0.1

3.8K 222 688
                                    

Ps// Bu hikayenin bir diğer yazarı Larryninellitonu dur

7 Ocak 2020 saat 13.35

Louis her zamanki gibi sabah erken kalkmış, hazırlanmış, kahvaltısını yapmış ve arabasına binip şirketine doğru sürmüştü. Ciddi bir yüz ifadesiyle şirkete girip asansöre ilerlemişti. O geldiğinde herkes önünü iliklemiş ve selam vermişti. Louis yine ciddiyetini korumuş ve asansöre binip odasına çıkmıştı. Elindeki dosyayı masasına bırakıp yerine yerleşmiş ve günlük rutin işlerini yapmaya başlamıştı.

Masadaki evrakları düzenlerken cebindeki telefonun titremesiyle irkilmiş ve çıkarıp üstünde bilmediği bir numara yazan ekrana bakmıştı. Tereddüt etsede iş için olacağından diye düşünüp açmış ve telefonu kulağına götürmüştü "Evet?" Dedi otoriter çıkan sesiyle.

Karşısındaki doğduğundan beri tanıdığı çocuğa baktı kadın. Öyle bitik durumdaydı ki...iç çekti  "Bay Tomlinsonla mı görüşüyorum?" Dedi ince ve üzgün ses.

Tanımadığı bir bayan sesi kulaklarını doldurmuştu Louis'nin "Evet? Buyrun benim." Demişti aynı ses tonuyla.

Burukça gülümsemişti kadın  "Ben Styles ailesinin avukatıyım. Bay ve Bayan Styles geçtiğimiz hafta vefat ettiler. 16 yaşında ki oğulları Harold Styles da daha reşit olmadı için vasiyeti mahkeme kararı ile -tek akrabası olan- size geçti...

Kadının söyledikleriyle kaşları çatılmıştı Louis'nin. 'Ne diyordu böyle? Styles ailesi?' Hafızasını biraz zorlayınca gerçekten de çok uzaktan akrabaları olan Styles ailesini hatırlamıştı. Ama o zamanlar çok küçüktü. Hayal meyal hatırlıyordu. 'Annesinin dedesinin amcasının oğullarının tek torunları olmalıydılar? Yani sanırım...' diye düşündü. 'Bunun bir önemi var ki? 16 yaşındaki bir çocuk ona sorulmadan velayeti altına geçiriliyordu. Bunca işin arasında bir de küçük bir velete ebeveyn mi olacaktı yani?' Bu düşünceyle sinirlenmişti "Dalga geçiyor olmalısınız. Başka akrabası yokmuymuş? Ya da yetimhaneye bıraksaydınız. Bu beni ilgilendirmez." Dedi hem sinirli hem de ciddi bir şekilde.

Kadın sinirle kaşlarını çattı. Bebekliğini bildiği bu çocuğu kimseye yediremezdi.
"Efendim Bay Styles'a ailesinden aile holdingi ve güçlü bir miras kalıyor. Yani o yetimhanelere atılacak bir kişilik değildir! Vasisi olarak Bay Styles reşit olana kadar mirasla siz ilgileneceğiniz için düşünmenizi tavsiye ederim!" Demişti çıkarcı çıkan sesiyle.

'Ne sanıryordu bu kadın beni? Paragöz olduğumu falan mı? Mirası duyunca yumuşayacağımı falan mı?' Dünceleriyle histerik bir gülüş atmıştı. "Madem bu kadar önemli şu sizin bücür. Telefonda konuşulmayacak bir mesele olduğunu da biliyorsunuzdur? Emri-vaki yapar gibi çocuğu üstüme bırakmanız ne kadar hoş karşılayabilirim?" Deyip derin bir nefes almış ve kendini toparlamaya çalışıp konuşmaya devam etmişti "Şuan Londra'da Tomlinson şirketindeyim. Eğer şuan Londra'daysanız öğle arasında şirkete gelip adamakıllı konuşalım."

"İyi olur! Çünkü bu tutumunuzun basına nasıl yansıyacağını düşünün Bay Tomlinson! Sizin gibi hayır sever birinin aslında kendi akrabasına bile burun kıvırdığının bilinmesini istemezsiniz! Bay Styles da yanımda olacak...Görüşmek üzere Bay Tomlinson!" deyip telefonu kapatmıştı.

Louis telefon ekranına bakakalırken sinirle elindeki cihazı masaya çarpmıştım. "Bir de tehtid ediyor!" Kendi kendine küfürler savururken iyice sinirlenmeye başlamıştı. Elleri titreyince çekmecedeki ilaçlardan avcuna döküp yutmuştu. Bunun gibi insanlar etrafında olduğu için sinir hastası olmuştu zamanla. Ve gerçekten sinirlendiği zaman kötü şeyler olabiliyordu... zamanın geçmesi için önüne yığılan mimari projeleri alıp incelemeye başlamıştı.

INEFFABLE ➳L.S ۵Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt