Acı Bekleyiş

1.3K 88 18
                                    


Medya: Cem Adrian Telli Turnam









Hiç bir şey yolunda gitmezken sen nasıl gittin?








Kaybetmek, dokuz harf üç hece olabilirdi, ama onlar için bir ömürdü, bir hevesti.
Kan, damarlar da dolaşan bir sıvıydı, ama onlar için acıydı, ölümdü!

Panikle oradan oraya koşan kalabalık nihayet terk etmişti düğün salonunu. Onur yer de yatan ablasına baktı bir müddet, aklı bunların gerçek olmadığını söylüyor bu yüzden de hareket edemiyordu. Güven ağır adımlarla biraz daha yaklaştı, gerçek miydi bunlar? Sultan teyzesi manzara karşısında bayılmış kızları onun yanındaydı.

Işıl acı bir çığlık attı,

- Ağabey! Yengeee!

Ağlayarak olduğu yere yığıldı, Onur bu sefer ona baktı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu ki! İkisi de o sıra da çok kan kaybediyordu. Senem bağırarak Siyabend'in yanına koştu.

- Siyabend bir şeyler yap! Onlar ölüyor, kendine gel!

Siyabend'de olayın şokundaydı. Senem'in bağırışları üzerine gözlerini kırparak yanında çaresizce çırpınan kıza baktı. Tekrardan etrafına bakınca olayı anladı. Senem'in elinden tutup Betül'ün yanına götürdü ve ceketini çıkardı.

- Güzelim al bu ceketi Betül'ün yarasına bastır. Ben de Murat'ın yanına gideceğim.

Senem tam da denildiği gibi yapıp Betül'ün kalbine bastırdı ceketi. Siyabend ise Murat'ın yarasına bastırırken ambulansı aradı.

*********

Ambulansta gelirken iki kez Betül'ün kalbi durmuştu, neyse ki yapılan müdahalelere yanıt vermiş tekrardan kalbi çalışmıştı. Herkes olayın şokunu atlatıp hastaneye hücum etmişti. Işıl ağlarken Onur ona moral veriyordu ama kendisi de bin parçaya bölünmüştü. Yine de güçlü kaldı, o güçlü olursa ablası da güçlü olurdu hissederdi bunu. O yüzden tüm gücünü toparlayıp güçlü durdu.

Hatice hanım ve Sultan hanım çaresizce ağlıyordu. Aslında yoğun bakımın önünde ki çoğu kişi ağlıyordu. Ameliyata alınalı bir saat olmuştu, en sonunda Murat'ın bulunduğu ameliyathanenin kapısı açıldı ve iki hemşire ile doktor çıktı. Bütün aile onların etrafını sarmış gelecek olan güzel haber için dua ediyordu.

- Murat Altınbaş'ın ailesi siz olmalısınız.

- Evet biziz. (Ender bey)

- Durumu iyi, çok kan kaybetmiş ama hayati tehlikesi yok. Normal odaya alınacak birazdan. Geçmiş olsun.

Herkes rahat bir nefes alıp birbirine sarıldı. Çok şükür iyiydi Murat, ama Betül için aynı şey söylenemezdi. Yarım saatin sonunda Murat normal odaya alınmış babası ve kardeşi onun başında bekliyordu. Diğer kalanlar ise bu sefer Betül den gelecek olan iyi haber için ameliyathanenin önünde bekliyordu. Ama ne gelen vardı ne de giden, saatler geçmek bilmiyordu. Murat çıkalı bir buçuk saat olmasına rağmen Betülden hala bir haber yoktu.

- Nerede bu doktor bu hemşire? Öldük burada Allah rızası için biri haber versin! (Hatice hanım)

Onur birisini çağırmak için ayağa kalkmıştı ki ameliyathanenin kapısı açıldı. Bir tane hemşire onlara doğru yaklaştı.

- 0 rh pozitif kana ihtiyacımız var. Hastanın durumu kritik, uyan varsa hemen benimle gelsin.

Osman yarbay, Sultan hanım ve Leyla hemşire ile birlikte gitti. Onur arkalarından baktı bir süre, ablasına yardım etmek istiyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. Kene denen hain sonunda gebermişti ama suçluluk duygusu kalbine işliyordu. Bütün tedbirleri almıştı oysa, nasıl olur da o hain içeriye girebilmişti?

Kırmızı ve Beyaz'ın Çocuklar'ı ('Mesele Vatan!' Serisi 1)     TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now