5. Bölüm: Küçük Bir Parlatıcı Sorunu

913 76 64
                                    

Heather'a Calum'dan bahsetmeye karar verdiğimde, bunun için epey geç kaldığımın da, Heather'ın bunu asla sakin bir şekilde karşılamayacağının da farkındaydım. Bana oldukça sinirleneceğini, kızmaktan asla çekinmeyeceğini adım gibi biliyordum ve kendimi en kötüsüne hazırlamıştım. Kafamda, verebileceği bütün kötü tepkileri canlandırmış, onu yatıştırmak için söyleyebileceğim her şeyi aklımın bir köşesine yazmıştım. Ne yazık ki bunu yaparken, hayal ettiğimiz şeylerin neredeyse hiçbir zaman gerçek olmadığını unutmuşum; bunu ancak Heather'ın yoğun öfkesiyle gerçekte yüzleştiğimde hatırladım.

"Sana inanamıyorum! Bunu bana nasıl olur da daha önceden söylemezsin?"

Derin bir nefes alıp vererek sakin kalmaya çalıştım. "Fırsat bulamadım."

"Fırsat mı bulamadın?" dedi alayla. "Adamla birçok kez, farklı zaman dilimlerinde görüşmüşsün, ama bunu en yakın arkadaşına anlatmaya fırsat bulamadın, ha?"

Kollarımın arasında tuttuğum yastığı gergin bir şekilde sıktım. "Özür dilerim."

"Dileme! Benden özür falan dileme!" Sağ elini kaldırıp baş ve ortaparmağı ile şakaklarını ovmaya başladı. "Şimdi düşüp bayılacağım gerçekten."

"Biraz aşırı tepki vermiyor musun sence de?" diye araya girdi Arthur. Heather tam karşımızda ayakta dikilirken, o benim hemen yanımda, koltukta oturuyordu. "Yani belki de Jane bu yüzden söylemek istemedi; vereceğin tepkiden korktuğu için."

Heather dişlerini sıkarak sevgilisine baktı. "Kardeşini pataklayan, hırsızlık yapan bir psikopatla çıkmak istiyorsa, vereceğim tepkiden tabii ki de korkmalıydı! Yalnız bu korku, onun böyle bir şeyi en yakın arkadaşına anında anlatmasına sebep olmalıydı, her şey olup bittikten sonra değil!"

Öf, tabii ki de anlattığım şeyleri bana karşı kullanacaktı. Tam bir dürüstlük abidesi olmaktan nefret ediyordum. Bunca zaman ona hiçbir şey anlatmadan durabilmiştim, ama anlatmaya başladığımda, her şeyin ağzımdan hızla dökülmesine engel olamamıştım işte. Bu konuda filtresi olmayan bir insan olmak çok rahatsız ediciydi.

"Bazen," diye konuşmaya başlayarak düşüncelerimi böldü Arthur, "onaylanmak isteriz. İsteklerimiz ile doğru bildiklerimiz çatışır ve bunun sonucunda isteklerimiz doğrularımıza baskın gelirse, bizi tekrar bir savaşa iterek doğrularımızın baskın gelmesine sebep olacak herhangi biriyle konuşmak istemeyiz. Zaferi kazanmış olan isteği onaylayacak biriyle paylaşmak isteriz ya da sadece paylaşmayıveririz."

Arthur'a hayranlıkla baktım. Nasıl yapmıştı bilmiyorum, ama az önce, Calum'dan Heather'a bahsetmememin benim bile tam olarak hâkim olamadığım sebebini, fazlasıyla düzgün bir şekilde ortaya sermişti.

"Bu her şeyi daha da kötü yapar Arthur." Heather'ın siniri biraz bile yatışmamıştı. "Doğru olanı bildiği halde yanlışı istemesi, bu uğurda benim yönlendirmemden kaçınması her şeyi daha da kötü yapar!"

"Bana hep iyi ve nazik davrandı," dedim sessizce. "Yaptığı her şeyi de mantıklı bir sebebe dayandırıyor aslında."

Heather bana ürkütücü bir bakış attı. "Kardeşine tokat atmanın herhangi mantıklı bir sebebi olabilir mi gerçekten?"

Calum hakkında bu şekilde konuşmasını hazmedemediğim için savunmaya geçtim hemen. "Düşündüğün kadar korkunç biri değil, Heather. Düşündüğün kadar kötü biri de değil."

Heather bakışlarını benim üstümden Arthur'a kaydırdı. "Görüyor musun, kızın beynini nasıl da yıkamış!"

Arthur destekleyici bir şekilde kolunu omzuma attı. "Bu hayatta herkesin yanılma ve yanlış şeyler yapma payı vardır. Ben, Jane'in yanlış herhangi bir şey yapmadığını düşünmekle birlikte, eğer yanlış bir şey yapacaksa da bunun kendi kararı sonucu olması taraftarıyım. Böylece sonrasında bu deneyiminden bir ders çıkararak aynı hataları tekrarlamaz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I fell in love with the devil ➵ cthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin