yirmi bir

2K 156 62
                                    

Hala arıyordu. Açmaya yememişti. Üçüncü arayışıydı. Açmayı düşünmüyordum. Telefona boş boş bakıyordum. Uykum kaçmıştı ama ben kapan artık da uyuyayım diyordum.
Beni kandıramazsın, için içini yiyor.
"Hayır yemiyor."
Aç işte, meraktan ölüyorsun.
"Uyumak istiyorum, aptal."
Bu kadar aradıysa bir bokluk var.
​"Hah! Sadece hesabı neden kapattığımı merak ediyor."
İki ay sonra mı? Hiç sanmıyorum, ucube terinde kavrulmuş makarna suyu.
"N-ne?! Susar mısın artık? Beynimin içindeki ben, bana tuhaf hakaretler ederken nasıl düşünebilirim? Hem, hem sen tam bir koltuk altı sümüğüsün!"
200. çalışta mı açacaksın? Aç şunu artık, aç aç aç.

Telefon gerçekten ısrarla çalıyordu ve ben pes etmiştim. Erken uyuyacaktım ve bunu mahvetmeye nasıl cüret ederdi bu çocuk böyle?

"Evet?" telefonun diğer ucunda baya yüksek sesler geliyordu. Gülüş sesleri kulağımı doldururken biraz daha seslendim. Oyun mu oynuyordu? "Pekala, gülmen bittiyse kapatıyorum, iyi-"

"Dur," kapatmak üzereyken telefonu geri kulağıma koydum. Sesler boğuklaşıyordu. "bekle." Sesler kesilmişti, hala biraz ses vardı ama sorun edilecek kadar değildi.

"Naber?" kıkırdamaların arasında konuşmaya çalışıyordu. Sesi gülerken inceliyor, ince tonu kulağıma hoş bir tat bırakıyordu.

"Neden aradın?"

"Aramak istedim. Bak, bence sen, hayır dur çok iyi anlaştık diyecektim." Tekrar gülmeye başladı ve sonra kendini toparladı. "Biz anlaşırız ya."

"Ne diyorsun, anlamıyorum?" Gülmelerini yeniliyordu, her cümle ortasında, başında, sonunda gülüyordu ve anlam veremiyordum.

"Ya elim, uf ol- elim acıdı!" Ses tonu yeni uyanıp bırak ta uyuyayım diyen bebek kadar anlaşılmazdı. Gerçekten anlayamıyordum.

"Sen içtin mi?" Tabii ki de hepsinde olduğu gibi buna da güldü.

"Bilmem, içtim mi? Hey! Bakar mısınız? Ben içtim mi? İçmiş miyim ben?" Telefonun diğer ucundan gelen başka bir erkek sesini anlamaya çalıştım. "Manyak mısın kardeşim?" Evet, gerçekten içmişti.

"Ulan... bu ne ya? Bunlara da sorulmuyor soru! Ben içer miyim, isimsiz kız, içer miyim ben?"

"Neden içtin?"

"İçmedim."

"Neredesin?"

"Bilmiyorum."

"Neden içtin?" Bir an için ses gelmedi ve sonra burun çekişini duyduğumu sandım.

"İçmedim." Sesi çatlamıştı. Burun çekişi de açıklamıştı her şeyi.

"Ağlıyor musun?" Burnunu birkaç kez daha çekmeye başladı ve kırgın sesi ağlarken acıma karıştı. "Ağlamıyorum."

"Eve git."

"Gelebilir miyim, lütfen."

"Buraya mı? Şimdi mi? O halinle mi?" Az önceki gülmelerinden izler küçük hıçkırıklarla kendini yağmur gibi damlatırken pürüzlü sesiyle tekrar konuştu. "Lütfen..."​ Sesi öyle bir büzüşmüştü ki o an ben de ağlayabilirdim. Bu halde bırakmazdım ki.

Telefonu hoparlöre alıp WhatsApp için kod yolladım. WhatsApp kurulunca konumu sildiğim için tekrar attım. Telefonda hala burun çekişlerini ve arkadaki insanların acılarını saklayan kahkahalarının eşliğinde üzerime düzgün bir şey giyindim. Siyah ceketimi giyip şapkasını taktım. Ne kadar uzaklıkta bilmiyordum. Hazır olsam iyi olurdu.

"Arka bahçeye doğru gel. Ben sana flaş açarım." Son bir burun çekişten sonra masum bir çocuk gibi tamam deyip kapatmıştı.

***

Nenem, annem ve babam uyuyordu. Mira Özgür abi -nişanlısı- ile telefonda konuşuyor, Mina da sanırım uyumak üzereydi, belki de uyumuştu, bilmiyorum.

Ablama durumu anlatmıştım, o da gözcülük yapacaktı. Kapı sesi sıkıntı değildi, ben geceleri bahçeye çok çıkardım. Bizimkiler de yorgun olmazsa orada otururdu. Yaz tatilinde eve girmez, burada sabahlardık.

Bahçemizin girişi ağaçla her yeri kapatıyordu. Nenemin ağaçları... Yoldaki ayak seslerini duyunca bu kadar sesli geldiği için ona sonra bağıracaktım. Flaşı açar açmaz WhatsApp'tan mesaj gelmişti. Mesaja bakmak için telefonu indirdim ve Ata Sarp arka arkaya mesajlarına odaklandım.

Ata Sarp: O bwn depşkşm  (O ben değilim)

Ata Sarp: Bem deoşkşm  (Ben değilim)

Ata Sarp: JAPAR FKAŞI (KAPAT FLAŞI)

Ata Sarp: BEN DEOİKDİM  (BEN DEĞİLİM)

Ata Sarp: HEEEEY

Son Kamelya: tamam tamam sakin ol kapattım

Son Kamelya: neredesin

Son Kamelya: Gel hadi

Arkamdan gelen ayak seslerine döndüm. Siluet dışında hiçbir şey görmüyordum. Ceketin iplerini iyice çekip şapka ile yüzümü instagramda fenomen olan siyah kedinin parodi kızları gibi kapattım. Bahçenin orasından nasıl geldi bilmiyorum ama harbiden hiç beklemiyordum.

Hadi burası karanlık, asla göremez. Aptal kız, sesin! Oradan tanımaz mı?
Ha sıçtır!

Böyle bir şey bekliyor muydunuz çiçeklerim?
Kestim çünkü merak edin ve fikir üretin istiyorum qorj3ufğwlsır

Sizce tanıyacak mı?

Ve ve ve size hep diyorum ya diğer kitaplarımı okuyun çünkü ÖKAO türk dizisi gibi gidiyor ve duygu koyamıyorum ama diğer kitaplarım ve çok önceden yazıp kaldırdığım kitabımda gerçekten daha duygulu yazıyorum

Mudita Notaları
Balık
ÖSS
ve tekrar yayınlamayı düşündüğüm Beyaz Kurdeleleri size emanet etmiş bulunmaktayım

Sizi çok seviyorum ve 22. bölüm için ben go go bebeklerim

Öyle Kolay Aşık Olmam || Texting || ÖKAOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin