0.7

2.6K 174 708
                                    

Medya: Harry Potter, Dylan O'Brien

Soru: Harry Potter mı? Teen Wolf mu?

İyi okumalar💕

Ps// bu hikayenin bir diğer yazarı Larryninellitonu dur

Louis uykusundan sıçrarken boynunun tutuluğunu hissetti. Başı ve boynunun ağrısı onu öldürürken ayağa kalktı. Saate baktığında 23.00'ı gösteriyordu. Gözlerini ovuşturdu. Odanın dağınık olduğunu görünce hafızasını zorladı. Sinir krizi geçirdiği belliydi ama neden?

Aklına doluşan görüntülerle gözleri kocaman açıldı "Siktir... Harry..." Hızlı adımlarla aşağı inmişti. Bodrum kapısını açarken lambayı açtığında kenarda büzüşmüş yorgunluktan ve muhtemelen açlıktan uyumuş, bacakları kan içindeki küçük çocuğu gördüğünde kendini öyle kötü hissetmişti ki... İçinden kendine küfrederken kollarını minik bedenin sırtından ve bacaklarından geçirip onu kucağına almış ve odasına çıktığında yavaşça yatağına bırakmıştı. Gece lambasını açarken bacaklarındaki kanları temizlemek için nemli bez getirip yanına oturdu. Dikkatlice kurumuş kanları temizlerken üstlerini bandajla sarıp parmağıyla hafifçe okşadı ve dudaklarıyla üstlerine minik öpücükler bıraktı. Ağlamaktan dudakların ve gözlerin kızarmıştı Harry'nin.

Louis üstüne yorganı çekerken elini yanağına koyup hafifçe okşamış ve alnını alnına yaslamıştı. Harry'i uyandırmamaya çalışarak fısıldamıştı "Özür dilerim ufaklık... Üzgünüm..."

Harry gözlerini kırpıştırıp açarken Louis'yi gördüğünde korkuyla sıçradı. Geri kaçıp etrafa bakındı. Artık karanlık değildi ve biri bacaklarını sarmıştı. Konuşmak istese de zaten konuşamayacağını bildiği için yatağın Louis'den en uzak köşesine kaçıp oraya sindi. Louis'nin gözleri ona aynı şekilde bakmıyordu ama o korkunç saatleri kolay unutamayacağı kesindi.

Harry sıçrayıp kaçtığında Louis'nin boğazında bir yumru oturmuştu. Harry'e zarar vermeyeceğine söz vermişti ama becerememişti. Karşısındaki korkmuş küçük çocuğa nasıl yaklaşacağından emin değildi. Tekrar incitmek istemiyordu onu...

"H-Harry... B-ben özür dilerim... Lütfen yapma böyle... Sana zarar vermeyeceğim." elini ayak bileğine koyup güven vermek istermişcesine parmağıyla okşadı.

Harry yutkunurken karşısındaki adamın çaresiz bakışları hoşuna gitmemişti. Gözlerini kırpıştırıp bir süre Louis'yi tarttı. Yataktan destek alıp hafifçe ona doğru kaydı ve sırtını başlığa yasladı. 'Louis'nin evindeydim ve ondan uzak durursam beni tekrar kapatma ihtimali vardı. Kafasının ne zaman atacağı belli olmazdı.' Diye düşündü.

Louis titrek bir nefes verdi "Sana yiyecek bir şeyler getirmemi ister misin? Bir şey yemedin... Aç uyumanı istemiyorum..."

Harry kafasını onaylar anlamda salladı. Su da istemek için ağzını açtığında ses çıkmaması yüzünü buruşturmasına neden olmuştu. 'Sikeyim okulda ne yapacaktım?!' Diye iç geçrirken dizlerini kendine çekip bakışlarını kaçırdı.

"Yorma kendini..." burukça gülümseyip odadan ayrılmıştı. Mutfağa inip tepsiye çorba ve sebze yemeğinden koyup yanına da bir bardak su koyduktan sonra yukarı çıkıp odaya girdi ve tekrar Harry'nin yanına oturdu. Kaseyi eline alıp çorbayı karıştırdı ve bir kaşık alıp ona uzattı
"Al bakalım..."

Güzel yemeğin kokusu Harry'nin burnuna dolduğunda karnı guruldamıştı. Şuan kimin ne yaptığı veya kimin yedirdiği umrunda değildi. Hızlıca Louis'nin uzattığı kaşıkları içerken kendine geldiğini hissediyordu ve Louis'ye karşı olan korkuyla kızgınlığı bedeni güç buldukça kendini gösteriyordu.

INEFFABLE ➳L.S ۵Where stories live. Discover now