Ceza

17.5K 1.1K 241
                                    

Gözlerimi açtığımda esen rüzgarın etkisiyle üşümüş halde Kaden'ın pençeleri arasında buldum kendimi. Gece olmuştu ve yıldızlar birer ateş böceği gibi parıl parıl parlıyorlardı. Yıldızlara büyülenmiş gibi bakarken kaç yıllık yaşamımda bu kadar güzel bir manzara görmediğimi fark ettim. Daha önce yıldızları bu denli yakından görme fırsatım olmamıştı, yakından daha da muhteşem gözüküyorlardı.

"Beğendin mi?" Kaden'ın sorusuyla bakışlarımı yıldızlardan alıp ona çevirdim. Keskin yeşilleri yine benim üzerimdeydi ve gecenin karanlığında aynı yıldız gibi parlıyorlardı. Gözlerimi parlayan yeşillerden alamıyordum. Her ne kadar kabul etmek istemesem de bakışları beni büyülüyordu.

"Evet Kaden hayatımda gördüğüm en güzel şey olabilir." diye fısıldadım etkilendiğimi belli edercesine. Bunu yıldızlar için mi yoksa gözleri için mi söylediğimden emin olamasam da söyledim. Rüzgarın etkisiyle saçlarım uçuşarak yüzüme çarparken elimle geri ittirmeye çalıştım. Ancak ejderha rüzgara karşı uçtuğu için bu pek mümkün olmuyor, tekrardan yüzümü kaplıyordu tüm saçlarım.

Kaden düştüğüm şapşalca duruma sesli bir şekilde gülerken bakışlarındaki muziplikle beni de gülümsetmişti. Sahte bir kızgınlık eşliğinde kaşlarımı çatarken;

"Bayım bu yaptığınız çok büyük kabalık sizi kınıyorum." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak sesimin ciddi çıkması için çabaladım. Kaden her halinden eğlendiğini belli ederken diğer pençesini bana doğru uzattı. İlk başta irkilsem de sonrasında kendimi serbest bırakarak saçlarıma dokunmasına izin verdim.

"Üzgünüm leydim sizin bu tatlı halleriniz karşısında kendimi tutamıyorum." Pençesiyle yüzümü kaplayan saçları çekerken muzip sesiyle konuşmuştu. Gözlerimle onu daha rahat görürken ağzımdan kaçan kıkırtıya engel olamadım. Kaden ile bu şekilde atışmak nedensizce hoşuma gitmişti. Az da olsa uyuyabildiğim için kendimi enerjik hissediyordum.

"Bay ejderha karşınızda bayan olduğunda nasıl konuşmanız gerektiğini bilmeniz ne güzel." dediğimde Kaden kahkaha atmıştı.

"Bu sana özel oluyor güzelim başkalarına bu şekilde kibar davranmam." Söylediklerine karşın bir an duraksasam da sonrasında içtenlikle gülümsedim. Kaden'ın bana kendimi özel hissettirdiğinin farkındaydım. Batı krallığının prensesi olarak yetmiş olsam da hiç bir zaman Kaden'ın bana hissettirdiği kadar özel hissetmemiştim.

Kaden büyüleyici bakışlarını benden çekerek aşağıda bulunan bir noktaya çevirdi. Baktığı yere dönüp ben de baktım. Ancak çöken karanlıktan dolayı bir şey gözükmüyordu. Kaden'ın gözlerinin benimkilerden daha iyi gördüklerini tahmin etmek zor değildi.

"Evimize geldik miniğim." diye fısıldarken inişe geçmeye başlamıştı. Düşüyormuş hissiyle çığlık atarak ellerimi pençelerine sardım ve daha sıkı tutundum. Karanlıkta bir şey göremiyorken her şey daha zor oluyordu benim için.

"Seninleyken iniş yapmakta zorlanıyorum. İçeriye girdiğimizde haber vereceğim güzelim. Ayaklarının üzerine düşmeye çalışarak dengede dur olur mu?" Bir dakika ama ben ayağımın üzerine basamıyordum bile. Çok kötü şekilde incinmişti eğer ki dediğini yaparsam canım feci şekilde yanardı. Hemen açıklamaya çalışacakken Kaden 'şimdi' diyerek bağırdı. Aynı saniyelerde beni pençelerinden bıraktığında yere düşmeye başlamıştım. Dediği gibi ayağımın üzerinde durmaya çalıştığımdan ayağım feci şekilde acımış dayanamayıp çığlık atmama neden olmuştu.

"Katherine güzelim ne oldu sana?" Kaden'ın sesi endişeli çıkarken ortalığı kaplayan sert adım seslerinden yanıma gediğini anlayabiliyordum. Ancak acıdan kafamı kaldırıp ona bakacak durumda değildim. İki büklüm halde bileğimi tutarak kalmıştım öylece. Canımın acısından gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı.

Ejderhanın TutsağıWhere stories live. Discover now