XXIII - İTİRAF

6.1K 450 230
                                    

SINIR 300 VOTE🔥


Bazı anlar vardı hiç bir zaman bitmesin istediğimiz. Hiç bozulmasın istediğimiz... Ben şuan o durumu yaşıyordum ve bunu kendime itiraf ederken defalarca da küfretmek istiyordum.

Aptalın tekiydim!

Cihangir benden faydalanmaya çalışan iğrenç bir insandı. Bunu bildiğim halde yanından gitmek istemiyordum8.

Ben ne yapıyordum?

Son cümlesi damarlarımda akan kanımı durdurmuştu. Bu kişi kimdi? Cihangirin kalbine girmeyi başarmış kişi kimdi? Yada bu yine beni kandırmak için kullandığı bir cümle miydi?

"Bana bir kalbin olmadığını söylemiştin?" Diye fısıldadım dudaklarına doğru. Yutkunurken elimin birini indirip kalbinin üzerine yerleştirdi. Hızla atan kalp atışları avuç içime vuruyordu.

"Hissediyor musun?" Diye fısıldadı dudaklarını dudaklarımın üzerinden çekip gözlerimin içine bakarken.

"Sana dokunurken nasıl hızla çarptığını duymuyor musun?" Avuç içim cayır cayır yanıyordu. Cihangir beklenti içinde gözlerime bakıyordu. Sanki hayır desem yerle bir olacak, o yıkılmaz adamdan eser kalmayacaktı.

"Bana bir cevap ver Alagün?" Sanki bir ateşin içinde yanıyor yanarken elini uzatmış yardım eli bekliyor gibi konuşmuştu. Böyle görünsede bem kaşlarımın çatışmasına engel olamadım.

"Az önce gururumu yerle bir eden adam mı soruyor bu soruyu?" Acıyla gözlerini kapattı. Cevap vermedi. Biz insan oğlu böyleydik işte. Bazen başkasının canı yansın diye yanlış kelimeler kurar kalbini, ruhunu darma duman ederdik. Sonra pişmanlık duyardık. O an onun nasıl yaralandığını umursamazdık. Yada kendi acımızdan dolayı görmezden gelirdik. Geçer sanardık...

Peki geçiyor muydu?

"Cihangir." Diye fısıldadım. Gözlerini usulca açtı. Sanki ne söyleyeceğimi tahmin etmiş gibi başını sağa sola salladı.

"Senin bir kalbin yok." Dişlerini sımsıkı birbirine bastırdı.

"Senin bir ruhun yok." Diye fısıldadım aynı sessizlikte. Ona meydan okurcasına baktım. Ama içim oluk oluk kan ağlıyordu.

"Sen ruhsuz, kalpsiz adamın tekisin! Sen-"

"Sus ulan!" Cihangir yumruğunu yanımdaki duvara geçirince korkuyla susup yüzüne bakakaldım. Gözlerime hiddetle baktı

"Çok bir şey istemedim senden! Sadece bir kere şans istedim lan! Bir kere! Tamam zamanında hata yaptım! Her boku yedim amına koyayım! Seni kandırdım! Kardeşini kullandım! Sana istemediğin şeyler yaptırdım! Ben orospu çocuğunun en önde gideniyim! Bunun farkındayım!"  Elini sert bir sekilde tekrar duvara çarptı

"Ama bu kadar gaddar olacağın bir şey yapmadım-" bu sefer onun cümlesini ben kesmiştim. İçimdekileri söylemezsem acı çekmekten başka bir şeye yaramıyordu

"Sen sana verecek şanslarımı zamanında tek tek ezip geçtin Cihangir. Benden sana arda kalan şans kalmadı."

"Pişmanım amına koyayım! Pişmanım! It gibi pişmanım köpekler gibi pişmanım! Sana ne yaptıysam etimden kemiğime kadar pişmanım ben! Bu da mı hiç bir şeyi değiştirmez!" Dilim tutulmuş sesim içime kaçmış gibiydi. İtirafı karşısında ne diyeceğimi bilmiyordum. Cihangirin pişman olacağı hadi onuda geçtim bunu itiraf edeceği aklımın ucundan geçmezdi benim.

TUTUNAMAYANLAR  +18Where stories live. Discover now