32.BÖLÜM/2.KISIM: IŞIKLAR SÖNDÜ

131K 5.2K 1.8K
                                    

Bu tarz farklı karakterlerin gözünden yazdığım ve olayları farklı bir gözden görmenizi sağlayan kısa bölümleri part olarak atacağım, çünkü kısalar

Bu bölüm kısa part şeklinde olduğu için iki gün sonra uzun bir bölüm olan 33.Bölümü atacağım.

Reha ile ilgili çok önemli, kısa bir bölümdür 💖

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen ✨

Esmeray - Unutama BeniMüslüm Gürses - Unutamadım

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.


Esmeray - Unutama Beni
Müslüm Gürses - Unutamadım



32.BÖLÜM/2.KISIM: IŞIKLAR SÖNDÜ


Reha Özaden
0n dört yıl önce

Bir mezar taşına bakıp ağlamamayı öğrendim. Onlar bana bakıp travma dediler. Duymam, anlamam sandılar. Her şeyi duydum, her şeyi anladım. Annemin mezar taşının ne kadar soğuk olduğunu hissettiğimde birden her şey değişti. Şimdiye dek cehennem ateşinde yanardım, etraf buz kesti. Soğuğun ateşten daha yakıcı olduğunu annem öldüğünde öğrendim.

Babam yakasında annemin fotoğrafıyla annemin cenazesine gittiğinde ben evimizin balkonundan gidişini izledim. Günler sonra beni annemin mezarına götürdüler. Benim annemden geriye soğuk taş, simsiyah bir yazı kaldı. O soğuk taşın üzerine İnci Özaden yazdılar. Okumayı hiç öğrenmemiş olmayı diledim. Bunların kabustan ibaret olması için binlerce dua ettim. Çünkü hiç böylesi kötü bir kâbus görmemiştim ben.

Mezarlıktan döndüğümüzde elimde toprağının izleri, bomboş evde yürüdüm durdum. Oysa evde birileri vardı, annemin varlığı kalabalıktı. Gidişiyle kalabalığını da götürmüştü.

Mezarından geldiğim annemi evde aradım.

O çok sevdiği şarkıyı dinlemek için radyoyu açmasını, evde unutma beni, unutama beni diye şarkıyı mırıldanarak gezinmesini bekledim. İpek gibi sesiyle huzuru yüreğime işlesin istedim. Küçük kız kardeşimin biberonuna süt ısıtmasını, ışıl ışıl gülümsemesiyle Rahşan'ı kucağına alıp susturmasını istedim.

Rahşan ağladı, susmadı. Babam salonda çatık kaşlarıyla içkisini yudumlamaya devam ederken dadıların hazırladığı ılık sütü Rahşan'a içirmeye çalıştıklarını gördüm.

Dadılar panikle kucaklarındaki bebeği susturmaya çalıştıkça o daha çok bağırıyordu.

"Annem ne zaman gelecek?" diye sordum babama. "Git şuradan." diyerek eliyle beni kışkışladı. Kaşlarımı çattım. "Annem ne zaman gelecek dedim! Hep senin yüzünden gitti!" Annemin yanına gitmek istiyorum diye ortalığı ayağa kaldırınca annem diye beni toprağa, taşa götürmüşlerdi. Anneme götürün demiştim, üzerinde annemin adının yazdığı bir taşın yanına değil.

Kan çanağına dönen gözleriyle bana baktı. "Gözüme gözükme Reha. Gözüme gözükme. Seni elime almayayım." Daima olduğu gibi yine öfkeliydi. Babamla konuşabildiğimizi hiç hatırlamıyordum. Birbirimize kelimeler sarf ederdik, konuşamazdık.

Omuzlarımı kaldırıp indirerek evin çıkışına yürümeye başladım. "Sen söylemezsen bende kendim öğrenirim."

Babam başını çevirerek "Nereye gidiyorsun sen?" diye sordu. Aslında bu bir soru değil, uyarıydı.

Pes etmedim. Pes etmeyecektim. "Anneannemin yanına gideceğim."

Anlı kırışmış, yüzü memnuniyetsizlikle buruşmuştu. "Saçmalama, şuraya gel." Oturduğu koltuktan kalkıp bardağını sehpaya koydu.

Annemle babam sürekli tartışırlardı. Birkaç kez annemin seni böyle kabul etmem dediğine şahit olmuştum. Haram parayı çocuklarıma yedirtmem demişti. Haram para her ne anlama geliyorsa... Her kavgaları aynı sebepten çıkardı, asla çözülemezdi. Bir süre sonra babam eve gelmemeye başladı. Babam eve gelince de annem anneanneme gitmeye başladı. Rahşan küçük olduğundan hep annemin yanında oluyordu. Bense okul bahane edilerek her defasında bu eve mecbur bırakılıyordum. Tekrar tekrar arkada bırakılan bendim.

"Annem yine gitmiş! Sen onu kızdırmışsın. Bende onun yanına gideceğim."

"Onun yanına gidemezsin." Sivri uçlu ayakkabıları tahta zemini takırdattı. Önümde durup boyuma yetişmek için eğildiğinde aldığım koku midemi bulandırmıştı. Annem mis kokardı, keşke onun kokusunu alabilseydim. "Çünkü o öldü." Tartışırken birbirlerine söyledikleri 'benim için ölüsün' sözlerini hatırladım ve onlar gibi sadece mecazdan ibaret olmasını umdum. Aksini aklım almadı.

"Hayır ölmedi, sana kızıp anneanneme gitti." Göğsümde hissettiğim sancıyla yumruklarımı sıktım.

"Gör artık, annen öldü."

Gözlerimi kapattım. Bedenim titremeye başladı. Gözlerimi açtım.

Rahşan'ın ağlama sesleri iyice kuvvetlendi. Kulaklarımda yüzü kızarana kadar ağlayan kardeşimin sesi yankılanırken annemin yokluğunu öyle derinden hissettim ki bu çaresizlik beni öldürecekti. Annemin yokluğu beni öldürecekti. O an; küçücük bir çocukken hissettiklerim çok ağır geldi. Gerçekten bu hissin beni öldüreceğini düşündüm. Böyle yaşayamazdım, bununla yaşamaya devam edemezdim.

Parlak tebessümü, şefkatle bakan gözleri, kucağına sokulduğumda etrafımı saran sıcaklığı, sesinin ipeksiliği, saçlarımı okşayarak zihnime diktiği güven...

Birden ışıklar söndü.

Koskoca dünya bir incinin ışığında aydınlanırdı da o incinin yokluğunda karanlığıyla başıma yıkıldı.

Koskoca dünya bir incinin ışığında aydınlanırdı da o incinin yokluğunda karanlığıyla başıma yıkıldı

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.



-BÖLÜM SONU-



Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?

Geçen bölüm eski sevgilisi falan diye düşünenler olmuştu. Gördüğünüz gibi annesi... Zaten eski sevgilisi olamazdı, Reha ilk görüşte beni böylesine etkileyen tek kadın sensin gibi bir şey söylemişti Tutku'ya şimdi hatırlayamadım o tarz bir şeydi. Evet kitabın yazarı benim ve hatırlayamadım

Herkes çok gergin

2.kitapta yani Canbaz'da İnci Özaden'in gözünden geçmişe dair bölümler olacak. Buna 1.kitapta hazır değildim galiba fünrğeneifmüf

Ya aslında hazır olmamak gibi değil de 1.kitap çok yoğun olduğundan 2.kitaba bıraktım.

2.kitap çok fena olacak çok...

3.kitap ondan da fena olabilir...

3.kitabı konuşmak için çok erken daha 1.kitap bitmedi neden 3.kitaba girdim şu an

Instagram: lefazen
Instagram sayfası: kacserisiofficial
Twitter: lefazen
TikTok: lefazen

Karanlığın Aç Çocukları Serisi 1 ve 2حيث تعيش القصص. اكتشف الآن