Bölüm 1 - Hayatım Tam Bir Perfect Tense

64.1K 370 140
                                    


OY VE YORUM VERMEYİ UNUTMAYIN. SİZLERİ BUNLARI YAPARKEN GÖRÜRSEM ÇOK SEVİNİRİM.

Medya: Simay

Song:
Alien: Die Antwoord
Lady Gaga ft Beyonce - Telephone

💖

Kara bulutlar rahat vermeden dolaşıyordu gökyüzünün semalarında. Bulutlardan çıkan yağmurun damlaları İzmir'in en rahat insanlarını sırılsıklam ediyordu. Ortaya çıkmayan güneş yüzünden

Eh, sabah güneşine aldanıp incecik giyinirsem olacağı buydu. Öğlen yağmur olacağını bilseydim asla üzerimdeki kıyafetleri giymezdim.

Kızıl puantiyeli askılı beyaz elbisem ile kırmızı sandaletim vardı üzerimde. Sabah vakti insanı terleten güneşin sıcaklığına ve Perfect English'teki sınıfımıza takılan klimaya güvenmiştim güya.

Ceket giymemiş, çizme takmamış, şemsiye almamıştım.

Şimdiyse o bunaltan havadan eser yoktu.

Bu halimle yağmura yakalanacağım için eve sırılsıklam dönecektim, muhtemelen içime giydiğim kırmızı iç çamaşırlarım besbelli olacaktı. Kimden şemsiye alsam diye düşünüp dururdum şimdi.

Tam da en gıcık olduğum bir insana soracağımı düşünürken biri omzuma dokundu. Ona baktığımda en sevdiğim arkadaşım Simay'ı gördüm. Bana gizli bir imayla gülümsüyordu.

"Bebeğim, umarım bana yapacağın sürprizi unutmuyorsundur."

Defterlerimi toplayıp mavi kelebek desenli krem rengi sırt çantama atarken en sevdiğim çılgın arkadaşıma tek kaşımı kaldırarak baktım ve alayla gülümsedim. "Ne sürprizi? Ben öyle bir şey hatırlamıyorum."

"Aha! Demiştim kızım. Senin doğum günümü unutacağını söylemiştim."

Gözlerimi devirme isteğimle güçlükle savaştım. Özellikle sevdiği hediyesini almak için iki gün boyunca anneme yalvardıktan sonra. Annem yoğun ısrarlarıma dayanamayıp bana 200 TL göndermişti ve ben ona Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları serisinden almıştım. Hediyesini kutlamaya gideceğimiz zaman verecektim.

"Bebeğim, gün daha bitmedi ki doğum gününü unutayım. Gece kutlamaya gideceğiz ya."

"Amaan ya. Biliyorsun kızım, sabırsızım ben." Ayaklarıyla yere pat pat vurup kollarını göğsünde kavuşturdu. Bir de çok tatlı kahverengi gözlerini devirmeyi de unutmadı. "Utanmasam doğum günümü siktir eder, şimdiden hediyemi isterdim."

"Sanki söyledin de ne oldu? Süprizi kaçtı işte," deyip kollarını çözdüm. Sağ elimle sol elini tuttum, diğer elimle Simay'ın burnuna şakacıktan dokundum. "Geceyi bekle, tatlı kız."

Simay'ın yanakları kızardı ve elimi tutan elleri titremeye başladı. Bu semptomları ben de içimi sıkıntıyla doldurmama neden oldu. Gözlerimi devirme isteğimle güçlükle savaşırken anca yerdeki karolara bakmakla yetindim.

Bana göre candan yakın arkadaşımın en büyük sıkıntısı, erkeklere karşı ilgi duymayışıydı. Bunu daima görürdüm. Genelde bana bir gün doğru erkeği bulacağını söylediği için umursamamaya çalışırdım. Ama yanımdayken kızaran yanakları ve hızlanan kalp atışları, bana kafasında takılı kalan sorunun esas cevabını veriyordu.

Simay, hemcinslerine özellikle bana ilgi duyuyordu. Ben duymuyordum. Bu durum arkadaşlığımızı bir hayli zorluyordu. Üstelik Simay hala kendinin farkında değildi.

Tüm bu tatsız düşüncelerimi tatlılıkla bölen Valentine, aramıza girmişti ve bitter çikolatası rengindeki kollarını ikimize dolamıştı.

"Hey! Bence Beer-a-beer'da guzelce kurtlarımızı dokebiliriz. Ne dersin? Saat akşam sekizde." Simay'a doğru dönerek sırıttı. "Doğum gununu orada kutlayalım. Sen de Zuha'ya kızma olur mu?"

KADIN AVCISI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin