thanatos, taekook

s i x t e e n

tae hyung: neden
sürekli benden
kaçıyorsun?

jeon: kaçmıyorum.

tae hyung: o
zaman neden beni
görür görmez
masanın altına
girdin?

jeon: çatalım yere
düşmüştü.

tae hyung: peki
bir çatalı alman
neden bu kadar
uzun sürüyor?

jeon: çünkü
tam ben çatalı
alırken mesaj
attın. bende cevap
yazacağım diye
orada kaldım.
öyle işte.

tae hyung: tamam
artık çıkabilirsin.
sen yerine oturana
kadar mesaj yazmamana
dayanabilirim diye
düşünüyorum.

jeon: yok çıkamam.
yani bir tane
daha çatal düştü
de o yüzden.

tae hyung: jeon,
çocuk mu kandırıyorsun?
çık artık şu masanın
altından.

jeon: istemiyorum.

tae hyung: neden?
düşen çatalları toplayıp
kendine ordu mu
kuracaksın? o yüzden
masanın altına kamp
kurdun, millet çatalını
düşürsün diye mi
bekliyorsun?

jeon: ne alakası
var ya? kendi
çatalımı alırken
başkasınınki de
düşünce insanlık
edip alayım dedim.

tae hyung: bitti mi?
numara yapman yani.

jeon: of tamam.
utanıyorum işte.
ne uzatıyorsun.

tae hyung: tam
olarak neyden
utanıyorsun?
seni öpmemden mi?
yoksa hoşlandığın
kişiyi ara dediğimde
beni arayıpta, bunu
göremeyeceğimi
düşündüğün için mi?

jeon: hepsinden.
lanet olsun çok
sinir bozucu bir
durum. ve sen de
çok pisliksin.
bu durumu hiç
kolaylaştırmıyor.

tae hyung: jeon
farkında mısın?
iki gündür sürekli
bana kötü sözler
sarfediyorsun.
bir şeyler oldu
sana. hoşuma
gitmedi, haberin
olsun.

jeon: hoşuna
gidip gitmemesinin
ne önemi var?

tae hyung: ben
hoşlandığım çocuğa
asla böyle yapmazdım.
çok kaba bir davranış
tarzı çünkü.

jeon: iğrenç herif.

tae hyung: yine
yaptın. hiç hoş
değil. gözlerini
devirme, ciddiyim.