KARANLIK (DÜZENLEMEDE)

GÖRÜLMEYECEK ŞEYLER VARDIR

MULTİMEDYADA DİLARA NIN GİYDİĞİ KIYAFETLER VE SAÇ ŞEKLİ VAR.

.............................................................................................................................................................

        Pazar sabahı üstümde bir ağırlık ile uyandım.Hani üstümden tır geçti derler ya o deyimi hep saçma bulmuştum ama artık mantıklı geliyor.Gözlerim dün o kadar çok ağlayarak uyuduğum için hala sızlıyordu.O tokat canımı değil kalbimi yaktı.Bana babam bile şimdiye kadar vurmamışken o kim oluyorda vuruyor. Ben gururlu bir insan değilim fakat dün resmen gururum kırılmıştı.Bana şimdi soracaksanız intikam alacak mısın ? diye .Hayır kesinlikle niyetim bile yok. O çocuk beni bu kadar kısa sürede bitirdi, tüketti .Ben kolay kolay kimseye boyun eymeyen Dilara ,Kaya'ya karşı yenilgiyi kabul ediyorum.Ondan olduğunca uzak duracağım artık.Ama dün için kendi ile gurur duymaması için bu akşam oraya süslenip içmeye gideceğim.Ayakta olduğumu beni bitirmediğini göstermek istiyorum yalanda olsa.Bir iki kadeh içip kalkacağım zaten Ayla'ya o yüzden haber vermeyi düşünmüyorum.Zaten izin vermez kızardı bana ama gururumu ezdiremem.Sadece 15 dakika girip bir kadeh içip çıkacağım bundan ne kötülük gelebilir ki.

        Düşüncelerimi kafamdan kovdum ve yataktan kalkmak için hareketlendim.Bu aralar içimde öyle fırtınalar kopuyor ki dışarı vursam yer yerinden oynardı.Banyoya girdim yüzümü yıkarken duşa kabini görmem ile vücudumun kısa bir duşa ihtiyacı olduğuna karar verdim.Üstümdekileri direkt çıkarıp kirli sepetine attım.Sıcak suyumuda ayarlayıp portakallı duş jelim ile kısa ama dinlendirici bir duş aldım.Portakal gibi kokmak hoşuma gidiyordu.Üstüme eşofman takımı geçirip saçlarımı kuruttum. Geçen gün evde hiç birşey olmadığı için alışveriş yapmıştım.Yemek yapmayı bilmem ama kahvaltı hazırlamakta üstüme tanımam kimseyi.Güzel bir kahvaltı hazırladım kendime televizyonun karşısında. Masaya baktığımda bir kuş sütü eksikti.Kapının önüne bırakılan gazetelerimide aldım .Annem ve babamı kahvaltıdan sona aramayı kendime not ettim.Beni neden arayıp sormadıklarının hesabını soracaktım.Beni bir eşya gibi buraya bırakıp gittiler sözde olaylardan etkilenmeyecekmişim.Böyle daha iyi mi oldu.Yalnız kaldım burada ne aradılar ne sordular kimse beni düşünmüyor.Benden kurtulmak istediler.İstedikleri oldu bravo onlara .Hayatlarını yaşasınlar artık nasılsa onlara ayak bağı olan bi çocuk yok artık.Mutfakta ayakta kaldığımı ağzımdan hıçkırık sesi kaçınca farkettim.Etrafımdaki insanlar yüzünden bu aralar düşüncelere çok dalıyorum ve düşünürken dünyadan kopuyorum.Gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum ama sıktıkça kendimi hıçkırıklarım çoğalıyordu.Sakinleşmek için bir bardak su içip lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım .Soğuk su iyi gelmişti en azından sakinleşmiştim.

        Kahvaltımın başına oturdum ve annemleri kahvaltı bitinceye kadar düşünmemeye karar verdim.Nasılsa kahvaltıdan sonra konuşurken yeterince düşünecektim.Televizyonu açıp YETENEK SİZSİNİZ TÜRKİYE NİN tekrarını izledim.Kahvaltımı televizyona çıkan insanlara gülerken çok eğlenceli bir şekilde yaptım.Keşke böyle mutlu olsam hep.Kahvaltı masamı topladım ve bir bardak kahve yaparak balkona çıktım.Ellerim titrerken cebimden telefonumu çıkarıp annemin numarasını tuşladım.Uzun bi çalışın ardından tam açılmadı derken annemin sesini duydum:

''Dilara bebeğim bir sorun mu var?''

''Evet anne hemde çok büyük bir sorun.Neden beni buraya bırakıp terkettiniz.Ne arıyor nede soruyorsunuz.Bu kadar mı bıktınız benden?''

''Bebeğim ,güzel kızım saçmalama biz senin bu olaylardan etkilenmenden korkuyoruz yoksa o kokun burnumda tütüyor bitanem.Bir anne kızını nasıl terkedip gidebilir .''

''Anne neden boşanıyorsunuz neden beni iki arada bırakıyorsunuz biz çok mutluyduk anne neden? '' Bağırarak ağlamaya başladım.

''Bebeğim lütfen ağlama senin bir gözyaşına bu dünyayı yakar yıkarım ama bu sorunun muhatabı ben değil baban.Bunu sana onun açıklaması lazım benim değil.''