5.1

409 57 7
                                    

2020 Şubat

Hayatta herkesin bir imtihanı vardır. Yaratıcı kimilerini parayla sınar, kimilerini kötülükle. Bazılarının sınavı mutsuzluktur, bazılarınınki ise aşk.

Benim imtihanım sevgi olmuştu daima. Sevmiştim, bir kadın nasıl en güzel seviliyorsa öyle sevmiştim Ilgım'ı. Onun uğruna dünyaları yakacak, her şeyi feda edecek kadar çok sevmiştim hem de. Bu sevginin bedeliyse koca bir acı olmuştu. Aradan seneler geçmişti, ben onu hala seviyordum ama artık bu öyle bir sevgiydi ki ihanetle lekelenmişti.

Ve şimdi ben, ihanetin başladığını düşündüğüm yerdeydim. Gözümün önüne yıllar önce bu kapıda dikildiğimiz zamanlar gelirken arkadaşlarım da durmuş beni izliyordu. Ekim için toparlanarak etrafa bakındım ama hiçbir not yoktu ortalıkta. Kararsız adımlarım apartmandan içeri girdi. Bu koridoru hatırlıyordum. Daha dün gibiydi bu kapıdan ilk girişim. Asansör yerine merdivenlere yöneldiğimizde her mermerde bir anı buluyordu zihnim. Bir zamanlar Ilgım'ın oturduğu dairenin önüne geldiğimizde duraksadım. Bu kapının arkasında onu ilk öpüşüm, ona ilk dokunuşum saklıydı. Bu evde vaktiyle iki genç insan güzel hayaller kurar, tatlı sözler söyleyip yeminler ederdi. Bu gerçek boğazıma otururken kapıyı çaldım. Evin boş olduğunu ve işaretin buralarda bir yerlerde olduğunu düşünürken kapı açıldı ve bir kadın çıktı karşıma. "Buyrun," dedi. "Kime bakmıştınız?"

Beş kişi olmamızdan ürkmüş gibiydi kadın. "Merhaba," dedim. "Biz..." Ne diyeceğimi bilemedim bir an. "Biz Ilgım'a bakmıştık." Aklıma gelen ilk şeyi söylediğimde kadın kaşlarını çattı.

"Burada öyle biri oturmuyor," derken kafası karışmıştı. "Karıştırmış olmalısınız."

Efe ile bakıştık. Kadından özür dileyerek kapıyı kapatmasını sağladığında Deniz, kendimi zorlukla apartmandan dışarı attım. Bu sırada telefonum titredi. Mesajı açıp okuduğumda kaşlarım havalandı.

İhaneti yanlış yerde, yanlış kişide arıyorsun hala. Asıl ihanet, kalbin onu ilk gördüğü andadır.

Bu mesajı birkaç defa okudum ama ne kastedildiğini kimse anlamamıştı. O resimdeki kapının şimdi önünde durduğum bu kapı olduğuna emindim. Atakan ve Ilgım burada... Burada aldatmıştı beni. Ellerimi saçlarımdan geçirirken belli etmemeye çalışsa da Deniz panik yapmaya başlamıştı. Efe ise huzursuzluğunu artırıyordu iyice. Tam ona gidecekken Ekim’i kaybetmenin eşiğine gelmesinin bunu tetiklemesi hayli normaldi. "Burası değilse ne?" diye konuştum kendi kendime. "İhanet nerede başlamış olabilir ki?"

"Kalbin onu ilk gördüğü andan kasıt ne bence ona yoğunlaşmalıyız," dedi Tuna. "Atakan ile Ilgım'ın ilk karşılaştıkları noktayı mı kastediyor sizce? Öyleyse Efe'nin evinde olmalıyız."

"İyi de oradan geliyoruz zaten." dedi Deniz. "Bu kadar kısa zamanda ayarlaması imkansız."

"İlk karşılaştıkları yer," dedim. "İlk karşılaştıkları yer orası değildi." Efe kaşlarını çatarken "Beni takip edin." diyerek koşmaya başladım. Gecenin köründe sokakta koşan insanlar görmek belli ki halkı şaşırtmıştı ama yapabileceğimiz bir şey yoktu. Her saniye aleyhimize işliyordu.

Ilgım'ın o adamı bıçakladıktan sonra geldiğimiz evin önünde durduğumuzda irkildim. Gözlerim avcuma indiğinde oradaki bıçak izini görmek gözlerimi doldurdu. Ilgım en başından beri psikolojik sorunlarıyla savaşırken açmıştı bu yarayı bende. O zamanlar anlamadığım, iki yıl sonra sebebinin ilaçlar olduğunu anladığım o davranışlarına rağmen ilk kez bu evde tanımıştık biz birbirimizi. Bu merdivenlerde oturmuştuk, birbirimize burada yardım etmiştik ve Atakan, ilk kez bu evde tanışmıştı onunla. "Burası neresi?" dedi Deniz korkuyla. "Çok tenha duruyor. Terk edilmiş gibi."

İki Sıfır Sonsuz EderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin