0.1

5.7K 104 8
                                    

Merdivenlerden aşağı indikçe döşeme tahtalarından gıcırtı sesleri geliyordu. Çıkan sesler, bir ayıyı kış uykusundan uyandırabilecek kadar fazlaydı. Ev kapkaranlıktı, ama kızı uyandırabileceği korkusuyla minicik bir ışık dahi yakmak istemiyordu. Bunun aptalca bir bahane olduğunu biliyordu, o üst katta uyuyordu ve bütün ev yanmaya başlasa bile uyanmayacağından emindi. İşin doğrusu, karanlığı seviyordu. Gençken ise nefret ederdi. Karanlık ona güçsüz olduğunu ve sanki körmüş gibi hissettirirdi, ama şimdi karanlıkta huzur buluyordu. Bunun ne zaman değiştiğini bilmiyordu, ama şimdi kendini karanlığı tercih ederken buluyordu. Karanlık onun sığınağıydı. Kimsenin seni yaptığın kötü şeyler için yargılayamayacağı bir sığınak. 

Ellerini usulca kaldırıp uykulu gözlerini ovuşturdu, duvardaki saat 04:23'ü gösteriyordu. "Ah, bu saatte neden uyandım ki?" kendi kendine fısıldadı. O sırada mutfaktan gelen bir sesle aniden durdu. Abigail olamazdı, aşağıya inerken ona baktığında derin bir uykudaymış gibi görünüyordu. Mutfaktaki kişi kimdi o halde?

Sehpanın üzerindeki vazoyu aldı ve ses çıkarmamaya çalışarak parmak uçlarında sesin geldiği yöne doğru yürüdü. Aynı rahatsız edici ses devam ediyordu, sanki camdan bir şey metale sürtülüyormuş gibi. Keskin bir nefes aldı, kendini cesaretlendirip kafasının üstünde tuttuğu vazoyla mutfağa atıldı. 

Gördüğü şey az kalsın kalp krizi geçirmesine sebep olacaktı. 

Orada, buzdolabının önünde bir kız duruyordu. Uzun ve açık mavi kurdelelerle örülmüş sarı saçları vardı. Arkası dönüktü, bu yüzden ilk bakışta yüzünü görememişti. Kızın dikkatini çekmek için boğazını temizlediğinde, aniden ona döndü. Yüzü kalp şeklindeydi, ve eğer ağzında kocaman bir kaşık olmasaydı oldukça güzel görünüyor olabilirdi. Kız onu görür görmez kaşığı ağzından aldı ve o an Harry kesinlikle haklı olduğunu düşündü; çok fazla güzeldi. Dudaklarının rengi pembenin mükemmel bir tonuydu ve gözleri sıcak bir yaz günündeki gökyüzünün renginden bile daha maviydi. Kızı gördüğü anda kim olduğunu anlamıştı. O an Harry, üzerinde sadece boxerının olduğunu ve daha az önce seks yaptığı için saçlarının oldukça dağınık olduğunu fark etti. 

"Sen onun bütün ay boyunca hakkında konuştuğu şu yeni adam olmalısın." dedi ve elindeki yer fıstığı ezmesi kavanozunu buzdolabına geri koydu. 

"Yeni adam mı?" Kızın kullandığı terime gıcık olmuştu. Yeni. Sanki birçok insanın içinden sadece biriymiş gibi. "Evet, yeni. Burada senden önce birkaç adamın daha olduğunu ve senden sonrasında da olacaklarını biliyorsundur." Kız mavi gözlerini, kendi yeşillerine doğrudan dikmiş ona bakıyordu. Abigail'in uzun süre boyunca tek kişiyle olacak türden biri olmadığını elbette biliyordu. Sadece bunun bu şekilde hatırlatılması hoşuna gitmemişti. 

"Ama senin hakkında söylediklerine göre, uzun süre boyunca seni bırakmayacağa benziyor." Elindeki kaşığı diliyle temizlerken ona doğru yürüdü. 

Kız yaklaştıkça burnuna ağır bir alkol kokusu doldu. İçmişti. 

"Yatağa gitmelisin." Kızın gözlerinin içine bakmaya çalıştı ama onda uzun süre boyunca kızarmadan gözlerine bakamamasını sağlayan bir şeyler vardı. Onun üzerinde bıraktığı etkiden nefret ediyordu. Sanki onu ölümden bile daha kötü bir şey için cezbediyordu.

"Ah, evet gideceğim. " Yüzünde alaycı bir sırıtış belirdi. Gözleri siyah boxerının üzerine düşerken ondan bir adım öteye uzaklaştı. "İyi geceler Harry, veya babacık mı demeliyim?" 

daddy issues / harry styles (çeviri)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz