#4 Çıkmaz Yol

21 20 12
                                    

Bu fikir nerden geldi bilinmez ama girmişti bir kere aklıma. Benim hayatımı mahveden adamın evine kendi isteğimle gidecektim. Liam'ın evine nerden girebileceğimi bilmiyordum herşey doğaçlama ve plansız olacaktı. Eğer yakalanırsan bir bahanemde yoktu. Kapıdan çıkmadan önce ayakkabılığın üstündeki aynada çaresiz bakışlarımı gördüm. Gördüğüm gözler, bir kadının çöküşünü anlatıyordu adeta. Bu gözler bana ait olamayacak kadar yorgundu.

Hill Street'de hızlı ama temkinli adımlarla yürüyordum. Gecenin karanlığında giden sessiz adımlarımın sesini sadece ben duyuyordum. Yavaş nefes alışverişim, tempolu yürümemle hızlanmıştı. Yasemin çiçeklerinin huzur veren kokusu bir nebze içimi rahatlatmıştı.

Hill Street'ten çıkıp Gleam Street'e geldiğimde durdum. Sağ tarafımda kalan sarı ve beyaz boyalı eve baktım. Işıkları açık değildi. Evin bahçesinin kapısına doğru ilerledim. Herhangi bir ses yoktu. Evin sol tarafında kalan birinci kattaki 2. pencerenin açık olması beni bir hayli memnun etmişti. Burası Liam'ın çalışma odasının penceresiydi. Bahçe kapısını çok ama çok yavaş bir şekilde haraket ettirip pencerenin yanına gittim.

Pencere tam boynumun hizasına geliyordu. Çıkmam için biraz çaba sarfedersem rahatlıkla çıkardım. Önce sağ sonra da sol kolumu attım. Daha sonra önce sağ sonra sol bacağımı atıp evin içine girdim. Çantamın suluk bölümüne koyduğum el fenerini en kısık ışık verecek şekilde ayarladım.El fenerini açıp odayı koloçan ettim ve çalışma masasının çekmecelerine bakmaya karar verdim. Üç çekmeceli masanın ilk çekmecesini açtım. Burada atıştırmalık, ıslak mendil peçete gibi önemsiz şeyler vardı. İkinci çekmeceyi açtığımda burada da kalem silgi gibi basit eşyalar vardı. Üçüncü çekmeceye geldiğimde, bunun kilitli bir çekmece olduğunu farkettim.

Biraz zorladım fakat açılmadı. Yavaş adımlarla ilerlerken yukarı kattan gelen bir ses duydum. Ayak sesi merdivenlerden inmeye başlarken aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Pencereden atlamak. Hızla koştum ve kendimi pencereden aşağı bıraktım. Daha dizimdeki geçmeyen yaranın üstüne düşmüştüm, bu acıyla istemsiz bir inilti bıraktım gecenin karanlığına. Bileğimi burkmuştum ve canım çok yanıyordu. Bahçeye çıkan ayak seslerinin geldiği yöne baktığımda bir çift göz gördüm. Hala yanan feneri ona doğrulttum ve Liam olduğunu anladım. Sanırım buradan sonrası daha zordu. Bir açıklamam yoktu ve onunla yüzleşmeye hazır değildim.

Karanlıkta bana uzatılan bir el silueti gördüğümde tuttum. O el beni nazikçe çekti ve diğer elde belimden tutup kucakladı. Kapıya yaklaştıkça dış kapıdaki siluet belirginleşmişti ve o siluetin Elizabeth'e ait olduğunu görmüştüm. Liam içeri girerken sessizce kenara çekildi ve hiçbirşey demedi. Bu sessizlik beni ürpertmişti. Liam'ın yüzüne baktığımda yüzünde en ufak bir mimik yoktu. Ve bu beni korkutmuştu evet, çünkü bilinmezlik beni hep korkuturdu.

Liam beni yere bıraktığında banyoya geldiğimizi anladım. Liam beni bıraktıktan sonra gitti ve yanıma Elizabeth geldi. Bana hiçbirşey söylemeden banyo dolabını açtı. Elindeki pamukla yaralarımı temizlerken en son dizime gelmişti. Pamuğu sürdüğünde ilacın yakmasıyla hafif bir inilti çıkardım. Bu haraketim üzerine ağzından ufacık bir "şşt" sesi çıkardı. Bu yaptığı beni şoka uğratsada, farkettirmemeye çalıştım. Yaramı temizledikten sonra, bir bebek edasıyla taytımı çıkarttı ve yanında getirdiği bol eşofmanı giydirdi.

Beni bırakıp ayağa kalktığında "Liam" diye seslendi ve yavaşça banyodan çıktı. Anlam veremediğim haraketleri beni korkutuyordu. Şuan her an öledebilirdim, evden güle oynaya çıkadabilirdim de.

Liam nazik hareketlerle beni kavradı ve kucağında taşımaya başladı. Salona geldiğimizde L şeklindeki gri koltuğa beni oturur vaziyette yatırdı. Yavaş adımlarla karşıma geçti ve konuşmaya başladı.

"Ne oldu Carol.?" Bu cümleye verebilecek hiçbir cevabım yoktu. Sanırım çıkmaz bir sokağa sürüklenmiştim.

"B-ben dedim ürkekçe, boğazımı temizleyip konuşamaya devam ettim." "Su içmek için mutfağa gittiğimde, kapının zorlandığını gördüm." Liam tek kaşını kaldırarak gülümsedi.

"Ve pencereden girerek bana gelmeye çalıştın öyle mi?" diyebilecek hiçbirşeyim yoktu ve başımı eğdim. Liam ayağa kalktı ve başucuma geldi.
"Şu zorlanmış kapıya birde ben bakayım Carol". Yutkundum hiçbirşey yapamadım. Sona gelmiştim. Dönüşüm ve bir açıklamam yoktu. Burada hapis kalmıştım ve bir adım öteye ilerleyemiyordum.

Elizabeth'in topuklu sesini duyduğumda kafamı oraya çevirdim. Ağlamıştı, burnu ve gözleri kıpkırmızıydı. Sıkıca sıktığı avucunu açtı ve evimin anahtarını kucağıma bıraktı. Bu haraketinde sonra hiç oyalanmadan koltuğun arkasına denk gelen merdivenden yukarı çıktı. Benim anahtarı istediğimi nasıl bilmişti? Bunun hakkında birşey söylememiştim.

"Ne gerçekten mi? Evime zorla girmenin sebebi bu muydu?" dedi Liam ve ardından ekledi. "Yukarı çıkıyorum, aşağı indiğimde evimi terketmiş ol." Soğuk bakışlarını benden çekerek o da yukarı çıktı.

Ağlamak istiyordum, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. Ama burada olmazdı hayır, evden çıkmam gerekiyordu. Yavaşça doğruldum. Dizim çok acıyordu. Liam neden beni eve bırakmamıştı ki?

Yavaş ve topallayarak kapıya doğru yönelirken Elizabeth'in adımı seslendiğini duydum. Ona döndüğümde konuşmaya başladı. "Araban yanında mı?" Hayır anlamında başımı salladım. Elizabeth kafasını bahçeye doğru oynattı. Beni eve bırakıcaktı. Açıkçası bu durumdan hoşnuttum.

Elizabeth'in yardımıyla bindiğim araba evimin önünde durdu. Elizabeth hiçbirşey söylemedi, ben de konuşmadım ve arabadan indim. Arkamda duran siyah arabaya döndüm.

"Teşekkür ederim." Elizabeth kafasını aşağı yukarı salladı ve gaza bastı. Bende yavaş ve temkinli adımlarla evime girdim. Yaralarım temizlense de vücudum toz toprak içinde olduğu için duş aldım. Saçımda havluyla kitap okurken kapının çaldığını farkettim.Puflanarak kapıya yöneldim.Kapıyı açtığımda kalbim yerinden çıkacaktı.

"Oo Carol özlemişsindir beni." Eski nişanlım Andrew'in yüzüne nefretle baktım. O bakışlarımı umursamadan beni duvara ittirdi ve belimden duvara kilitledi. Hiçbir şekilde haraket edemiyordum. Aramızda ki mesafeleri kapatmıştı ve bu durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum.

Evet en uzun bölüm bu oldu. Sizden vote istiyorum ❤️❤️

Karanlığın Aydınlığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin