yirmi üç

2.2K 154 32
                                    

"Dün gece dışarı çıkan kimdi, kızlar?" Babam sofraya tabakları koyarken yüzümüze bakmadan, işiyle ilgilendiğini belli ederek konuştu. Mira ile birbirimize baktıktan sonra annem önce bize sonra masaya bakıp yürüdü. Babamın elindeki tabakları aldı ve düzgünce masaya yerleştirdi. Hiç başını kaldırmadan babama döndü. "Her zaman yaptıkları şey, hayatım. Neden sordun?" Bu annecik de olmasa araya gidersin, aptal. Kes sesini, araya gideceğiz. Bir daha konuşmuyorum, hadi bakayım. "Boş yapma!" herkes bir an için bana şokla baktı. Gerizekalı. Yine sesli konuştun. Gittik işte.

"Ehe, şey benimki yine susmuyor da." Mina gülerek çatalları ve kaşıkları aldı. Cadı seni, anca gül. Annem ve babam da tabii ki bu kadar zeki, mükemmel kızları olduğu için göz devirip bu sahneyi yaşanmamış saydılar. Eh, güldüler biraz da.

Babam sorusunu yineledi. İşte çok gergin şeyler yaşadığı için biraz ortam gergindi. "Ön kapı açıktı. Dışarıya neden çıktınız?"

"Ha, baba ben çıktım. Size söylemedim mi? Özür dilerim. Özgür bana dün pasta getirdi. Minicik olur ya, onlardan. Canım çok çekmişti. Özel günler..."​ Mira... kurtarıcım. Babam bundan hoşnut olmasa bile aralarında taktıkları yüzüğün hatırına susmuştu. Annem inanmamıştı, sorguya çekilecektik.

"Bana neden ayırmadın ya?"

"Sen sus kız, cadı!" Bir de Mina ile uğraşıyordum.

Ablama teşekkür bakışlarımı yolladım ve masaya oturdum. Olayın üstüne gidilmedi ama babam sürekli ablamın evlilik hakkındaki düşünceleri için iğneleyici ve şakacı bir şekilde biraz baskı uyguladı. Haklıydı, biraz...​

***

Son derse yeni girmiştik. Öğretmen disiplin kurulunda görev aldığı için gelmiyordu. Görkem yanımıza yaklaşıp masamıza uzandı ve bize döndü. "Ee, bizim tayfa ne zaman buluşuyoruz?"

Zehra tabii ki uyuz uyuz, çözdüğü testten başını kaldırmadan lafını esirgemedi. "Buluşuyor muyuz?" Görkem de durmadı. "Buluşalım mı?" Duygu ellerini çenesine dayadı ve Görkem'e doğru eğildi. "Buluşmalı mıyız?" Görkem dikleşti ve daha fazla ona yaklaştı. Öpüşün de eğlenelim. "Buluşmamalı mıyız?" Buralar öpücüklü aşk köşesine dönmeden önce araya girdim. "Bence bulaşmamalıyız." Lafımın üzerine Duygu geri çekildi ve sırıttı. Görkem kahkahayı patlattı. Zehra bile gülmüştü. Bana bakıp pis pis gülümseyince onun da benim düşündüklerimi düşündüğünü anladım. Görkem ve Duygu'nun mükemmel ilişkisini.

"O zaman bizim evde buluşalım?"

"Bizi eve mi atıyorsun, Görkem? Olmaz, annem kızar."

"Zehra... tipim değilsin aşkım."

"Senin tipin belli, bebeğim." Zehra bakışları ile Duygu'yu işaret ederken ilk defa Görkem utanmıştı.

"Geliyor musunuz, millet? Film izlemeyeceğiz, söz. Sadece oyun oynayacağız." Görkem'in mizahı gerçekten çok inceydi. Tuhaf tuhaf bakışlarımla taciz etmiştim onu. "Görkem, iğrençsin."

"O zaman... Mersin'in sahiline ne dersiniz? Günübirlik gelirsiniz bence." Bir erkeğin evinde rahat edemezdim. Benim için daha iyi olurdu. Ben onaylamıştım. Zehra sıkıntı çıkarmıştı ama yine de kabul etmişti. Yine bir hafta sonu onunlaydım. Son olaydan sonra daha konuşmamıştık. Neden bilmiyorum ama ikimiz de yazmamıştık.

"Bence Mila da Toprak'ı çağırsın."

"Evet, bence güzel olur. Yine iyisin Milka, tek kalmıyorsun."

"Hmm... Çağırayım o zaman."

_

Umarım iyisindir, Ata Sarp.

-
Toprak ve Ata Sarp bir arada olacak ve Ata Sarp'ın soy adı Toprak... Mükemmel bir iş çıkarmışım yine qcröfğsmcğrmfıe

Bomba bölüm geliyor. İki bölüm daha hazırladım. Oylar çoğalınca ve diğer kitaplarım toparlanınca... tamam tamam, kıyamaz atabilirim her an ama siz yine de ağlatmayın beniii

Bölümü kısa tuttum çünkü hayal gücünüzü geliştirin. Belki yeni bölüm beklerken diğer kitapları okursunuz falan.

Çiçeklerim! Şimdi gidip ÖSS'ye bölüm hazırlayacağım. Sizi çok seviyorum!

Öyle Kolay Aşık Olmam || Texting || ÖKAOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin