"Kendini bilmen ne hoş."

Beklemediğim bir şey yaptı ve güldü. Ciddi ciddi güldü ve bunu nasıl başardı, hiçbir fikrim yok.

Hırsım yüreğimde birikmişti. Kalbim kırıktı, kalbimin kırıklarını onun kalbine batırmak, kalbini kanatmak istiyordum.

"Beni rahat bırak. Senin gibi kirli bir adamla yüz yüze gelmek bile istemiyorum. Anlaşmamız neyse yaptık, bitti. Gördüklerime sustum, tehditlerine boyun eğdim ve bitti. Artık hayatıma devam edeceğim. Benimle ekstradan yüz yüze gelmeye çalışma." Fotoğraf çekimi konusunu halı altına süpürmeyi tercih etmiştim.

Daha fazla katlanamadım, yanından geçerek kapıyı açtım.

"Tutku..." Bileğimi sertçe yakalayarak beni kendine çekti.

"Ne o, yeni bir tiyatro perdesi mi açıyorsun? Senin için eğlenceli olmalı. Böylesine dramı başka nerede bulacaksın? Kafayı çektiğinde bile böylesini bulamazsın." Dişlerini birbirine bastırdı. Lavın içine son damlayı döktüm sanki, aniden taşmaya başladı. "Senin açtığın perde yüzünden ablan beni tehdit etmeye cüret ediyor. Ben bir de seni mi pışpışlayacağım?"

Tehdit mi? Onu ihbar etmekle mi tehdit etmişti? Başka neyle tehdit edebilirdi ki? Bana böyle bir şeyi yapmamam gerektiğini söylemişken... Tehlikeli olduklarını, ailemize zarar vereceklerini söylemişti. Şimdi Reha'yı mı tehdit ediyordu?

"Ne?" O anda Reha'nın cevap vermesine kalmadan sessiz Mahzen'de yankılanan adım seslerini duyduk. Daha önce görmediğim biri yanımıza gelmişti. Önce şöyle bir baktı bize, Reha hiç kendini bozmadan bileğimi tutmaya devam ediyordu. Boğazını temizledi, söyleyeceklerine odaklandı.

"Yeraltı Mahzen'ninde seni bekliyorlar abi. Acil çıkış yapmaları lazım." Yeraltı Mahzeni... bunu bir kez daha duymuştum. Ne halt olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Acil çıkış? Yeterince sorun yokmuş gibi üzerine bunları düşünerek kafayı yiyecektim.

Karanlığın Aç Çocukları Serisi 1 ve 2Where stories live. Discover now