Jimin bana üzgün üzgün bakarken konuştum.
'tamam tamam bakma öyle. '
hafiften gülümseyip bana dogru yaklaştı. Kollarını boynuma sarıp konuştu.
'inşallah sana saçma sapan şeyler söylememişimdir. Hiç bişe hatırlamıyorum.'
Biraz bekledikten sonra kon...
Sabah kalktığımda yanimda jimin yoktu. Hızlıca kalktım ve odadan çıktım. salonla mutfağa baktığımda burdada yoktu. Acaba lavaboda mıydı? 'Jimin Jimin.' Ses yok. Ya nerde bu çocuk?. Bugün tatil ve ders de yok.
'Ne oluyo Jungkook.' Gelen jindi.yeni uyanmıştı 'jimin nerde biliyor musun?' 'Bu muydu ne çok ses yaptın olum. Hem ben şimdi uyandım nasıl bilebilirim.' 'Doğru.' Odama gidip telefonumu aldım. saat daha sabahın 8 idi. Bu saate nereye gitti ki. Nedense bi telâş yapmıştım. Hemen rehbere girip aradım. Haahh açmıştı.
Jm-aşk-
Jk-neredesin jimin sen sabahın köründe.
Jm-hey hey sakin tavşanım evde yumurta bittiği için markete gittim.
Jk-neden bana haber vermedin ki cok telâşlandım.
Jm-uyuyordun çünkü. Bende sen uyanmadan gidip gelirim diye düşünmüştüm ama olmadı.
Jk-bir an seni göremeyince telâş yaptım üzgünüm
Jm-eve bir gelim ilk işim seni ısırıcam. Yağğh jungkookie çok tatlısın sinirliyken bile.
Jk-oyle mi?
Şuan cok şımarmıştım. Jimin bana güzel sözler söyleyince icim bi hoş oluyordu.
Jm-evet bu yüzden seni hep yiyesim geliyor. Hayatımda gördüğüm en tatlı,güzel,seksi tavşan sensin. (Cute,lovely,sexi :))
Jk-jimin şımarıyorum ama sen böyle diyince.
Jm-hahaha neyse geliyorum kapıyı aç kocana.
Jk-kocam mı?
Jm-evet ben senin kocanım.
Jk-peki kocacık karıcığın kapıda bekliyor.
Jm-kocacık diyen ağzını yicem birazdan.
Jk-gelde bi yersin. Hadi bekliyorum.
Jm-tammam.
Telefonu komidinin üstüne koyup iceri geçtim. 'Nerdeymiş.' gülümseyerek 'markete gitmiş'.dedim. 'ha telâş yapmana gerek varmış mı?' 'Yokmuş ama napim.' 'Aşık adam boyle oluyor demek.' 'Galiba.' Aşık adam. Ben aşık adamdım doğru. Jin'in yanından ayrılıp kapıyi açtım. Bir kac saniye sonra Jimin asansörden inip bana doğru yürümeye başladı.
Yürüyerek demeyelim biz ona hoplaya zıplaya tıpkı bi çocuk gibi elindeki poşetlerle geliyordu. Yüzünü sıcacık bi gülümseme alınca bende ona gülümsedim. Yanıma yaklaşıp dudaklarıma uzunca öpücük kondurdu. 'Biricik karım beni kapılarda mı karşılarmış.' 'Kocacığım hoşgeldin.' 'Kocana öpücük yok mu?' Ellerimi yanaklarına götürüp dolgun dudaklarına minik bi öpücük kondurdum. 'Yeter mi kocacığım.' 'Şimdilik yeter. Aksam nasıl olsa yatağımızda daha fazlasını alıcam.' Yatağımızda? Sebebsiz yere sıcakladığımı hissediyordum.
Yüzüm kızarmaya başlayınca jimin bana bakıp gülümsedi. 'Karıcığım iyi mısın kızarmaya başladın.' 'Ya jimin dalga geçme.' Hala gülüyorken konuyu dağıttım.'hani sen sadece yumurta alacaktın. Bu ne üc posetle gelmişsin.' 'Sana da bir şeyler aldım.' 'Gerçekten mi? ' 'Evet hemde en sevdiğin şeylerden.' Kapıyı kapatıp mutfağa geçtik. Çok heyecanlanmıştım.
'Jimin geldin mi seninki telaştan öldü sabah sabah evde jimin de Jimin uyandırdı beni.' 'Ama napim göremeyince.' 'Geldim işte ilki bi markete gitmişim bundan sonra sabah bi yere gitmem.' 'neyse ne şimdi burdasın hediyem nerde.' Heyecandan elim ayağıma dolanmıştı. Ilk defa jimin bana bir şey almıştı.
'Dur dur sadece sevdiğin yiyeceklerden aldım.' Yiyecek mi? Olsun yani o da güzel. 'Olsun merak ediyorum.' Poşetlerin içinden biraz büyükce bi kutu çıkardı ve bana uzattı. 'Al hepsi bunda.' Kutuyu alıp masanın üstüne koydum. Kapağı yavaşça açıp kenara koydum. Ohaa burda bir sürü kalpten cikolata ve bir kac tane de muzlu süt vardı. Hepsinin üstündede kırmızı gül ve sapına bağlanmış bir not. Notu dikkatlice söküp açtım. -Seni seviyorum minnak tavşanım- yazıyordu . Yaa cok romantik. Gözlerimden bir damla yaş düşünce jimine doğru döndüm. 'Bende seni seviyorum.' Boynuna sarılıp yanaklarına öpücüklerimi dizdim. 'Cok güzel teşekkür ederim' 'dur daha bitmedi'. Yumruk yaptığı elini önüme getirerek acti. kolye aşağı doğru sarkınca şaşırmıştım. 'Yaaa~' ucunda kalbin yarısı vardı. Diğer elini de açıp bana doğru tuttu. Kalbin diger yarısı ondaydı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Beyaz olanı uzanıp boynuma taktı. Diğerini de kendine takıp bana döndü. 'Beğendin mi?' 'Çokk' 'sevindim' tekrar sarıldım boynuna. 'Vayy kıskandım?' Ayrılıp yüzüne baktım. Tam gözlerinin içine baktım. Parıldıyordu. Dudaklarımı yaklaştırdım ve dolgun dudaklarına bastırdım. Yavaşça ve kısa öptüm. 'Bari önümde yapmasaydınız.' Jinin konuşmasıyla ayrıldık. Masaya dönüp Kutunun kapağını kapattım. Kucağıma alıp odaya geçtim.
Odaya kendimi attığımda kutuyu yataga bırakıp aynanın karşısına geçtim. kolyeyi elimle tutarak cevirdim. Cok güzeldi. Kalbin yarısıda jimindeydi. Ilk defa bana hediye almıştı ama hayatımın en guzel hediyesini almıştı. Cok mutlu etmişti beni. Midemdeki kelebekler artmıştı. Içimde heyecan ya da başka bise ne oldgunu bilmediğim bi his vardı. Beni bulutlara götüren bi his. Bu hissin hic bir zaman girmesini istemiyordum. Benimle mezara kadar gelmesini istiyordum. De öylede olacaktı. Ona olan askim benimle mezara kadardı.
